Avrupa Basketbol Şampiyonası yarı final grup eleme maçlarında en zayıf iki takıma karşı oynadık. Bizden sonra grubun lideri Litvanya'ya 45 sayı farkla (117-72) yenilen Bulgaristan'a ve altı maçta bir galibiyeti bulunan İsviçre'ye karşı (64 sayı, %29 hücumla) kazanmasına kazandık ama, milli takımımızın görüntüsü, 2004 olimpiyatlarına vize alabilecek 'Dünya Ligi Takımı' görüntüsünden çok çok uzak.

Grubumuzdaki Ukrayna'nın orta sıralarda yer alan Hollanda'yı son maçta 88-62 mağlup etmesi, çarşamba (bugün) Kiev'de işimizin zor olduğunu gösteriyor.

Takımımızın yurt dışında oynayan Hidayet, Mehmet Okur ve hasta Mırsad'ın yokluklarında hücumda ve ribaundlarda (Bulgaristan maçı 29/27 aleyhimize), (İsviçre maçı 31/31) ve dolayısıyla fast break'lerde varlık gösterememesi endişe verici boyuttadır.

Aydın Örs yönetimindeki teknik heyet, takımımızı Dünya Şampiyonasında Brezilya ve Porto Riko'ya karşı alınan unutulması zor mağlubiyetlerden sonra, sert savunmaya endekslemiş. Skor şu sıralarda ikinci planda. Bunu 40'lık Bulgar G. Mladenov'a 8 pas hatası yaptıran, İsviçre'ye karşı maç 24 farklı kazanılırken son dakikada kendini sakatlanma pahasına panoların üstüne lüzumsuz atan Kerem'in, orta alanı kapayan Kaya ve Kerem Gönlüm'ün, Alper'in istekli savunmalarından görüyoruz. Skor üretiminde ise, tamamiyle yurt dışında oynayan İbrahim'in dış şutlarına ve Hüseyin'in pota altı sayılarına odaklanmış bulunuyoruz.

Ukrayna'lılar İbrahim'in bacaklarının altına belinden ona iple bağlanmış gibi hareket edebilen iyi bir savunmacıyı koyarlarsa, takımda diğer oyuncularımızdan skorda sorumluluk alabilecek lider yok gibi.

Bunun böyle olacağı, Ülker ve Efes'in Eurolig'de oynayan ve milli takıma oyuncu veren oyuncularının uzun zamandan beri takımlarında sorumluluk almayıp, skor üretiminde sorumluluğu tamamen yabancılara bırakmış olmasıyla önceden belliydi. Dileriz Ukrayna maçında oyuncularımız skorda İbrahim'e ve yabancılara bağımlılık alışkanlıklarını üzerlerinden atarlar..

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu