|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Önümüzdeki 3 Kasım erken genel seçimi, belli ki eskisinden farklı bir sosyo-politik yapılanmaya neden olacak.. Şu anda siyasi yelpazede görülen gelişmeler, bir "öncü deprem"in ifadesidir.. Yeni oluşumlar, partilerin ittifak arayışları içine girmesi ve eskisinden farklı portrelerin siyasete çekilmesi için gösterilen çabalar.. Bu açıdan 3 Kasım seçimi, eski seçimlerden daha farklı bir dönüm noktası oluşturuyor.. Merkezin sağ ve solundaki yerleşik bazı parti ve isimlerin, siyasetin (veya Meclis'in) dışına itilecekleri, kuvvetle muhtemel.. Ayrıca "Avrupa Birliği Hedefi", bu seçimde, daha "Dünyalı" söylemlerin kampanyaya egemen olacağını kaçınılmaz kılıyor.. Böylesine derin içerikli bir genel seçimin, medyaya yansımaması mümkün değildir.. "28 Şubat" sürecinde kırılmalara ve ekonomik kriz sürecinde de çöküntülere sahne olan medya, şimdi seçime dönük yeniden yapılanmalar içinde.. Karamehmet Grubu'na ait olan Show T.V ve Akşam gibi yayın organlarında yer alan yenilenmeleri, haftalardır izliyoruz.. Cem Uzan'ın bir siyasi eylemin içinde yer alması ise, hem Star kanallarını, hem de Star gazetesini, doğal olarak etkiledi.. Neticede Uzan'lar da artık siyasi bir taraf.. Üstelik sadece iktidara değil, sisteme de muhalefet eden bir taraf Uzan'lar.. "Sabah" gazetesindeki çalkantılar ise, bugünün gündeminde ön sırada.. Birbirlerinden ayrılmaz iki isim olarak yıllardır medya dünyasında algılanan "Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu", bu şekilde yollarını ayırdılar.. Eğer medyaya yansıyan haberler doğru ise, İzmir'den beri kader arkadaşı olarak Dinç Bilgin'in yanında duran Güngör Mengi bile, Zafer Mutlu ile beraber hareket ediyor. Bunlar, "Bizim Dünyamız" için çok önemli gelişmelerdir.. "Büyük Gazete" kimliğine sahip "Sabah", bu dağılmalar ve kopuşlarla, yok mu olacaktır? Veya "Bilgin" soyadı da, "Simavi"ler gibi, basın dünyasının dışına mı kayacak? Yahut, Zafer Mutlu, artık bir yeni basın patronu olarak, Türk okuruna yeni bir "Büyük Gazete" mi sunmaya hazırlanıyor? Böyle sorular var gündemimizde.. Bir başka önemli soru da şu.. Son dönemdeki bütün çalkantıları atlatarak, "En güçlü" ve hatta "Tek güçlü" konumda kalan Aydın Doğan'ın, Sabah'taki gelişmelere ilişkin yaklaşımı, acaba nasıl? Bir diğer soru da şöyle.. Dinç Bilgin'e ortak olan Turgay Ciner, "Sabah"ın yaşaması ve büyüklüğünü sürdürebilmesi için, gerekli maddi desteği vermeye yeterli malî güce sahip mi? 3 Kasım'a uzanacak dönemde, siyasi partiler medyaya çok fazla muhtaç ve hatta bağımlı olacak.. Bekleyip göreceğiz.. Bakalım Bab-ı Telli'de daha ne gelişmeler olacak?
ŞAKA
A.B.- T.C. ve B.E.- K.D.
A.B ile T.C. arasındaki "Uyum Yasaları" ile tarih yazdık ya..
SİYASETİN AKTÖRLERİ
Sami Selçuk, Erkan Mumcu ve isimler..
Siyaset de "isimler" üzerinde kuruludur.. Bu açıdan, hepimiz bazı isimlerin hangi partiye gireceklerini veya siyasete girip girmeyeceklerini merakla izliyoruz.. Örneğin Yargıtay eski başkanı Sami Selçuk, bana göre mutlaka siyasetin içinde yer almalıdır.. Türk siyasetinin, Selçuk'un söylemlerine ihtiyacı var.. Örneğin ANAP'ın açık sözlü ve yürekli genç politikacısı Erkan Mumcu, mutlaka siyasette kalmalı.. Eğer ANAP ileride de var olacaksa ve Türkiye'nin yenilenmesinde Özal misyonunu devam ettirecekse, Erkan Mumcu bu partinin büyük aktifidir.. DSP'nin Uluç Gürkan'ının ve partisinin seçime giremeyeceği açıklanan Sema Pişkinsüt'ün de, önümüzdeki dönemde TBMM'de olmalarını, yürekten istiyorum.. Ve tabiî Besim Tibuk.. Tibuk'lu bir parlamento, Türkiye'ye ufuk açacaktır.. Böyle sayısız isim var önümdeki listede.. Mesela Muhsin Yazıcıoğlu.. Dilerim tüm partiler ve tabiî seçmenler, bu isimleri siyasetin aktif mevkilerine taşır.. Siyaseti ve demokrasiyi, böyle isimler yüceltir..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |