T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
HADEP'i kendi haline bırakın

Seçimlere iki ay kaldı, ama ortalıkta henüz tam netleşmemiş pek çok unsur var. Bunlardan biri de HADEP'in durumu. Türkiye'nin belli bir bölgesinde oyların önemli bir bölümünü toplama potansiyeli olduğu bilinen HADEP, yüzde 10 barajı sebebiyle, kendisini Meclis'e taşıyacak bir 'ittifak' arayışı içerisinde. İttifakı hangi partiyle yapacağı henüz bilinmiyor; bu bir belirsizlik. Ancak, HADEP'in önünde bir başka belirsizlik daha var: Anayasa Mahkemesi HADEP'in kapatılmasıyla ilgili dâvâyı seçimden önce karara bağlayabilir...

İspanya'da geçen hafta önemli bir siyasi karar verildi. Ülkenin başyargıcı, ETA adlı bölücü terör örgütüyle işbirliği yaptığı için Batasuna Partisi'nin faaliyetlerini üç yıllığına askıya aldı. İki milyon nüfuslu kuzey bölgesinin İspanya'dan bağımsızlık kazanması için silâhlı mücadele yürüten ETA, 1968 yılından buyana, 836 kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor.

HADEP'e de benzer eleştiriler yöneltildiği için, İspanya'daki karar, HADEP'i kapatmak niyetinin hayata geçirilmesini kolaylaştırıyor. Anayasa Mahkemesi, artık son aşamasına gelmiş dâvâyı isterse önümüzdeki günlerde bitirebilir.

Parti kapatma, İspanya örneği bir tarafa, demokrasilerin zor kararlarından biri. Batasuna Partisi'nin faaliyetlerini askıya alma kararı Avrupalı aydınlar ve düşünürlerin bir bölümü tarafından ciddi eleştirilerle karşılandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin RP ile ilgili kararının da, bir çok çevreden, tepki çektiğini biliyoruz. Partileri yaşatıp öldüren, demokrasilerde, seçmenlerdir; bu bakımdan, HADEP'le ilgili verilecek kararın da eleştirilerle karşılanması kaçınılmaz.

Parti kapatmanın sonuç almada bir yararı bulunmadığı HADEP'in serüveninden görülebiliyor. HEP ile başlayıp DEP'e, oradan HADEP'e kapatıla kapatıla gelindi. HADEP kapatılsa, çatısı altında toplananların gidecekleri başka bir parti mutlaka olacaktır. Toplumda kökleri bulunan siyasi bir çizgiyi, partisini kapatarak yok etmek mümkün değil.

Mevzuat parti kapatmaya izin verdiği için, Anayasa Mahkemesi HADEP'in sonunu getirebilir. Özellikle, Batasuna Partisi'nin başına gelenden sonra böyle bir kararı almak daha kolaylaştı. Ancak, iki ay sonra sandık başına gidilecek bir ülkede, seçime girmeye hak kazandığı resmen açıklanmış bir partinin, mahkeme kararıyla da olsa kapatılması, güveni sarsacak önemde sisteme bir müdahaledir. Kapatmayla, alınmak istenen sonucu doğuracağı kuşkulu böyle bir müdahale, seçmenin rasyonel davranışını etkileyebilecektir.

HADEP'in belli bir bölgede çoğunluğun tasvibine sahip olması, ya da ülkenin değişik illerine dağılmış 'etnik' hassasiyeti bulunanlardan ilgi görmesi çok sebepli bir tercih yansımasıdır. Hükümetlerin yanlışları, partilerin cesur politikalar uygulama (hatta savunma) konusunda ürkütülmesi HADEP'i büyüten bir etki doğurdu.

Oysa, ülkenin bütününe dönük politikaların bir parçası olmak, genele hitap eden partiler tarafından temsil edilmek, tepkiler etkisiyle HADEP'i destekler duruma getirilmiş insanların da hakkı. Özellikle, Meclis'in seçim kararı almasından sonra fazla mesai yaparak "AB'ye uyum" amaçlı yasalar çıkartmayı başarmasıyla, bölgesel çıkarları temsil eden partinin önemi daha da azalmış oldu. Çıkan yasaların harfiyen uygulanmasını vaat eden partiler de bölgede ilgi görebilir. HADEP'in seçime katılıyor olması, ülkede sağlıklı bir demokratik zeminin oluşacağı yolundaki beklentinin sınanmasına da yarayacaktır.

Bir partinin kapatılması hiç de şık bir gelişme değil; kapatılmak istenen, sadece bir bölgeden veya belli bir etnik gruptan destek gören bir parti olsa bile... Türkiye her sorunun açıkça tartışılabildiği, görüşlerin "Söyletmen vurun" duvarına çarpmadan dinlenebildiği bir ülke olmak ve her siyasi çizginin sistem içerisinde faaliyet göstermesine müsamaha göstermek zorunda. İspanya'da karşılaşılan yanlış örneğe bu yüzden kulak vermemekte yarar var. Bir kere de biz Avrupa'ya örnek olamaz mıyız?

Anayasa Mahkemesi, sandık başına gitmeye iki ay kalmasına rağmen hâlâ çok bilinmeyenli bir denklemi andıran seçim ortamını daha da belirsizleştirecek radikallikten, umarız, uzak durur.


3 Eylül 2002
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED