T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Doğu Perinçek Başbakan, Bahçeli de yardımcısı olsun

Türkiye'nin önünde temel tercihler var.. Ya borsa milyarderi Soros'un vurguladığı gibi, jeo-stratejik konumumuzu, askeri önemimizi, petrol bölgeleri üzerindeki bekçiliğimizi pazarlayıp, Batı'ya "Bizi gözetin" diyeceğiz..

Ya da doğrudan "Batılı" olacağız, Avrupa Birliği'ne üye olacağız..

Bu temel tercihi yapmamız için önümüzde bulunan süre, giderek azalıyor, daralıyor..

Bilmeliyiz ki, 2002 yılı bitmeden idam cezası kalkmalı, Kıbrıs sorunu adil ve kalıcı bir çözüme bağlanmalı..

Bunun gibi çeşitli, "olmazsa olmaz" maddeler var yapmamız gereken..

Şunu da bilelim..

"Anadil sorunu" da çözümlenmek zorunda..

Ayrıca, Milli Güvenlik Kurulu'nun bugünkü konumu ile ve "yarı-askeri demokrasi modeli" ile, Türkiye Avrupa Birliği üyesi olamaz..

Avrupa Birliği, "atanmışlar"ın değil, "seçilmişler"in oluşturduğu bir topluluk..

Bütün bunları, hepimizin bilmesi gerekiyor..

Bir general veya bir politikacı, "Ben Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin ulusal çıkarlarını gözetmediğini düşünüyorum" dediği zaman, "ulusal çıkarların içeriği"nde, neler bulunduğunu da açıklamalıdır.

Avrupa Birliği'nin hiç olmadığı 1920'lerden şimdiki 2000'li yıllara çözümsüz aktarılan kriz konularının sorumluluğu, Türkiye içinde de aranmalıdır..

Hep 2'nci sınıf ülke olmak, siyasi tarihi askeri müdahalelerle birlikte yazılmak, sürekli dışarıdan kurtarılmayı beklemek, herhalde "ulusal çıkarlar"ın öğeleri değildir..

Ayrıca artık, biraz utanmamız da gerekiyor..

Amerika Birleşik Devletleri'nin, uluslararası konjonktüre göre, Türkiye'ye biraz ağırlık vermesi, çok övünülecek bir durum değildir..

Neticede Amerika şu anda, darbeci General Pervez Müşerref'in Pakistan'ına da, önem ve para veriyor..

Ve Başkan Bush, Afganistan'ın atanmış yöneticisi Hamid Karzai'yi de, Beyaz Saray'da ailece ağırlıyor..

Dün, Atina'da bulunan AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Verheugen'in, basın toplantısında söylediklerini, özümsemeliyiz..

Şöyle dedi Verheugen:

-ABD, Türkiye'nin üyeliği için baskı yapmıyor, yapmaz da.. ABD, Avrupa Birliği'nin, stratejik ve siyasi öncelikler çerçevesinde üye kabul etmediğini gayet iyi biliyor. AB bu konuda esnek değildir. Birlik şartlarına ve müktesebatına uymayan ülkelerle müzakere, Avrupa Birliği'nin geleceği açısından tehlikelidir..

Avrupa Birliği konusunda düşünen, çalışan, lehte ya da aleyhte faaliyet gösteren her ilgili ve ilgisiz kişinin, Verheugen'in sözlerini değerlendirmesi şarttır..

Herkes, ağzını açıp bir cümle çıkartmadan, en az iki kez düşünmelidir.

Bir başka tercih de var tabiî..

MHP ile İşçi Partisi, koalisyon kurarlar.. Doğu Perinçek Başbakan, Bahçeli de yardımcısı olur..

Milli Güvenlik Kurulu'na o tablo içinde katılacak siviller ve askerler, "Biz artık İran ve Rusya ile kaynaşmaya karar verdik" derler..

Sonra da hepimiz, o günü "Ulusal Kurtuluş Günü" olarak kutlarız.. ŞAKA

Biten ve bitirilen!..

Demirel'in 28 Şubat döneminde Başbakan atadığı Yalım Erez, sonunda içini boşaltmış,

-Benim yolumu ne Tansu Çiller, ne de Mesut Yılmaz kesti.. Beni Bülent Ecevit bitirdi, demiş..

Ne diyelim ki?..

28 Şubat dönemindeki uygulamalar, o dönemde demokrasiyi bitirmişti..

Bu arada Yalım Erez'in işi de bitirilmişse, sadece "geçmiş olsun" deriz.

KAVRAM KARGAŞALARI

"Magazin", mesleğin önemli bir dalıdır!..

Gazetecilikteki "magazin" konusu, çeşitli kötü örnekler nedeniyle tartışılıyor.. Dün akşam da, Kanal-7'de, Ahmet Hakan'ın "Paparazzilik" tartışması vardı "İskele Sancak"ta..

Önce şunu vurgulayalım..

"Magazin" de, genel içeriği ile, gazetecilik ve habercilik mesleğinin çok önemli bir dalıdır..

Magazin, "yaşanılan hayat" demektir.. Ünlüleri, eğlenceleri, yaşamın renkli yanları ile, magazin gazeteciliği, okurları buluşturur..

Geniş kitleler, ulaşamayacakları fakat var olan bir dünyanın, gelişmelerini öğrenir..

Gelişmiş bir "magazin anlayışı", sadece "dedikodu", sadece "paparazzilik" değildir..

Yemek, mutfaklar, dekorasyon, seyahat, turizm, sanatın çeşitli yansımaları, politikanın renkli yüzü, tüketim ve pek çok konu, "magazin" kavramı içine girer..

İyi bir magazin gazetecisi de, kültürlü, bilgili, görgülü ve eğitimli olmak zorundadır..

Magandalığı ve sonradan görmeliği, magazin gazeteciliğinin tek ilgi alanı gibi sunmak, sade magazin gazeteciliğini değil, gazetecilik mesleğini tümden yaralar.


23 Mart 2002
Cumartesi
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED