Galatasaray'da Barcelona maçının sonrasında "Sarsıntıdan öteye geçen yıkıntı" bekleyenler galiba biraz yanıldı. Fatih Terim, belli ki kafaları değiştirmiş, beyinleri yıkamış, İspanya teri henüz kurumadan formalar dahil herşeyi baştan yaparak "Yeni moda Cimbom" sunmuş bize. Yani satır alıp Florya'ya dalmış belli ki.

"Teslim olmayı kabullenmemek isyanı" maça başlayınca gösterdi ki Galatasaray tedaviden puan çıkaracak. İstanbulspor'un manevra yeteneği hiç olmayan Saffet'le Uche'nin arasına yerden toplarla gelen her kıvrak atakta kaleci Haluk'la karşı karşıya kalındı. Ama goller yerleşme hatası yapan göbeğin Bülent'i unutmasından ve geldiğinden beri ilk defa ileriye dönük oynayan Hakan'a bırakılan ara topundan doğmuştu. "Yanyana olmaz" denenlere "Olur" dedirtmek için "Aynısından iki tane gibi" adamları yan yana oynattı Fatih. Belli ki hoca birşeylerde "Israrcı ve inatçı" genel futbol ilkelerine tuhaf gelebilir ama onun tuhaflığını Dünya zaten çok alkışladı.

Baliç ile Hasan yan yana oynarken hemen önlerinde Christian'la Ümit Karan yan yana oynuyordu. Ne kadar ilginçtir ki Galatasaray iki golü "Yan yana olmaz denenler yan yana oynarken" buldu. Oyunun sonlarına doğru daha klasiğe dönmeye çalışan Galatasaray, ilginçtir daha az pozisyon buldu. Biraz da rakibin diz altına jiletlerini görmezden gelen Oraha Erdemir, skoru görüpte frene basma duygusu maçı rölantiye getirdi. Yine de ikinci yarının başında Ümit Karan'la Christian'ın ürettiği gol pozisyonunda Galatasaray aleyhine bir faulü nasıl verdi kimse anlamadı.

Sanırım bunu birtek Bülent Yavuz anlamıştır. Ama o da yanlış anlamıştır.

ÜMİT AKTAN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu