T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Aman herşey gizli kalsın!..

Bu "gizlilik" meselesi, gerçekten önemlidir.. Habertürk'te "Basın Kulübü"ne katılan Susurluk Yargıcı Sedat Karagül ne dedi pazar akşamı canlı yayında?..

-Susurluk Davası'nın her safhasında, karşımıza "devlet sırrı" kavramı çıktı!..

Aslında herşeyin devlet sırrı olması, bazı yasaların gizli, bazı "vasiyetname"lerin kilitli tutulması, hoş birşey..

Herşey açık açık bilinirse, hayatın tadı mı kalır?

Hani eski Sovyet döneminde, bir Komünist Parti muhalifi, votkayı çekmiş.. Sonra Kremlin'in önündeki Kızıl Meydan'da bağırmaya başlamış..

-Komünist Parti sekreteri, ayyaş, hırsız ve geri zekalıdır.. Bu adamın yönetimi, Sovyet halkını perişan ediyor!..

Bağıran adamı, KGB görevlileri gelip, gözaltına almışlar.. Hakkında kamu davası açılmış..

Mahkemenin ilk oturumunda, adam sormuş yargıca..

-Ben neyle suçlanıyorum?

Savcı müdahale edip, cevap vermiş..

-Devlet sırrını açıklamakla suçlanıyorsun.. Yoldaş, sekreterin ayyaş, hırsız ve geri zekalı olması, bir devlet sırrıdır..

Sovyet rejiminde, gerçekten herşey sırdı.. Örneğin uçak kazaları bile, "moral bozmasın" diye gizli tutulurdu..

1970'lerde, kızlarını Moskova'ya üniversite eğitimine gönderen Sibiryalı bir aile, kızdan aylarca haber çıkmayınca, onun uçak kazasında diğer yolcularla birlikte öldüğünü bir yıl sonra, zorla öğrenebilmişlerdi..

Neticede biz öyle değiliz..

Üstelik gizli olması gerekenler şeffaflaşıyor.. Baksanıza bizim Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) nasıl halka açılmaya başladı..

O kadar ki, gizli telefon dinlemenin bile, açık ve yasal hale gelmesini istemiş MİT yöneticileri milletvekillerinden..

Bakarsınız ileride, MİT mensupları, kimliklerini yakalarına asıp dolaşırlar kalabalık içinde..

Telefon dinleyecekleri zaman da, telefonla konuşan kişinin yanına gidip, "Pardon sizi dinleyeceğim" diye uyarıp, omuzdan kulak uzatarak konuşmayı dinlerler..

Aslında "gizli olmak" lafta kolay.. Ama "gizli kalabilmek" çok zor..

Bir Latin Amerika ülkesinde, adam terziye gitmiş.. Dikilmesini istediği giysiyi, tarif etmiş terziye..

-Ceket kırmızı olacak.. Düğmeler, parlak sarı.. Omuzda, altın rengi apolet istiyorum.. Pantolon yeşil olsun.. Kenarda kırmızı şerit olmalı..

Terzi notlarını alıp, sormuş adama,

-Bu tarif ettiğiniz elbise çok frapan olacak.. Herkes size bakar bunu giyerseniz.. Acaba mesleğiniz ne?

Adam eğilmiş terzinin kulağına.. Fısıldamış..

-Ben diktatörümüzün gizli polis servisinde çalışıyorum..

Neticede hepimiz bu gizlilik içinde, çok açık eğleniyoruz..

Avrupa Birliği'nin Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'u bile "gizli ajan" diye sunanlar yok mu?

Ve bütün Avrupa ile Türkiye'nin de kabul ettiği "Kopenhag Bildirisi", bazılarına göre, Türkiye'yi bölmek için hazırlanan gizli bir komplonun metni değil mi?

ŞAKA

Ah bu sloganlar!..

Eğer Amerika Irak'ı vurursa, Turizm Bakanı Taşar, "Akdeniz'desiniz gülümseyin" diye, Türkiye için reklam kampanyası başlatacakmış.. Böylece, Türkiye'nin bir Ortadoğu ülkesi değil, Akdeniz ülkesi olduğu vurgulanacakmış..

Eğer Amerika Irak'ı vuracağını bize önceden bildirirse, o zaman herhalde Taşar, Saddam'a dönük kampanyanın sloganını da şöyle belirler..

-Elma dersem çık, armut dersem çıkma!..

GİDEREK GÜÇLENİYORLAR

Liberaller İstanbul'da toplanıyor!..

Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Besim Tibuk, Budapeşte'deki "Liberal Enternasyonal" toplantısından iyi haberlerle döndü.

2003 yılında, Liberal Enternasyonal İstanbul'da, LDP'nin ev sahipliğinde toplanıyor..

Bizde bu "Liberallik", biraz bilgisizlikten, biraz da dünyaya kapalı olmaktan, hafife alınıyor sanki..

Acaba "Liberal Parti"lerden, dünyada iktidarda olan hiç var mı?

Mesela Belçika'nın, Hollanda'nın, Kanada'nın, Danimarka'nın, Estonya'nın, Latvia'nın, Senegal'in, Liberal Partiler'in başbakanları tarafından yönetildiğini biliyor musunuz?..

Veya, Bosna-Hersek'te, Bulgaristan'da, Hırvatistan'da, Finlandiya'da, İzlanda'da, Japonya'da, Lüksemburg'da, Hollanda'da, Norveç'te, Liberal Partilerin koalisyon iktidarlarına ortak olduğunu biliyor musunuz?

Örneğin Bulgaristan'daki koalisyonun Tarım Bakanı Mehmet Dikme'nin ve Azınlık Hakları Bakanı Necip Mollov'un da, Liberal olduklarını biliyor musunuz?

İşte bunlar, 2003'te İstanbul'da olacaklar.


26 Mart 2002
Salı
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED