|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kemal Derviş, beni yanıltmadı. Ben de, okurları ve kamuoyunu yanıltmamış oldum. Kemal Derviş'in dün o çok beklenen saat 17.00'deki –belki ileride 'tarihi' olarak nitelenecek– açıklamasını dinlerken, Türkiye'nin geleceği için umutlandım ve beni yanıltmadığı için içimden kendisine bir teşekkür borcu hissettim. Kemal Derviş'i, bu toplum 'içten' bulduğu, 'dürüst' ve 'bozulamaz' olarak sezdiği ve özlenen 'yeni' bir profil çizdiği için sevdi ve güvendi. Kemal Derviş, dünkü açıklamasıyla, bu 'sevgi' ve 'güven'i boşa çıkarmadı. O yüzden, onu dinlerken çok mutlu oldum. İzin gereğiyle yazıları kestiğim vakit, izinden ziyade kendimin bir hayli merkezinde yer aldığım gelişmelerin tozunun bulutunun on gün-iki hafta içinde nisbeten ortadan kalkacağını tasarlamış ve hem 'zihin pillerimi şarjetmek' ve hem de biraz mesafe alarak gelişmeleri izlemeyi öngörmüştüm. Önümüzdeki Salı günü yazılarıma başlamak kararındaydım. Kemal Derviş'i dinledikten sonra yazılarıma başlıyorum; çünkü toz duman bence yeterince dağılmıştır. Dün sabahın erken saatlerinden başlayarak yurtiçi ve yurtdışından çeşitli telefonlar aldım. 'Ne olacağına' dair görüşümü, gözlemlerimi sordular. Kendilerine şunları söyledim: 1. Kemal Derviş, kesinlikle YTP'ye katılmayacak. 2. Kemal Derviş'in ibresi YTP'ye oranla çok daha fazla ölçüde CHP'ye dönük duracak. 3. Kemal Derviş'in yapacağı açıklamada, herhangi bir siyasi partiye katılacağını açıklamasını beklemiyorum. Merkez-sol'da geniş tabanlı birlik çalışmalarını kısa bir süre daha sürdüreceği bir açıklama yapmasını bekliyorum. Yani, Kemal Derviş'in YTP'ye gireceğini beklememekle birlikte –bunu zaten hiçbir zaman beklememiştim ve bu köşenin okurları bu konuda tanığımdır– CHP'ye katılacağını da dün açıklamasını beklemiyordum. Bununla birlikte, yaptığı açıklamada, 'siyaset platformu'nu anlaşılır bir açıklıkla CHP olarak işaret etti. Ancak, bunun CHP'de yapılması için bir 'şart'ı ya da 'öngörüsü' var: CHP'nin 'yeni' ve 'klasik siyasetçi olmayan' kadrolara açılarak 'vitrin' oluşturması. Bundan sonra izleyeceği 'güzergah'ın bunun nasıl ve ne şekilde gerçekleştirileceğini Deniz Baykal'la yapacağı görüşmeler olacağı seziliyor. Deniz Baykal'ın bu yaklaşıma 'esnek' davranacağı besbellidir. Bunda kimsenin tereddütünün olmaması gerekir. Zira, Deniz Baykal, önceki gün yaptığı ve dün de altını çizdiği 'CHP çatısı altında geniş tabanlı birleşme' çağrısıyla, Kemal Derviş'in 'çok olumlu' ve 'çok önemli' bulduğu 'adım'ı zaten attı ve Kemal Derviş'in 'tayin edici' tavrının önünü açtı. Bundan sonrası, bugüne dek olan-bitenlere oranla ayrıntıdır. Kemal Derviş, 'sinerjik etkisi'ne CHP'ye yöneltmiştir. CHP'nin bundan böyle, çok büyük hatalar yapılmadığı takdirde –ki, yapılabilmesi zayıf ihtimaldir– oy trendinin yükselmesini beklemek gerçekçi olacaktır. Nitekim, daha önce de bu köşede belirttik, Türkiye'de Ak Parti ve CHP'nin 3 Kasım öncesinde siyaset sahnemizin 'sabit değerleri' olduğu gerçeği, Kemal Derviş'in dün ortaya koyduğu tavır ve Deniz Baykal'ın –İsmail Cem'in tam zıddına– sergilediği 'siyaset, taktik ve zamanlama ustalığı' ile doğrulanmıştır. Kemal Derviş'in –ki, dün konuşurken sanki Milli Takımımızın yarı-final maçı izleniyormuş gibi, ülkede hayat durmuş, millet televizyon ekranlarının başında toplanmıştı– siyaset hayatımızın güvenilir, yeni profili olarak, siyasete yeniden –altını çizerek 'yeniden'– sol-sağ eksenini sunması çok önemli ve çok değerli bir katkıdır. Evet, sol ve sağı, eski biçimleri ve ölçüleriyle anlamamak gerekir ama solu ve sağı toptan yok varsayan bir siyaset anlayışının, Türkiye'de 'depolitizasyon'u muhkem hale getirmesi gibi bir tehlike derinleşmekteydi. Siyasetin, yeni biçimleri ve içeriğiyle de olsa, 'sol-sağ ekseni'ne oturtulması gereklidir ve doğrudur. Bu prizmadan bakıldığında, Kemal Derviş'in büyük bir içtenlikle, 'kendisini bildi bileli sosyal demokrat' olduğunu söylemesi ve o eksende siyaset yapmaya teşne olduğunu vurgulaması ve özellikle ülke gençliğini siyasete davet etmesi, herşeyden ziyade, İstanbul'da medya merkezlerinde ve Boğaz kıyılarında mevzilenen kerameti kendinden menkul ve aylardır, yıllardır bu ülkeye ciddi bir yük teşkil eden 'toplum mühendisleri'ne indirilmiş ağır bir darbe olmuştur. Esasen YTP ve ona eklemlenmek istenen figürler ve son 'Demirel'ci katılımlar', büyük ölçüde bu 'toplum mühendisleri'nin hergün gazete sayfalarından pompalanan senaryolarının ürünü idi. Kemal Derviş, dün, siyaseti topluma doğru çevirdi. Buna, özellikle teşekkür ediyorum ve kendisiyle aynı siyasi görüşleri paylaşmayanların da ona yönelik böyle bir teşekkür borcu vardır. Türkiye, yarınları için, bugün düne oranla daha umutludur...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |