|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hikâye çok tanıdık aslında. Nevşehir'in zengin ve arkaik geleneklerden taviz vermeden modern zamanlara erişebilmiş ailelerinden birine mensup olan ağaoğlu Seymen, Amerika'da tanıştığı, afacanlığında sevimli batılı eğitim ürünü kıza tutulur ve evlenirler. Asmalı Konak'ın eskimiş öyküsü böylelikle start alır. Üstünden hiç eksik olmayan, insanın ağzında bir bardak buzlu şerbet tadı bırakan o hava ise, dizinin hem mekanının ve hem de -'birbirinin koluna hafif dokunuşlarla' mesaj vermek gibi- gerilerde kaldığını düşündüğümüz hareket stillerinin o az bulunur çekiciliğiyle, mevzuyu nostaljinin sararmış dantela serili tablası üzerine orturtuyor. "Hayat Bilgisi" Sümbül Hanım, "evin yiğit erkeği" Seymen, "şımarık gelin" Bahar, "hafif çatlak genç kız" Zeynep, beslemeler, emektar yardımcılar da bu havayı, dizinin tüm zerrelerinin teneffüs etmesini sağlayan unsurlardan... Akıllara nedense, Hanım'ın Çiftliği, Kartallar Yüksek Uçar, Yaprak Dökümü gibi duygu sosu yüksek eski tatları getiren Asmalı Konak'ta, tüm bunları kıran, şimdiye kadar söylediğim herşeyi ters yüz eden başka şeyler de yok değil. Karşı konulmaz kurallar bütününün çepeçevre kuşattığı evde, kendini yetiştiren doğulu dillerin ağzından hiç eksik olmayan 'mert-delikanlı erkek' figürünün hakkını vermekte hiç de zorlanmayan Seymen Ağa'nın "Enginlere sığmam taşarım" kabilinden çocuksu belki biraz da aptal eşe, kalbi zaaflarından dolayı gösterdiği müsamaha, kural ihlalcisi kız kardeşine karşı içli zaafı... Bir yandan "kıl oldum abi", bir yandan da "eklemedir koca konak ekleme" tarzı bir şey... Ağa oğlu ağa Seymen'in çok rahatlıkla "The Doors" dinlediğine inanabilirsiniz yani. Ancak, başarının sebebi inandırıcılıktır. İzleyicisini söylemek istediğine inandıran ve buna kendisi de inanan bir dizi Asmalı Konak. Böyle olduğu içindir ki, seyircinin büyük çoğunluğunun bilim-kurgu klasiklerine taş çıkartan bir hayal gücüyle, ekranın camından ayağını uzatıp içine girivermek isteyeceği bir hayat tasviri sunuyor. Dizideki modern-demode birlikteliğinin başarısı ve dizinin başrol oyuncusu Özcan Deniz'in 'ne oralı, ne buralı' oluşu arasındaki 'göbek bağı' da dizinin 'tutuş' faktörlerinden biri. Doğulunun büyük şehirdeki tezat yaşamı ve onun üzerine bina edilmiş kompleksleri yani. Hem bir ağa, hem de amele, garson ya da hamal...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |