T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Kadim bir iyilik

Horasan'da doğup Ahmet Yesevi'den ders alan, Osmanlı'nın kurduğu ilk daimi orduya “Yeniçeri” adını veren, kurduğu tarikatle toplumu birleştirmek, güçlendirmek, eğitmek, Türkçe'yi yerleştirmek için çabalayan, dergahında Yunus Emre'nin yetiştiği Hacı Bektaşi Veli, 670. vefat yılında 'iyilik'le anılıyor.

Hacı Bektaş Veli ve dostları, Türk toplumunu birleştirmek, gerilikten, taassuptan, cehaletten uzaklaştırma, insanca bir hayat anlayışı vermek için çırpınıyordu. Vefatının 670. yılında saygı ile andığımız büyük Türk düşünürü Hacı Bektaş Veli'nin başlıca vasfı iyilik yapmak isteğiydi. Bir yazısında şöyle der: “Benim üç dostum var. Bunun birisi ben öldüğüm zaman evde kalır, evda kalan bellidir. Birisi yoldadır, yoldaki dostlarım benim mezarıma kadar gelir, öteki kıyamete kadar benimle beraberdir: Yapabildiğim iyilikler!...”

Ahmet Yesevi'den ders aldı

Büyük Türk düşünürü Hacı Bektaş Veli, 1247 yılında Horasan'ın Nişabur şehrinde doğmuştur. Anası Hatem Hatun, babası Seyit İbrahim'dir. Temel eğitimini büyük Türk düşünürü Ahmet Yesevi ve halifesi Lokman Perende'den edinmiştir. Hacı Bektaş Veli, aslında kendi kendini yetiştirmenin sırrına ermiş, eşsiz bir insan ve bir mücahittir. Ayrıca o önemli bir tarihçi, bir eğitimci, bir sosyolog, bir psikolog ve güçlü bir şairdi.

Hacı Bektaş Veli ve dostları, Türk toplumunu birleştirmek, gerilikten taassuptan cehaletten uzaklaştırmak, insanca bir hayat anlayışı vermek için çırpınıyorlardı. Hünkar, Sulucakarahöyük (Hacıbektaş) köyünü halk üniversitesi haline getirmiş, ayrıca buraya bağlı kırk kültür ocağı kurmuştur. Bu ocaklara da köyler bağlanıyordu... Burada din, bilim, ahlak, sanat, tarım, hayvancılık ve madencilik gibi bilgiler öğretiliyordu. Bir taraftan da başta Hacı Bektaş Veli olmak üzere arkadaşları; durmadan dinlenmeden, beylik beylik, oba oba, köy köy dolaşıyor, onları manen güçlendiriyorlar, gönüllerine ümit ışığı saçıyorlar, “Kendimize güvenelim ve birleşelim” diyorlardı.

1326'da Osman Gazi vefat etmiş, yerine oğlu Orhan Bey geçmişti. Hacı Bektaş Veli'nin Orhan Bey ile buluşup, ona daimi bir ordu kurulmasını telkin ettiği tarihi bir gerçektir.

Yeniçeri adını o verdi

Bu daimi orduya “yeniçeri” (yeni asker) adını veren Hacı Bektaş Veli'dir. Hacı Bektaş Veli'nin serpuşundan kendilerine amblem icat eden yeniçeriler, her sefere çıkarken Hacı Bektaş Veli'ye dua ederek yola koyulurlardı. Yeniçeri teşkilatının kurulmasında emeği geçen Türk düşünürü, Viyana kapılarına dayanan, Çaldıran seferini kazanan Türk askerlerinin piridir. Osmanlı padişahlarından bazıları Bektaşiliğe karşı sempati beslemişlerdir. Yavuz Sultan Selim'in kulağında küpe olan bir resmi vardır. Bu küpe Bektaşilik sembolüdür. İkinci Beyazıt, Balı Sultan'ı sarayına davet ederek birçok ikramda bulunmuştur.

Hacı Bektaş Veli, edebiyat tarihinin en büyük simalarından birisidir. En büyük halk ozanı Yunus Emre, onun dergahında yetişmiştir. Kurduğu tarikat yıllarca Türkçe'nin yerleşmesi için mücadele etmiş, Türk Halk Edebiyatı'nın kurulmasını temin etmiştir.

'İnsan isen, ölmezsin korkma!'

Kadına büyük değer veren, “kadına kıymet vermeyen, onları okutmayan ulus yükselemez” diyen büyük Hacı Bektaş Veli'dir. Büyük Türk düşünürü, büyük insan Hacı Bektaş Veli, 85 sene hayat sürmüş ve 1332 yılında Hacıbektaş'ta (Sulucakarahöyük) vefat etmiştir. 1964 yılından beri, 16-18 Ağustos tarihleri arasında kendi adıyla anılan ilçede uluslararası görkemli törenlerle anılmaktadır. Törenlere, Mısır, İran, Suriye, Ürdün, Yugoslavya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan, Afganistan, Pakistan, Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Özbekistan, Ukrayna ve Rusya Federasyonu'ndan gelen turistler de katılmaktadırlar.

Bugün O'nu 670. ölüm yılında anacağız. O büyük insan bir şiirinde, “Sakın hiç kimsenin gönlünü yıkma, Gerçek erenlerin sözünden çıkma, Eğer insan isen, ölmezsin korkma, Aşıkı kurt yemez, uçta değildir” diyor. Hakiki insan ölmüyor. Asırlar geçse de unutulmuyor.

Dostları üç gün boyunca anacak

39. Ulusal, 13. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma ve Kültür Sanat Etkinlikleri, Nevşehir'in Hacıbektaş İlçesi'nde, 16-18 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Etkinlik kapsamında çeşitli konularda paneller düzenlenecek, konserler verilecek, semah ekipleri gösteri yaparken tiyatro toplulukları oyunlarını sergileyecek. Resim, fotoğraf ve karikatür sergilerinin de açılacağı etkinliğe yurt içinden ve dışından çok sayıda katılım olacak.

Aralarında rekabet değil, sevgi vardı

Hacı Bektaş Veli ile Mevlana arasında bir rekabetten söz edilir ama asılsızdır. Orta Asya'dan gelen bu iki Türk büyüğü, birbirlerine büyük saygı beslemişlerdir. Mecusilere, putperestlere kapısını açmış bulunan en büyük Türk düşünürü, Mevlana'nın kimse ile ihtilafı olabilir mi? Bektaşi velayetnamesine göre, Hacı Bektaş Veli, Soru İsmail adlı müridini Konya'ya göndermiş, Mevlana'dan bazı kitaplar istemiş ve kalbi bağlılıklarını bildirmiştir.

  • VAHİT ÖZDEMİR

  •  
    Kamyon şoförlüğünden Rock'n Roll krallığına...
    Rock'n Roll'un İrlanda asıllı starı Elvis Presley, ölümünün 25. yılında (hâlâ) hem kral tahtını işgal ediyor, hem de yattığı yerden milyonlar kazanmaya devam ediyor.
    “Eylül Öykü” çıkıyor
    Öykü anlatmak, aslında hayatı anlatmaktır. Öykünün hayatla içi içeliği, yayın dünyamızda da, yeni oluşumları beraberinde getiriyor. Öykü okurları, öyküyü anlatan yeni bir dergiye kavuşuyor. Genel yayın yönetmenliğini Ahmet Sait Akçay'ın yaptığı, editörlüğünü Fatih Altuğ, Ömer Ayhan, Ahmet Kekeç ve Suavi Kemal Yazgıç'ın birlikte yürüttükleri “Eylül Öykü” dergisi, Ekim ayında okuyucuyla buluşuyor. “Hayatta ayrıntıyı, ayrıntıyı öyküde keşfedin. Yaşadıklarımızı daha doğru anlamlandırmak için öykü okuyun!” sloganıyla yola çıkan dergi, 90 kuşağı ve sonrasının beğenisinden yola çıkarak geçmişi ve bugünü değerlendirmek, yakın dönem dünya öykücülüğünden örnekler sunmak ve son üç ayda yayınlanmış bütün öykü kitaplarını değerlendirmek gibi önemli bir misyona talip. Üç ayda bir çıkması düşünülen dergi, öyküseverlerin etrafında halkalanacağı bir yapı oluşturmayı amaç ediniyor. Bilgi için tel: 0 212 524 75 24
    Osmanlı Aleviliği
    Türk toplumunun bugün yaşadığı kültürel ve dini birçok meselenin kökeni, konunun tarihsel sürecinde yatıyor. Sorunların çözüme uluşması için şüphesiz tarihsel ayakları iyi irdelemek gerekiyor. Saim Savaş aynı zamanda bir araştırma niteliğindeki “16. Asırda Anadolu'da Alevilik” adlı kitabında, Sünni-Alevi ayrımının kökenine değiniyor. 16. yy'da Osmanlı-Safevi ilişkilerini irdeleyen Savaş, Vadi Yayıncılık'tan çıkan kitabında Osmanlılar ve Safeviler arasındaki askeri ve siyasi mücadelenin dînî-mezhebî renk ayrımı sebebiyle iki ülke arasında bambaşka bir boyuta taşındığını işaret ediyor. Bilgi için tel: 0 312 418 65 70
    16 Ağustos 2002
    Cuma
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED