Münevver Arınç'ın nurlu yüzüne yayılmış şefkatli tebessümüyle, Sezer'leri uğurlamaya gitmesinden bu yana "türban"da koparılan fırtına dinmek binmiyor. Herkes meseleyi kendi seviyesi ve kabınca ele almaya çalışıyor. Bazılarına göre "türban" meselesi diye bir mesele yok. Bu görüş üzerinde İ.Ü. Rektör Yardımcısı ve ikna odaları mucidi Nur Sertel ile, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı hali hazırdaki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'in hemfikir olması meseleyi içinden çıkılmaz bir karışıklığa hapsetti. İyi niyetli medya mensupları "başörtüsü meselesinin" varlığını kabul ettikten sonra çözüm için "normalleşme sürecinin" işlemesi gerektiğini savunuyor. Bu fikri savunanların başında Enis Berberoğlu geliyor.

"Normalleşme sürecini" savunanlar hükümetin başörtüsünü öncelikli bir mesele olarak ele almamasını tavsiye ediyor ki, bu tavsiye hükümet tarafından tamamen içselleştirilmiş durumda. Normalleştirmeye katkı olsun diye, her kanalda kamusal alan ve başörtüsü meselesi tartışılırken, Kanal 7 ana haber bülteninde "başörtüsü meselesi tartışılıyor ama biz tartışmayacağız" mesajı veriliyor. "Biz tartışmayacağız" tavrı da "normalleştirmeye katkı" olarak ortaya konuyor.

Kamusal alanda başörtüsünü tartışanlar "başörtülüleri yok sayarak" onlar adına "bilim adamlarına" müracaat ediyor. "Başörtüsü meselesini bizzat bir başörtülü bilim kadını" ile tartışmaya göze alacak kadar demokrat değil henüz hiç kimse. Ya da bu konularda konuşabilecek bir başörtülünün varlığından henüz haberdar değiller. Kamusal alan meselesini önemli kılan husus da tam burası. Kamusal alan bir eşitlenme alanıdır. Normalleşme sürecinin başlaması için başörtülülerin, başörtüleri parantez içine alınarak sahip oldukları tahsil ve kabiliyetler doğrultusunda kamusal alandaki diğer fertlerle eşit muameleye tâbi tutulmaları gerekiyor.

Şimdiye kadar başörtülüler kendilerine açık alanlarda nefes alabildiler. Ki bu alanlar 28 Şubat süreciyle beraber gittikçe daraltıldı. Normalleşme süreci için Kanal 7 başörtü meselesine "sahip" çıkmıyor. Hükümet sahip çıkmıyor.

Dindarların "normalleşme sürecine" katkıları "tam"! Gelelim anormal görenlerin normalleştirmeye yapacakları katkıya. Başörtülülerin belli merkezlerde bloklaşmalarını engelleyerek her yerde olmalarını ve bu vesile ile "normalleşmelerini"sağlamak üzere mesela Enis Berberoğlu'nun gazetesinde bir başörtülü köşe yazarı istihdam edilebilir mi? Kim olacak diye düşünmeyin. Medya "hiç"ten yazar yapmak konusunda çok kabiliyetli olduğunu iç dünyasını naklen anlatan yazarlarla ispat etti. Başörtülü bir köşe yazarının bir gününü anlatmasından başlatabilirler bu yeni tarzı. Böylece başörtülü olarak kamusal alanda yer almak nasıl bir şey hep beraber görürüz.

Kanallarla devam etmeli "normalleşme süreci." Mesela CNN en uygun kanal, tartışma programları yapan bir başörtülü sunucu için. NTV ha keza. TV8'in Yüksek Siyaseti için başörtülü bir daimi konuk fena mı olur?

İş dünyası da "normalleşme sürecine" kendince katkılar sağlamalı. En başında da Sabancı Holding gelmeli. AK Parti tek başına iktidar oldu diye Sakıp Sabancı'nın sırtında adeta kanatları çıkmıştı. Şu kadar üniversite mezunu, master ve doktora sahibi, üstüne üstlük okul birincisi olmuş başörtülü genç kız var. Sakıp Bey, kendilerini hangi firmalarında istihdam etmeyi düşünür acaba?

Böylece Anadolu Kaplanları'nın firmalarının dışında tesettürlü olduğu için değil liyakat sahibi olduğu için başörtülü elemanlar yer alabilir.

Son söz olarak değerli okuyucularımın mübarek Ramazan Bayramlarını tebrik ederken, hiç olmazsa bayramın adında buluşmayı teklif ediyorum. Bu bayram Ramazan Bayramı'dır, fitre bayramıdır! Şeker Bayramı değil! Dindarların Ramazan, laikçilerin şeker diye ikilik yaratmaları son bulmalı artık. Katılmaz mısınız?

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu