|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Görünen o ki, Turan Yılmaz'ın 19 Mart tarihli Hürriyet'in manşetine yerleşmiş haberi köşeyazarları arasında pek itibar görmüş. "Bu ay sonuna doğru açıklanması beklenen" Anayasa Mahkemesi kararını, biz okurları daha fazla bekletmeden şimdiden ilan eden bu haber, önceden söylediğim gibi gerçekten olağanüstü bir habercilik ürünüydü! "Mahkeme tarafından henüz yayınlanmamış kararın haberi olur mu?" demeyin, burası Türkiye... Muhabirlerimiz çok aceleci, çok sabırsız... Biraz daha gayret etseler, önümüzdeki yılın19 Mart tarihli gazetesini bugünden hazırlamaları da mümkün! Yılmaz'ın söz konusu "derin" haberi dünkü Milliyet'te Hasan Cemal'in Cumhuriyet'te ise Cüneyt Arcayürek'in köşesine buyur edilmiş. Bu haberden Cemal'in söz ediş biçimine bir bakın: "AKP lideri Erdoğan'la ilgili Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı bu ay sonuna kadar açıklanacak, (Turan Yılmaz'ın 19 Mart 02 tarihli Hürriyet'te yer alan haberi). Buna göre, Tayyip Erdoğan'a milletvekilliği yolu kapanıyor. Tabii seçim zamanı geldiğinde nihai karar, Yüksek Seçim Kurulu tarafından verilecek. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararından sonra Seçim Kurulu'nun bundan farklı bir karar alması hukuk çevrelerinde beklenmiyor." (!) Yani bu kadar olur... Şuna bakın; Cemal, basbayağı "Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı"ndan söz ediyor! Kaynak, Turan Yılmaz'ın gelecekten haber veren haberi... Cemal'in nihai karar mercii Yüksek Seçim Kurulu'ndan söz edişi de tam bir mizah örneği. Yazara göre "hukuk çevrelerinde" (bu "çevreler" hangi çevrelerse!) hakim olan kanaate göre Yüksek Seçim Kurulu denilen nihai karar merciinin alacağı karar da zaten şimdiden belliymiş! Eğer öyleyse, Cemal'in ikide bir "hukuk devleti" üzerine methiye düzmesinin ne anlamı kaldı? Bu akıl yürütmeye göre Yüksek Seçim Kurulu'na ne gerek var; alırsınız Yılmaz'ın ve Cemal'in fikrini, koyarsınız Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu'nun kararlarının yerine, oldu bitti... Yani sözün kısası, bazı köşeyazarlarımızın hayalgücüne dün ve bugünün olayları dar geliyor; onlar gelecekte olup bitecek olanları da yorumlamak sevdasındalar! Cemal'inkine benzer bir yorumla Arcayürek'in köşesinde de karşılaşıyoruz. Arcayürek'in "Recep Bey"in içine düştüğü sıkıntıyı betimlerken kullandığı ifadeler de şöyle: "Gelelim Recep Bey'e: Recep Bey, bir günde iki kez yargının kıskacına düştü. Anayasa Mahkemesi milletvekili seçilme yeterliliğinden yoksun olduğuna, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da (...) karar verdi." Dikkat ederseniz, Arcayürek açısından da Turan Yılmaz'ın haberi artık "karar" niteliğinde. Yılmaz'ın bu işi çok ciddiye alıp, bundan böyle Anayasa Mahkemesi'nin bütün kararlarını kendi başına vermek gibi yanlış bir yola girmeyeceğini ümit ediyoruz! Arcayürek, yazısını "Vay Recep Bey, vah Recep Bey!"sözleriyle noktalamış. Hadi gelin biz de bir "Vah" çekelim: "Vah Cemal Bey, vah Arcayürek Bey!" Vah ki ne kadar vah! Yorumlarını "gaipten haberler"den hareketle yapan bu köşeyazarlarına başka ne diyeceğiz?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |