T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ahmet Mete Işıkara bu sefer de depremi bilemedi

Kandilli Rasathanesi Müdürü deprem profesörü Ahmet Mete Işıkara;

17 Ağustos MARMARA ve 12 Kasım BOLU-DÜZCE depremlerini, önceden bilememişti.

Şimdi; ANAP'taki 3 Kasım depremini de bilemediği anlaşılıyor.

Bilseydi, seçilemeyeceği kesin olan ANAP'tan aday olmazdı.

Nedir ANAP depremi? Kamuoyu araştırmalarının tümünde, şimdiden ANAP'ın barajı aşamayacağı belirtiliyor. 3 Kasım seçimlerinde ANAP'ın uğrayacağı bir yenilgi ANAP ve ANAP yönetiminde sarsıntı meydana getirecektir. Gerçi Sayın Mesut Yılmaz ve ekibi önceki bir sürü seçim yenilgilerine ve sarsıntılara rağmen gitmemekte ve yıkılmamakta direndiler.

Ancak, bu defaki, görülüyor ki; onlardan daha şiddetli olacak ve esasen çatlamış olan ANAP siyaseten çökecek ve onlar da enkaz altında kalacak veya depremin meydana getireceği tusunamide boğulacaklar.

Bu depremin öncü sarsıntıları geldi bile; Genel Başkan Yardımcıları Erkan Mumcu ile Yaşar Okuyan Mesut Yılmaz ve ekibi ile anlaşmazlığa düşerek ayrıldılar, bazı milletvekilleri ANAP'tan istifa ettiler.

Ahmet Mete Işıkara bilemedi ama; daha önceki siyasi depremleri yaşayan ANAP lideri Mesut Yılmaz, tecrübeli bir depremzede olarak ANAP'ın 3 Kasım'da uğrayacağısiyasi depremi biliyor, galiba... Bir taraftan seçimi erteletmek çareleri arıyor. Birt araftan da; gazetelerdeki haberlere göre: "ANAP-DYP İttifakı için, Aydın Doğan, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer Çiller, Aydın Doğan'ın SİS adlı yatıyla gizlice Yunanistan'ın Rodos adasına gidiyorlar."

Gazetedeki ifadesi ile; Yunan karasularında 4 gün 4 gece süren bu yolculukta, "Aydın Doğan; Bu ittifak karşılığında elindeki gazete, televizyon ve dergilerle, seçim kampanyası süresince DYP'ye tam destek vereceğini" söylüyor.

Bir de, solun CHP'yi güçlendirme gayretleri var. Bunun için de Kemal Derviş'i CHP'ye monte ettiler.

Bütün bunlar ne için?

"Gizli Rodos İttifakları", "CHP'ye Kemal Derviş'in montajları", "Avrupa Birliği süreci denilirken görülmemiş biçimde, Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığını yasaklamalar"... Tabii bu arada diğer kişileri de yasaklayarak onu yalnız bırakmamalar...

Bunlar, bütün kamuoyu yoklamalarında çok önde çıkan AK Parti'nin kendi işlerine gelmeyen iktidarını önlemek isteyen bir kısım çevrelerin yaptıkları ve yaptırdıklarıdır.

Ama, bunlar nafile gayretleridir.

Kemal Derviş, Türkiye'yi uğradığı krizlerden kurtarmak için bir Mesih gibi Amerika'dan ithal edildi.

Ancak bırakınız Türkiye'yi krizden kurtarmayı, bizatihi kendisi kriz oldu. Geldiğinde 900 bin lira olan doları, giderken 1 milyon 700'lere çıkardı. Türkiye'yi IMF'nin esaretine mahkum eden reçetelerin uygulayıcısı o değilmiş gibi CHP'nin oylarını artıracağı düşüncesiyle Kemal Derviş'ten medet umarak, milletin bunları unuttuğunu sananlar ve yasakçılar ne kadar yanıldıklarını herhalde 4 Kasım sabahı anlayacaklardır.

Hafıza-i beşer nisyan ile malül ama; bu kadar çeken bir millet bunları unutamaz. Millete güvenmeyip, bir kısım çevrelere ve bu arada Aydın Doğan ile Kemal Derviş'e, yasaklara güvenip, millete bu güvensizliğin sonucunu 3 Kasım seçimlerinde göreceklerdir.


28 Eylül 2002
Cumartesi
 
OSMAN MÜFTÜOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED