T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Irak ve 'Türkiye dostu' Amerikan şahinleri...

Türkiye, Amerika'ya olan 4 milyar dolarlık askeri borçlarının silinmesi karşılığında Irak'a karşı Amerikan askeri harekatına katılır mı? Türkiye'nin, Irak saldırısına katılması 'fiyatı' 4 milyar dolar mı?

New York Times gazetesinde önceki gün Elaine Sciolino imzalı yazıda çıkan satırlar, bir gün gecikmeyle kamuoyumuzda dün yankılandı. Yazının başlığı, 'Amerika, Irak'a karşı sözlü savaşını sürdürürken, dünyadan kaygılı sesler yükseliyor' idi. Yazının içeriği, sadece Türkiye'ye ayrılmış değil. Avrupa ülkelerinden Avustralya'ya, Rusya'dan Kuveyt ve Mısır'a, Japonya'dan Türkiye'ye, Amerika'nın muhtemel bir Irak saldırısına karşı 'isteksiz tavırlar'a ve bunun nedenlerine yer verilmiş. Türkiye ile ilgili bölüm, Japonya'nın ardından aynen şöyle:

"Bunu, (yani Japonya'nınkini) herhalde en ziyadesiyle Irak'la ortak sınırı bulunan Türkiye'de görülen 'bana bir öneride bulun' yaklaşımı izliyor. Amerikan istilasının sonucu olarak ortaya çıkacak kargaşılıktan duyulan bir korku, bunun, ayrılıkçı Kürt mücadelesinin 1984'den beri 30,000 can aldığı Türkiye'nin sıkıntılı Güneydoğu'suna yayılması. Başbakan Bülent Ecevit, bu hafta 'Amerikan yönetimindeki dostlarımıza Irak'a karşı askeri harekata karşı olduğumuzu belirtmek için her fırsatı kullandık' dedi.

Bunun anlamı, Türkiye'nin müzakereye açık olması olabilir. Askeri alımlardan ötürü ABD'ye 4 milyar dolarlık borca ilişkin kolaylıklar karşılığında pozisyonunu değiştirmeyi düşünebilir demektir."

Bu satırlarda 'yorum' kokuyor. Bu, Elaine Sciolino'nun görüşleri mi; yoksa 'Amerikan yönetimi'nin mi?

Elaine'i tam 20 yıldır tanırım. 1982'de İran'da birlikte haber kovalarken tanışmıştık. O tarihte Newsweek'in Roma temsilcisiydi. Yıllar sonra, 1999-2000'de Washington'da aynı Amerikan araştırma kuruluşlarında birlikte bulunduk. Elaine Sciolino, meslekte ilerlemiş; NYT'ın Washington muhabiri olmuştu. Bu, Amerikan yönetimi içinde 'sağlam haber kaynakları'na kolayca ulaşabilmesi anlamına gelir. O nedenle, önceki gün imzası altında çıkan satırların Amerikan yönetiminin Türkiye'ye ilişkin 'algılaması' olduğu sonucunu çıkartmak, yanlış olmaz.

Ekonomik krize düşmenin ve askeri endüstrilerde dışa bağımlılığın, böyle 'can sıkıcı' algılamalara yol açması kaçınılmazdır. İkisi birleştiği vakit, ne yazık ki, böylesine 'fiyatlama'lar da beraberinde geliyor.

Ancak, NYT haberine takılarak, asıl vahim tabloyu gözden kaçırmamak gerekiyor. Saddam Hüseyin rejimini devirme gerekçesiyle Irak'a saldırı konusu, Amerika ile müttefikleri ve tüm dünya arasında yoğun bir tartışma konusu olduğu kadar ve ondan fazla Amerika'nın kendi içinde ve özellikle iktidardaki Cumhuriyetçiler arasında da hararetle tartışılıyor. Başkan George W. Bush'un takımı ile eski başkan baba Bush'un takımı arasında dahi bu konuda ayrılık var.

Baba Bush'un Dışişleri Bakanı James Baker, Ulusal Güvenlik Başdanışmanı General Brent Scowcroft, ve eski dışişleri bakanlarından Lawrence Eagleburger, şu andaki 'şahinler'in politikasına karşı çıktılar. Dışişleri Bakanı Colin Powell da soğuk duruyor.

'Irak'a saldırı'nın başını kim çekiyor peki?

Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Condoleeza Rice. Bunlar, 'en üst düzeydeki' saldırı yandaşları. Ama buzdağının altı daha zengin ve ilginç. Orada çeşitli 'lobiler' var.

Lobilerin başında İsrail sağı, Likud yanlısı ve Amerikan silah sanayii ile yakın ilişkileri bulunan JINSA ekibi geliyor. JINSA, Jewish Institute for Security Affairs (Güvenlik Meseleleri İçin Yahudi Enstitüsü). Bunlar, 'silah lobisi'yle, Lockheed, Northrop, General Dynamics, İsrail askeri endüstrileri vs. ile sıkı ilişkilerdeler. Çevik Bir'e 1999'da durup dururken 'Uluslararası Devlet Adamı' Ödülü verip, onu Türkiye'de cumhurbaşkanlığına özendiren JINSA idi. JINSA'nın 'temel ilkesi' şu: 'Amerika ile İsrail'in güvenliği bölünemez'; yani aynı şey...

JINSA'nın amacı sadece Irak'ta Saddam rejiminin yıkılması değil; 'total savaş' mantığı ile S.Arabistan, Suriye ve Mısır ve bu arada İran rejimlerinin de yıkılmasından ve buralara 'demokrasi' getirilmesinden yanalar. En önemli bağlantıları, Pentagon'da. Başta, Richard Perle; ayrıca Pentagon'un siyasi müsteşarı Doug Feith, ayrıca Harold Rhode, Frank Gaffney.

Bu isimler, ne gariptir ki, Washington'daki 'Türkiye yanlısı lobi'nin de önde gelen isimleri. Gaffney ve Feith, bir dönem Türkiye'nin paralı lobi şirketini kurmuşlardı. Herbiri, Türkiye'nin savunma sanayii ile yakından ilgili ve irtibatlı.

Yani, 'İsrail'in en aşırı kesimleri'yle aynı 'dalga boyu'nda olan Amerikan Yahudileri'nin bir bölümü, şu dönemde 'Washington şahinleri'ni oluşturuyor ve bunlar, 'kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez' mantığıyla Türkiye'nin de 'dostları'.

'Amerikan sistemi' içinde bunların en yakın müttefikleri, Başkan Bush'un çok yakın durduğu 'Hristiyan köktendincileri'.

Bu 'Irak'a saldıralım' korosunu oluşturan 'aşırı İsrail lobisi', 'silah sanayii', 'Hristiyan köktendincileri' üçlüsünün siyasal ifadesi ise şöyle:

1. Bunlar, 'silahsızlanma'ya sırt çeviriyor ve 'füze kalkanı' projesi (bir dönemde de Yıldız Savaşları) başta olmak üzere her türlü silahlanma politikasını destekliyorlar.

2. Ortadoğu politikası, büyük ölçüde İsrail Likud Partisi'nin bölgesel pozisyonlarıyla içiçe geçmiş durumda.

3. 'Global' Amerikan politikasını, 'izolasyonizm-unilateralizm' ekseni üzerine kuruyorlar ve örneğin Clinton'un hatta baba Bush'un temsil ettiği 'çok yönlü uluslararası işbirliği'ni umursamıyorlar. 'Unilateralizm'in en kestirmeden tanımı; Amerika'nın müttefiklerine kulak asmadan, keyfi ve tek yanlı bir uluslararası politika izlemesi...

Bu 'cereyan'ın Amerikan yakın tarihi ve Amerika coğrafyası zemininde de bir anlamı var. Cumhuriyetçiler'in içindeki bu 'izolasyonist cereyan', 1952'de Eisenhower'a karşı yarışan Robert Taft'a uzanıyor. Taft'ın 'izolasyonizm'i, Amerika'nın NATO üyeliğine karşı çıkmaya kadar varıyordu. 'İdeolojik-sosyolojik dayanakları' ise Amerika'nın koyu dindar bölgesi Midwest (Orta-Batı) ve muhafazakar güneyine dayanıyor. Oysa, baba Bush dahil, Amerikan yönetimleri genellikle Amerika'nın 'Avrupa'ya dönük' boyutunu temsil eden Kuzeybatı kökenliydiler. Baba Bush'un Connecticut-Massachussets-Maine hattına karşılık, şimdiki oğul Bush, Beyaz Saray'dan ziyade Teksas'taki çiftliğinden dünyaya bakıyor.

Bu 'küresel dünya'da, Amerika'nın ideolojik-sosyolojik ortamına dair bilgi sahibi olmak, iş 'Irak saldırısı' konusuna gelip dayanınca; Türkiye'ye nerede, kiminle ve nasıl durulması gerektiğine dair ipuçlarına sahip olmak için elzem.


3 Eylül 2002
Salı
 
CENGİZ ÇANDAR


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED