 T ü r k i y e ' n i n B i r i k i m i |
| |
| ||
|
||
|
T ü r k i y e ' n i n B i r i k i m i |
| |
|
| ||
|
||
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Yaşarken kaleme aldığı fermanlarda, "Yoksullara devletçe yapılacak gıda yardımlarının onların gururunu kırmayacak şekilde, akşam karanlığı bastıktan sonra evlerine bırakılmasını" emreden Fatih Sultan Mehmet'in ebedî istirahatgâhı, günümüzde bu türbeyi ziyaret eden turistlerin bıraktıkları 'bozuk paralarla' korunup temizleniyor. Fatih Han'ın türbesinde uzun yıllardan bu yana süregelen 'bağış' rezaleti, Yeni Şafak muhabirlerinin bu tarihî mezara yaptıkları ziyarette bir kez daha belgelendi. Okurlarımızdan gelen şikayetler üzerine, Türk ulusuna Avrupa'nın kapılarını açmış ünlü devlet adamının Fatih Camii avlusundaki kabrini ziyarete giden Yeni Şafak ekibi, burada türbenin hemen giriş kapısının yanına kurulmuş olan bir "bağış toplama masası"yla karşılaştı. Türbeyi görmek üzere gelen yerli ve yabancı ziyaretçilere sık sık "Fatih Sultan Mehmet Han'a bağışlarınızı esirgemeyin" şeklinde çağrılar yapan görevliler, muhabirlerin konuyla ilgili sorularını cevaplamaktan ise kaçındılar. Türbede kurulan "bağış masası" ile yalnız yerli ziyaretçilere değil, yabancılara da -sözgelimi Yunan turistlere- "Konstantinopolis Fatihi'nin mezarının temizlik giderleri için ceplerindeki bozuklukları bırakma fırsatı" verilmiş oluyor. Buna karşılık ne Fatih Belediyesi, ne Büyükşehir Belediyesi, ne de İstanbul Valiliği, varlıklarını borçlu oldukları Cihan Sultanı'nın kabrinde oluşan bu çirkin manzarayı engellemek adına şimdiye kadar herhangi bir önlem alma ihtiyacını hissetmediler.
'Vicdanımız rahatsız oluyor'
Yaklaşık bir saat kaldıkları türbede ziyaretçilerden yüzmilyonlarca lira bağış tahsil edildiğini gözlemleyen Yeni Şafak muhabirleri, 2 milyon liradan daha az miktardaki bağışlara ise yetkililerce makbuz kesilmediğini saptadılar. Ziyaretçilerden bazıları bunun yeni bir uygulama olmayıp uzun yıllardan bu yana sürüp gittiğini hatırlatırken, bağış yapma nedenlerini de 'psikolojik baskı altında kalmak' ve 'vicdan azabı duymak' şeklinde açıkladılar. Bu arada "Türbe Koruma ve Yaşatma Derneği" kaşesini taşıyan bağış makbuzlarının gelirinin ise Türbeler Müdürlüğü'ne bağlı sözleşmeli personelin maaşlarını ödemek için kullanıldığı öğrenildi.
Dünyada bir başka örneği yok
Yeryüzünde, siyasal sistemi her ne olursa olsun, vefat etmiş devlet başkanlarının kabirlerini paralı bir ziyaret mahalline çeviren başka herhangi bir ülke mevcut değil. Washington'dan Lincoln'e, Bismarck'tan Churhill'e, De Gaulle'den Mao'ya kadar, en doğudan en batıya bütün ülkelerde devlet başkanlarının naaşlarının bulunduğu yerler birer anıt-mezar olarak düzenlenmiş durumda ve buraları ziyaret edenlerden hiçbir ad ya da gerekçe altında ücret alınmıyor. Çünkü, ülkeye hizmet etmiş eski liderlere saygı, tüm dünyada "devlet olabilmenin" temel kurallarından biri olarak kabul edilmekte. Üstelik, o anıt-mezarda yatan liderin günümüzde artık yıkılmış olan bir siyasal sistemin temsilcisi olması da bu temel kuralı değiştirmiyor.
HANGİ İŞ DÜZGÜN Kİ?
Fatih Türbesi'nde bağış toplamanın gerekçesini öğrenebilmek amacıyla aradığımız "Türbeleri Koruma ve Yaşatma Derneği"nin bir yetkilisinden ilginç bilgiler aldık. İşte yetkilinin anlattıkları:
Beyefendi merhaba, Fatih Türbesi'nde sizin makbuzunuz ve kaşenizle yardım toplanıyor. Bu bağışların gerekçesi nedir? Türbenin bakımı ve korunması için devletin bir tahsisatı yok mu?
Şimdi efendim, bakanlığımız, Türbeler Müdürlüğü'nün yalnızca kadrolu personelinin maaşlarını ödemektedir. Ama sözleşmeliler için herhangi bir ödenek yok.
Yani, elde ettiğiniz gelirlerle sözleşmeli personelin maaşlarını mı ödüyorsunuz?
Gelirler derneğin kasasına giriyor, dernek de çeşitli giderleri karşılıyor. Müdürlüğün yaklaşık yüz tane personeli var, bunun da yarısı sözleşmeli. Eskiden türbe perişandı, bu bağışlarla tamir ettirdik orayı.
Bir yurttaş olarak, İstanbul'u fethedip Türk ulusuna armağan eden böyle bir komutanın türbesinin bakımının bu şekilde yapılmasını doğru buluyor musunuz?
Valla hemşerim, senin şikayet ettiğin şu konu var ya, zurnanın son deliğidir. Bu işlerin neresi düzgün ki bu düzgün olsun. İnşallah bundan sonra düzelir.
ALİ MURAT GÜVEN / MUSTAFA NİZAMOĞLU
|
|
|
|
|
|
|