|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
HAFTANIN YORUMU
Bizde de suç yok değil. Kulüp yöneticilerini bu kararları almaya zorlayan nedenler var. Bazı basın kuruluşları, medya mensupları, yaptıkları gerçek dışı haberlerle işi bu hale getirdi sonunda. Hatırladığım kadarıyla 4-5 yıl önce Fatih Terim'in başlattığı bir uygulamaydı. Hoca'nın haklı nedenleri vardı. Soru sormasını bile bilmeyen, karşı tarafın yaptığı işe saygı duymayan, medya mensupları yüzünden uygulama diğer kulüpler tarafından da benimsendi ve hayata geçirildi. Antrenman sahalarının çevresine ya yüksek yüksek duvarlar ördüler, ya da demir kapıların önüne eli coplu korumalar diktiler. "Basına yasak hemşerim!.." Peki, bu ülkede hergün çıkan 12 sayfalık spor gazeteleri var. Sayfaları nasıl dolacak? Büyük büyük! gazeteler 5-6 spor sayfası yapıyor. Neyle dolduracaklar? Yıldız futbolcularla ropörtajlar nasıl yapılacak? Yanıt yok. Yalan-dolanla mı? Bırakın özel işleri, rutinleri almak bile dert olmaya başladı. Mesleğin köküne kibrit suyu sıkılıyor da, kimsenin gıkı çıkmıyor. Ama müstehak bize. Kendini yok eden bir sektörün üyesi olarak, bundan sıkıntı duyuyor, utanıyorum. Yasağı koyanlar, şimdi diledikleri gibi ayıplarını da gizleyebiliyorlar. Bakalım nereye kadar... G.SARAY'DA SIKINTI Cimbom, gücünü pres yaparak, köşeye kıstırarak, yetenekli oyuncularını ön plana çıkararak maç kazanan takımdı. Daha erken ama, son iki haftada oynadıkları oyundan kendileri de hoşnut değil. Malatyaspor, başkaldıran, karşılık veren oyunu ile hem kendi gücünü gösterdi, hem de Galatasaray'daki zaafları. Futbolumuz adına önemli bir gelişme. Bunun üstünde fazla yorum yapmak da doğru değil. Çünkü Malatyaspor'dan istikrar bekliyorum. Galatasaray için ise yapılacak en iyi tanımlama şöyle; Cimbom, her futbolcu için vitrin olabilecek bir takım. Futbolcularının bu bilinçle hareket etmeleri gerekiyor. Terim'in tartışılmaz olduğunu da herkes bilmeli. FENER KARIŞIK Denizlispor'un toplam futbolcu değeri 22, Fenerbahçe'nin ise 200 milyon dolar. Hangisinin futbola daha yakın olduğunu gördük. Demek ki, Fenerbahçe iyi yönetilmiyor. Bakın eski Başkan Ali Şen ne diyor; Davul Lorant'ın, tokmak Aziz Yıldırım'ın elinde. Yıldırım, stat yapımı ile taraftarları uyutuyor. Müdahale edemeyeceği bir teknik adama da tahammül edemez. Ben muhalefet değil, Ali Şen'im. Lorant gitsin demedim, yönetemeyen Aziz Yıldırım gitsin dedim. Bu kulübün gerçek sahibi taraftarlarıdır. Mutsuzdurlar, o yüzden Fenerbahçe'nin şampiyon olma mecburiyeti vardır. Olamıyorsa, sorumluluk alan herkes suçludur... Sayın Atilla Kıyat da dedi ki, "Bu takımı basın, taraftar ve eski başkanlar idare edemez" Doğru, biz yönetmeye talip değiliz zaten. Buyrun siz yönetin. Anlaşılan o ki, Aziz Yıldırım ve yönetimi gidene kadar Ali Şen de kendisini suçlu hissedecek. BEŞİKTAŞ'TA TAŞLAR Arzulu futbolu ile göz dolduruyorlar. Aşırı motivasyon nedeniyle zaman zaman öfkelerinin kurbanı oluyorlar ama, iyi yolda oldukları da kesin. İki kanat eksiğini mevcut kadro içinde giderirse daha da iyi olacaklar. GENÇLER SÜPER
Leblebi gibi goller atıyorlar. Topladıkları puanların, attıkları gollerin tesadüf olmadığını gösteriyorlar. Buna rağmen Ersun Yanal, oynanan oyundan hoşnut değil. Sürekli aşama yapması da böyle düşünmesinden kaynaklanıyor. Allah nazardan saklasın. O'na da takımına da liderlik yakışıyor. Helal olsun.
|
|
|
|
|
|
|