T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Fransa, Fransız kaldı

Sen koca bir Dünya Kupası'nı hiç yenilmeden kazan. Oyuncuların, dünyanın en büyük takımların yıldızları olsun. Sonra da kalk Senegal'e yenil.

İşte Dünya Kupası'nın kimin kazanacağının asla belli olmadığı bir güzellik yarışması olduğunun en doğru kanıtı. Haddini bilen, yardımlaşmanın ve rakiple kale arasına vücudunu koymanın en güzel örneğini veren garibim ve de kazandığına göre aslanım Senegal.

Koca Fransa'yı yenen Senagal'e baktığınızda ne bir Hasan Şaş bulabiliyorsunuz, ne de bir Hakan Ünsal. Kimsenin tanımadığı bir Afrikalı ülke, takımın oyunu oynamayı becererek maçı kapıp götürüyor. Üstelik bir Dünya Kupası maçında rakip kaleye bir korner bile atamadan 3 puanı alabiliyor.

İsimsiz Fransız Metsu böylece ülkesine önemli bir yara verirken kimsenin tanımadığı Bouba Diop Papa diye bir adam ansiklopedilere geçiyor ve Dünya Kupası tarihinde ilk golü atan adam olarak yerini alıyor.

Direkten dönen 3 topun dışında Dünya Kupası'nın ilk sarı kartını gören de bir önceki kupanın son golünü atan Emanuel Petit oluveriyor.

Bütün bu istatistik değerlendirmelerin ışığında maçı 5 forvetle tamamlayan Fransa'nın pozisyon kısırlığı ve şut problemi had safhadaydı. Demek ki Zidane olmadan olmuyor. Oyun oynanırken herkesten farklı bir şeyler düşünebilecek ve üretebilecek bir yetenek zaten adamı yıldız yapar. Zidane da öyle bir yıldız ve sahada olmadığı için koca Dünya Şampiyonu Fransa en ufak bir pırıltı sunmadan maçı tamamladı.

Benim için bir başka önemli nokta maç biter bitmez Senegalli futbolcuların Fransız forması kapmak için rakiplerine saldırmaları oldu.


1 Haziran 2002
Cumartesi
 
ÜMİT AKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED