T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Hece'den varan dört

Aylık Edebiyat Dergisi Hece, yoğun bir çabanın andından hazırladığı Türk romancılığı özel sayısıyla, Türk romanı hakkındaki neredeyse herşeyi okura sunuyor. 840 sayfalık yoğun hacmiyle şimdiden unutulmaz eserler arasına giren kitap, yedi bölümden oluşuyor. Birinci bölümde uzman kalemlerle 'Dünden Bugüne Türk Romanını' değerlendiren Hece yazarları, ikinci bölümde 'Roman Tekniğini', üçüncü bölümde 'Türk Romanına Sistematik Yaklaşımları', dördüncü bölümde 'Roman Türlerini' inceliyor. Beşinci bölümde seçme yirmi Türk romanını incelemeye alan dergi, altıncı bölümde romancılığımızın önde gelen kalemlerine Türk romanının dünü, bugünü ve yarınını soruyor. Son bölüm olan kaynakça da, özel sayıda diğer bölümler kadar geniş yer tutuyor.

Türk Romanı Özel Sayısı'nda Rasim Özdenören, Mustafa Miyasoğlu, Ömer Lekesiz, Ahmet Kekeç ve Orhan Pamuk'un değerlendirmelerine yer veren dergi, Türk romanının son durumunu sorguladığı bölümde, Mustafa Kutlu, Afet Ilgaz, Durali Yılmaz, Sevinç Çokum, Selim İleri, ve genç romancı Elif Şafak'ın görüşlerini sayfalarına taşıyor. Yirmi Türk romanının incelemeye alındığı bölümde ise, Halid Ziya'nın Aşk-ı Memnu'su, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur isimli romanı, Peyami Safa'nın Yalnızız isimli eseri, Orhan Kemal'in 'Bereketli Topraklar Üzerine'si, Tarık Buğra'nın unutulmaz eseri Küçük Ağa ve Adalet Ağaoğlu'nun Bir Düğün Gecesi isimli romanları başta olmak üzere toplam yirmi eser yoğun bir analizden geçiriliyor. Derginin beşinci bölümünde Osmanlı'nın son dönemlerinden başlayarak günümüz romanlarına kadar yirmi roman farklı isimlerce incelemeye alınıyor. Ahmet Mithat'ın Müşahadat'ından Halide Edip'in Sinekli Bakkal'ına, Yakup Kadri'nin Panorama'sından Kemal Tahir'in Devlet Ana'sına ve Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ından Orhan Pamuk'un Yeni Hayat'ına kadar geçmişten günümüze birçok değerli roman, farklı kalemlerce geniş bir analize tabi tutuluyor. Mehmet Tekin, Orhan Pamukl'un Yeni Hayat'ını değerlendirdiği yazısında, 'Yazılan hiçbir roman onun kadar ilgi görmedi. Onun kadar eleştirilip tartışılmadı. Yine pek çok eser Yeni Hayat kadar yurtdışında yankı bulmadı.' diyor.

Mehmet Tekin yazısında, Yeni Hayat'la birlikte roman ve roman sanatı kavramlarının, gerçekçilik, gelenek, modern ve postmodern kavramlarının yeniden ve en baştan tartışmaya açıldığını beliriyor. Orhan Pamuk'un eserini Peya Safa'nın Matmazel Noraliya'nın Koltuğu (1948) ile karşılaştıran Mehmet Tekin, Yeni Hayat'ın diğerine zıt olarak bizden, yani Doğu'nun tasavvufundan yana olduğunu savunuyor.

Dursun'dan Pamuk'a taş

Türk romanının bugün bulunduğu noktayı sorgulayan Tarık Dursun ise yazısında romanımızın geçmiş yıllara göre ilerleme kaydedemediğini belirtiyor. Dursun, Türk romanının geri kalmışlığını edebiyat tarihçilerihe ve özellikle eleştirmenlere bağlıyor. Okura, 'Roman bugün medyanın pompalaması olmasa varlığını günümüz okuruna kabul ettirebilir mi?' diye soran Dursun, cevabı kendisi veriyor: 'Sanmıyorum. Daha kötüsü ise bu pompalamanın zararı. O da medyanın okuru yeni bir romancıyı okumaya zorlarken, geçmiş değerleri altüst etmesi. Örneğin bir Orhan Pamuk'un kabulü uğruna Orhan Kemal ya da Kemal Tahir gibi ustalar harcanmamalıdır' diyerek bir anlamda Pamuk'a taş atıyor.

Hece dergisinin daha önceki "özel sayıları"

Hece dergisi daha önce de Türk öykücülüğü, Türk şiiri ve Ahmet Hamdi Tanpınar özel sayılarını yayınlamış, okurdan olumlu not almıştı. Türk Öykücülüğü özel sayısında, dünden bugüne Türk öykücülüğü, yazılmış öyküler ve bunlar hakkında yapılan soruşturmalara yer veren dergi, Türk şiiri özel sayısında da Türk şiirinin tarihsel süreci, şiirimizin sorunları ile şiire genel bir bakış yapmıştı. Bu iki sayıdan sonra edebiyatımızın unutulmaz isimlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar'ı incelemeye alan dergi, üçüncü özel sayısında Tanpınar'ın roman anlayışı, öyküye bakışı, şiirleri ve mektupları ile düşüncelerine yer vermişti. Hece, bu dev eserlerle okurdan olumlu not almıştı. Bilgi için: 0312 4196913

ROMANLA TÜRKÇE KATLEDİLİYOR

Günümüz romoncılarından Selim İleri, roman sanatını bir oyun sanan kişilerce, dilin katledildiğini savunuyor. Yaşayan romancı ve hikayecilere 'Yaklaşık yüz elli yıllık geçmişi olan Türk romanının bugün bulunduğu noktayı' soran dergi, önemli isimlerden cevaplara, sayının altıncı bölümünde geniş bir şekilde yer veriyor. Bu soruya yanıt arayan ünlü romancı Selim İleri de, yabana atılmayacak bir romancılık birikiminden sonra bugün gelinen noktayı anlamakta güçlük çektiğini dile getiriyor. Bugün roman adına yapılanların bireysel ve ileriye dönük endişelerin yazıya dökümünden ibaret olduğunu savunan İleri, "Türkçenin katledilmesi karşısında hepimizin suskunluğu düşündürücü" diyor.

 
Gültekin Çizgen'le "Camda Yolculuk"
1940'da İstanbul'da doğan Gültekin Çizgen, 44 yıldır fotoğraf üretmiş ve fotoğrafın, ülkemizde bir disiplin ve sanat olarak kabul edilmesinde ve yaygınlaşmasında önemli katkıları olmuş bir sanatçı.
"Gezgin Melekler" TEM'de...
Gürhan Yücel, "Gezgin Melekler" adını verdiği yeni sergisini 13 Mayıs-8 Haziran tarihleri arasında Tem Sanat Galerisi'nde açıyor. Kültürler arası bir yolculuğa çıkan "Gezgin Melekler" önce İtalya'nın sanat merkezi Bologna'da sergilendi. Bu sergide Gürhan Yücel iki kültürün ortak sembolü melek imgesinden yola çıkarak aynılık ve farklılık temalarını yorumladı. Sergi çalışmalarına 1998 yazında başladığını belirten, tabloları yine uzun bir araştırma döneminin ürünü olduğu anlaşılan Yücel, ilk melek tasvirlerinden günümüze uzanan çizgide insanlığın meleklere duyduğu özlemi resim dilinde tartışmaya açıyor. "Gezgin Melekler" ilk kez Bologna'daki (İtalya) Plazzo Montefano'da 28 Nisan - 25 Haziran 2001 tarihleri arasında sergilendi. Serginin açılışında Gürhan Yücel "Gezgin Melekler" için yazdığı bir metni dia gösterisi eşliğinde İtalyan izleyicilere sundu. Günümüzdeki melek kavramı ile onun görsel açılımlarını Doğu toplumlarının mistisizmiyle kaynaştıran sergi İtalyan sanatseverlerin büyük ilgisini çekti ve üç ay boyunca açık kaldı. Gürhan Yücel "Gezgin Melekler"de pek çok boyutun iç içe geçtiği bir resimsel dünyanın izlerini mistik bir anlatımla izleyicilere sunuyor.
Minik yüreklerin sergi heyecanı
Bayrampaşa'da 3-6 yaş grubu okul öncesi çocuklara eğitim hizmeti veren Bayram Yuva, çocukların faaliyetlerinden oluşan bir sergi tertip ediyor. Bayrampaşa Belediyesi Sergi Salonunda düzenlenecek olan sergide, çocukların yuvada bir yıl boyunca yaptıkları faaliyetler sergilenecek. Sergide, minik ellerin dokunmasıyla şekillenmiş, çocukça eserler diyebileceğimiz yüzlerce obje yer alacak. Bu objelerin arasında yırtma, yapıştırma, bükme ve armoni teknikleriyle yapılan kağıt işleri; sulu boyama çalışmaları, baharatlardan yapılan ağaç, televizyon, soba, uçurtma gibi proje çalışmaları; duvar süslemeleri, çanta, vazo benzeri gibi el kaabiliyetleri çalışmaları; kukla, şişede kardan adam, akvaryum gibi masa üstü faaliyetler ve atık malzemelerden grup çalışması olarak yapılmış pul, boncuk, grafon kağıt vs. bulunuyor. Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge'nin 7 Mayıs Salı Günü 11.00'de açılışını yapacağı sergi 12 Mayıs tarihine kadar görülebilir.
6 Mayıs 2002
Pazartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED