Konya Milletvekili Hüseyin Arı, 28. 05. 2001 tarihinde, Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle bir soru önergesi verir. Bu önergede; "Kalp hastalarında sıkça kullanılan ve yurt dışından ithal edilen 'Stent'lerin her birisi için bakanlığınız bütçesinden 1715 dolar ödenmektedir. Yurt dışından 250-400 dolar fiyatla getirilen bu malzemenin kurumunuzdan tahsil edilen bu yüksek fiyat farkının 600-700 dolarının bir kısım özel hastanelere ve/veya üniversitelerin vakıflarına hizmet veya bağış karşılığında rüşvet olarak verildiğini, hatta söz konusu rüşvetin oranları konusunda adeta açıktan rekabet yaşandığını biliyor musunuz?" der ve bakanlığın bu konuda bir işlem yapıp yapmadığını sorar.

Bakan Yaşar Okuyan, bu önergeye 22 Haziran 2001 de yazılı ve imzalı cevap verir. Cevabî yazının en son paragrafında; "Yazılı soru önergesinde yer alan özellikle kalp hastalarınca kullanılan 'Stent'ler konusunda yürütülmekte olan bir soruşturma mevcut değildir" denilir.

Verilen cevaptan tatmin olmayan Arı, konuyu tekrar gündeme taşır. Bu basın açıklamasında, Hüseyin Arı, Okuyan'a "Sizi bu soygun hakkında on ay önce uyardığım halde bu konuya ilgisiz kalarak görevinizi ihmal ettiniz" diyerek ağır bir dille suçlar. Bütün bu gelişmeler yaşanırken, Bakan Yaşar Okuyan düzenlediği bir basın toplantısında, cumhuriyet tarihinin en büyük vurgununu açıkladığını, SSK malzeme alımında 1 katrilyon liralık usulsüzlük olduğunu, özellikle kalp hastalıkları için gerekli olan "Stent" alımlarında büyük yolsuzluklar yapıldığını söyledi. Sonunda da yaptığı mücadeleden dolayı "Siyasi bedel ödemeye hazırım" dedi. "Soyguna karşı herhangi bir soruşturma yapmadım" diyen Bakan Okuyan'ın basın toplantısındaki beyanı ne kadar geçerlidir? Başbakan Ecevit'in, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu, derhal bu büyük soygunu incelemekle görevlendirmesi gerekir.

SORUYORUM

ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı A. Mesut Yılmaz; 153 naylon şirketi ve 7 katrilyon TL. tutarında naylon faturası piyasada dolaştığı iddia edilen Orhan Aslıtürk hakkında, 2 milyar dolara yakın sahte fatura düzenlemek suçundan inceleme yapılmış olup, dava açılmıştır, mahkeme gıyabında devam etmektedir. Ne ilginçtir ki bu kişi, Maliye Bakanı Sümer Oral'ın kayınbiraderidir. Herhangi bir demokratik ülkede kayınbiraderi incelenen ve yargılanan bir kişi, aynı işe nezaret eden bakan yapıldı mı? Daha önemlisi Orhan Aslıtürk'ün Türkiye'ye getirilemeyiş nedeni nedir?

Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, Çorlu İnşaat Emlak Başkanlığı'nda yapılan fatura sahtekarlığı ile ortaya çıkan soygun ile ilgili 5. Kolordu Askeri Mahkemesi'nde devam eden bir dava, bu davada adı geçen subaylardan haklarında Sayıştay kararı ile trilyonluk zimmet çıkarılanlar, bu dava ve dosyalarda adı geçen subaylardan MSB İnşaat Daire Başkanlığı'nda etkin göreve getirilenler, MSB İnşaat Emlak Dairesi İnşaat Grup Başkanlığı -Çorlu-Ankara-Diyarbakır İnşaat Emlak Başkanlığı'n-da devam eden inceleme ve soruşturmalar var mı? Eğer varsa, soruşturma yapılan birimlerdeki, başkan, üye, proje sorumlusu gibi yetkililerin bizzat kendilerinin, eşlerinin ve üçüncü dereceye kadar yakın akrabalarının mal beyanını isteyecek misiniz?

Eruh Taburu inşaatında, 450 bin metre küp toprağa fazladan ödeme yapılmak suretiyle, proje üç kat büyütülerek devlet zarara sokuldu mu? Bu makamlarda, eski ve yeni çalışan bazı kişilerin, devletin mücadele ettiği bazı kesimlerle ilişkileri olduğu ile ilgili iddia ve bilgileri içeren ihbarlar aldınız mı? Aldıysanız bu güne kadar yapılan herhangi bir işlem var mı?

Adalet Partisi gündeme gelecek

"M.Ali Bayar'ın genel başkanlığında yükselişe geçmesi muhtemel DTP oyların büyük çoğunluğunu DYP ve ANAP tabanından alacaktır. Bu durumda DTP-DYP ve ANAP başta olmak üzere tüm merkez sağ partilerin, ülke barajını aşamama ihtimali ortaya çıkacaktır, böylece merkez sağ, TBMM dışında kalacak, merkez sağın temsil edilmediği bir Meclis, Türkiye'nin sorunlarını çözemeyeceği gibi, sorunları daha da ağırlaştıracaktır, sonuçta kaybeden ülke olacaktır.

Erken genel seçim, Eylül 2002 veya 2003'de yapılacak gibi görünüyor. Ne yapıp yapıp merkez sağdaki dağınıklık, seçimler öncesi ortadan kaldırılmalıdır. Bunun için Demirel'in mutlaka devreye girmesi gerekir. Bu oluşuma; DYP-ANAP-BBP-ATP-DP-DTP-LDP ve diğer yeni oluşumlar ve partiler de destek vereceklerdir. Birileri kişisel hesap yapar ve bu projeye destek vermezse, unutmasın ki sığ suda boğulurlar. Bilinen bir gerçek var ki; bölünen, parçalanan yutulur ve yönetilir.

Zaman, kavga zamanı değildir. Halk siyasetçilerden, uzlaşma, diyalog ve özveri beklemektedir. Eğer merkez sağ bunu başaramazsa sandıktan radikal bir sonuç çıkarsa buna hiç kimse şaşırmasın. "Gelin el ele verin, sandığa öfke ve nefret, kin yansımasın" diyenlerin siyasal sağduyu projesi olarak adlandırılan bu senaryoyu kulislerde dillendirdiği konuşuluyor. Bu projenin hedefleri içinde, Türkiye'nin başkanlık sistemine geçişinin alt yapısının hazırlanmasının da yattığı tahmin ediliyor.

BAĞKUR'DAN İNSAFSIZ ZAM

Aralık 2001 tarihinde 11. basamaktan 47. 000. 000. TL. pirim ödeyen bir esnaf, Ocak 2002' de basamak yükseltmesiyle 12. basamaktan 70. 000. 000 TL. Şubat-Mart aylarında ise 80. 000. 000 TL , Nisan ayında ise 105. 600. 000 TL. pirim ödedi. Yılbaşından itibaren yapılan % 120 lik bu zam, siftah etmekte zorlanan esnafı bunalmaktadır. Hükümetin enflasyon oranını yüzde 35'lerde tutmaya çalıştığı bir ekonomik modele yüzde yüz yirmi zam yakışmıyor. Bu konuda Yeni Şafak gazetesi okuru esnaftan çok sayıda faks alıyorum. . Esnaf yapılan bu uygulamayı "SOYGUN" olarak değerlendiriyor. Ben de esnafa hak veriyorum. Bu zam insafsızca yapılmıştır. Bağkur yetkililerini zam oranını yeniden gözden geçirmeye davet ediyorum.

TEVFİK DİKER

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu