|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Taliban ve el Kaide'nin, ABD'nin yüksek ateş gücü karşısında direnmeyip kentlerden çekilmesiyle Afganistan'da "kesin zafer kazanan", zaferin verdiği cesaret sarhoşluğu, "hiper güç" olmanın kibir ve hukuk tanımazlığı ile dünyanın enerji kaynaklarını barındıran bölgelerine yönelik "istila hareketi"ni hızlandıran, Müslüman coğrafyanın hemen her köşesine asker gönderip üsler inşa eden Amerika, Asya'da başlattığı küresel savaşı Latin Amerika, Orta Afrika ve Ortadoğu'ya yaymaya çalıştığı bir dönemde Afganistan'da "can sıkıcı" sorunlarla karşı karşıya. Küçümsediği "düşman"a zarar veremediğini son kara operasyonlarında yaşadığı hezimet ile anladı. Afganistan'ın nüfusunun esas unsurunu oluşturan Peştunlar, ABD'ye ve Kabil'de kurduğu kukla yönetime karşı geniş çaplı direnişe hazırlanıyor. Bush yönetimi, küresel savaş kapsamında kullanmak için 27 milyar dolar ek ödenek istedi. Bu paranın bir milyar doları Türkiye, Özbekistan, Pakistan gibi ABD'nin küresel savaşında "cephe ülke"lere dağıtılacak. ABD, istila harekatını Latin Amerika'dan Güneydoğu Asya'ya yadar yayma planları yaparken Afganistan'da ABD'nin planlarını sabote edecek nitelikte gelişmeler oluyor. Venezuella petrolleri üzerindeki denetimi garantiye elmak için Kolombiya'ya askeri müdahaleye hazırlanan Washington, Mindanao'ya, Müslümanlarla savaşmak için gönderdiği bin askere ek olarak bin 700 esker daha gönderiyor. Filipin yönetimiyle Moro İslami Kurtuluş Cephesi arasıncdaki ateşkeş görüşmelerini de sabote eden ABD, Mindanao'daki savaşı Endonezya'nın zengin enerji zengini adalarına yaymaya çalışıyor. Endonezya'ya Amerikan askerinin gönderilmesi için Cakarta yönetimine baskı yapılıyor. Gürcistan'a gidecek iki yüz ABD askerinin sayısı yakında binlerle ifade edilecek. Peştun direnişi hesapları bozabilir
Afganistan'ın dışında Ermenistan, Azerbaycan, Kolombiya, Cibuti, Mısır, Etiyopya, Gürcistan, Hindistan, Endonezya, Ürdün, Kazakistan, Kırgızistan, Nepal, Umman, Pakistan, Filipinler, Tacikistan, Özbekistan ve Yemen'e asker gönderen veya göndermeye hazırlanan ABD, Akdeniz'den Kızıldeniz'e, Hint Okyanusu'ndan Pasifik'e kadar bütün denizlerde ve su yollarında tam bir denetim kurmaya çalışıyor. ABD'nin asker göndereceği bölgelerin sayısı yakında daha da artacak. Buna paralel olarak çatışma bölgelerine bir çok yeni ülke veya bölge eklenecek, etnik ve sosyal çalkantılar tırmanacak. Asya, Afrika ve Latin Amerika'da filen harekete geçen ABD, henüz Ortadoğu'da planlarını uygulamaya başlamadı. Küresel savaşın "can alıcı" noktasını oluşturacak Irak ve Ortadoğu'nun belirli bölgelerine yönelik askeri harekat, Orta Asya, Afrika ve Güneydoğu Asya'daki operasyonlar ve buna karşı gelişecek kitlesel tepkiler üzerinde belirleyici etkiye sahip olacak. Bitti sanılan Afganistan savaşı daha yeni başlıyor. Üstelik bu operasyon ABD'nin küresel kampanya çerçevesinde şimdiye kadar uygulamaya giriştiği belli başlı tek harekattı. Afganistan'ın bir bataklık olduğuna dair görüşler sürekli küçümsendi. Taliban'ın devrilmesiyle de bu iddialar alay konusu yapıldı. Son haftalarda yaşanan gelişmelere rağmen, Amerika'nın dev askeri gücü ve hırçınlığını dikkate alanlar, gelişmekte olan Peştun direnişini hala küçümsüyorlar. Ancak harekatı ABD'nin küresel hegemonya kampanyasını sabote etme ihtimalini barındırıyor. Şu anda ülkede 5 bin 200 Amerikan askeri, 2 bine yakın da İngiliz askeri var. Türkiye, İngiltere, Almanya, Arjantin, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, Ürdün, Kazakistan, Malezya, Polonya ve Tayland askerlerinden oluşan 5 bine yakın güvenlik gücü (ISAF) bulunuyor ve bu güç Kabil'deki Karzai hükümetinin güvenliğini sağlamaya çalışıylor. İngiltere'nin liderliğindeki bu gücün başkent dışında hiç bir rolü ve etkisi yok. Kabil'i bile korumaktan aciz olan ISAF'taki asker sayısının 35 bine çıkarılması isteniyor. Dikkat edin, bu 35 bin kişilik güç sadece Kabil'i koruyacak. Bölgede 275 askeri olan Türkiye, ISAF'ın lideri olarak asker sayısını bin 260'a çıkaracak. Ancak ISAF'a katılan bütün ülkeler tehlikenin farkında ve bir an önce çekilmek istiyor. ABD ve İngiltere'nin "en iyi taşeron Türkiye" teziyle Ankara'ya uyguladığı baskılar sonuç verdi. Peştun toprakları olan güneye güvenlik gücü gönderilmesi mümkün değil. ABD ve İngiliz askerleri güneydeki Peştun savaşçıları "temizledikten" sonra Kabil yönetimi bölgelerde otorite kuracak. Sorun da burada. Son Anaconda operasyonundaki hezimetten sonra ABD, İngiltere'den "acil" olarak en seçkin dağ komandolarını istedi. En az 5 yıl sürer
Bunlar yetmeyecek. ABD ve İngiltere, Afganistan'a binlerce asker göndermek zorunda kalacaklar. Göstergeler, son çatışmaların Taliban ve el Kaide'ye yönelik "operasyonlardan" çok farklı olduğunu, Afganistan'da Peştun halkının genel bir direnişinin öncü adımlarının atıldığını belirtiyorlar. Sovyetler'e karşı yürütülen cihad döneminin eski komutanları, Taliban ve aşiret liderlerinin "Afganistan'daki yabancı işgale karşı cihad" sloganı etrafında birleştiği, Karzai yönetimine bağlı ve ABD müttefiki görünen bir çok aşiretin "ikili oynayarak" aynı zamanda bu harekete destek verdiği belirtiliyor. Afganistan'ın eski Başbakanı Gülbeddin Hikmetyar'ın eski komutanları ve Herat Valisi İsmail Han'ın da desteğini alan yeni direniş harekatı, bir taraftan da Karzai yönetimini zayıflatmak için çaba sarfediyor. Küçük gruplar halinde yer yer çatışmalara giren Peştunların yaz ayları itibariyle geniş çaplı direnişe geçeceği, ABD'nin, Taliban ve El Kaide'yi Peştun bölgelerinden "temizlemek" bir tarafa, uzun sürecek bir iç savaşın içine sürüklendiği söyleniyor. Bazı kaynaklar, savaşın 5 yıl sürebileceğini belirtiyor. Bu da Karzai yönetiminin Kabil'de ayakta kalsa bile Afganistan'ın geneline hakim olmasının mümkün olmadığını ortaya koyuyor. Peştun bölgelerine hakim olamayan bir Kabil yönetiminin, petrol şirketlerinin amacına hizmet etmesi zor. Zira, Afganistan'ı iç savaşlara sürükleyen Unocal'ın Türkmen gazı için planladığı boru hattı Kandahar'dan geçerek Pakistan'a ve Hindistan'a uzanıyor. Peştun direnişinin Paktia ve Gazni bölgelerinde yoğunlaştığı ve buralardan Peştun bölgelerine, özellikle de Kandahar'a yayılacağı düşünülürse bu hattın ciddi bir risk altında olduğu ortaya çıkar. Türkiye, ISAF'ın liderliğini üslenmeyi kabul ederek, askerlerini çok büyük bir risk altına soktu. Ancak ABD ve İngiliz askerleri daha büyük risk altında. Onlar gündelik hayatlarını sürdüren, aynı zamanda da yeri geldiğinde silahını alıp operasyona giden Paştunlarla savaşmak zorunda. ABD'nin küresel savaşının kaderi Peştun halkının elinde gibi.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |