|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dün Demirel, Özal'a karşı Koskotas dosyalarından söz ediyordu. Bugün, komplo iddialarıyla çürütülmek istenen Örümcek Ağı Operasyonu bazı siyasetçilerin ve bürokratların korkulu rüyası oldu. Dünden bugüne değişen pek bir şey yok. Sadece insanların ar damarı çatladı. Geçmişte hiç değilse, bir utanma vardı. Böylesine pervasız davranılmazdı. Son günlerin tartışmasına girmeden duramayacağım.
Komplo iddiası
Milliyet'ten Tuncay Özkan, "Komplo" manşeti ile, Balina ve Örümcek Operasyonlarını yürütenleri suçluyor. Bu suçlamayı yaparken, Balina Operasyonu sanıklarından Abdurrahman Yakupreisoğlu'nun, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'a ve Mali Şube Müdürü Ayhan Mimaroğlu'na verdiği bir ifadeye dayanıyor.
Buna mukabil Star'dan Saygı Öztürk, İstanbul Emniyeti'ndeki ifadenin baskı altında alındığını iki önemli delille ortaya koyuyor. Bu delillerden biri Yakupreisoğlu'nun hapishaneden kendisine gönderdiği mektup. 15 Mayıs 2002 tarihli Star gazetesinde yer alan bu mektupta, Abdurrahman Yakupreisoğlu, gazeteci Saygı Öztürk'e, İstanbul Emniyeti tarafından tutuklandığını, baskı altına alındığını belirtiyor ve cezaevinde öldürülebileceğini beyan ediyor. Mektup şöyle: "Bir komployla, bir oyunla, bir bedel için, bizzat İstanbul Emniyeti'nde, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ve Mali Şube Müdürü Ayhan Mimaroğlu tarafından sorgulandım. Erol Kohen'den rüşvet alma olayına ve Turgut Yılmaz ile ilgili Örümcek Ağı Operasyonu'na ilişkin, sizin köşenizde çıkan haberlerden beni sorumlu tuttular. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde Şerafettin Bural (1) ile ortak çalıştığımı düşünüp, bizzat yüzüme söylediler. Şimdi cezaevindeyim. Ne olur, vicdanınıza sesleniyorum. Beni Şerafettin Bural'a sorun. Asla bir olaya karışmadım, Şube Müdürü'nün rüşvet ve menfaat ilişkisinin hiçbir aşamasında bulunmadım. Ancak Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş'in yürüttüğü soruşturmadan ve halen yargılandığım davalardan dolayı tekrar tutuklandım. İzmir DGM Savcısı Cevdet Ulu'ya (şimdi emekliye ayrıldı) verdiğim gizli ifade ve İzmir Emniyeti'ne rüşvet ile ilgili olarak verdiğim bilgiler yüzünden, bizzat Devlet tarafından, bu devlet adına (İstanbul Emniyetinde üç önemli kişinin adını veriyor) öldürüleceğim ya da öldürttülmekle tehdit edilmekteyim."
Saygı Öztürk'ün ortaya koyduğu ikinci belge ise, Yakupreisoğlu'nun İstanbul DGM'ye verdiği ifade. Bu ifadede Yakupreisoğlu, "İstanbul Organize Şube Müdürlüğü'nde bulunduğu süre içerisinde baskı ve her türlü işkenceye maruz kaldığını, yasak sorgu yöntemleriyle sorgulandığını" ileri sürüyor. Haseki Hastanesi'nde düzenlenen doktor raporunu kabul etmiyor. İşkence gördüğünü kanıtlayan İstanbul DGM Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nde düzenlenen rapora ve fotoğraflara itibar edilmesini istiyor.
Öztürk iddiayı çürütüyor
Saygı Öztürk'ün ortaya koyduğu iki belge, Tuncay Özkan'ın "Komplo iddiasını" birinci ağızdan çürütecek mahiyette. Zira 30 Nisan 2002'de Yakupreisoğlu, İstanbul Emniyeti'nde ifade veriyor (Gazeteci Tuncay Özkan, Kanal D ve Milliyet'te seslendirdiği komplo iddialarını, işte bu ifadeye dayandırıyor.) Oysa Yakupreisoğlu, daha sonra, 2 Mayıs tarihinde DGM savcısına ifade vermiş ve İstanbul Emniyeti'nde işkence gördüğünü açıklamış. 9 Mayıs 2002 tarihinde ise, Saygı Öztürk'e bir mektup göndermek suretiyle, İstanbul Emniyeti'nden bazı isimlerin kendisini tehdit ettiğini belirtmiş. Ortada bir komplo var. Ama galiba bu komployu yapanlar Tuncay Özkan'ın işaret ettikleri değil.
Şifreli kasadaki ifade
Saygı Öztürk'ün 11 Ocak 2002 tarihinde Star gazetesinde ilginç bir yazısı var. Öztürk, "şifreli kasada saklanan 5 sayfalık ifadeden" bahsediyor. Bu ifadeyi, 10 Ocak 2001'de, Mali Müşavir Abdurrahman Yakupreisoğlu, sanık sıfatıyla yapılan sorgusunda, İzmir DGM Savcısı Cevdet Ulu'ya veriyor. Söz konusu ifade Balina Operasyonu kapsamında alınıyor ve daha sonra çok önemli kişilerle ilişkili olduğu için, operasyonun merkezden yürütülmesi gayesiyle Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gönderiliyor. Örümcek Operasyonu, Balina Operasyonu kapsamı içinde, Yakupreisoğlu'nun verdiği o bilgiler üzerine inşa edildi. 9 aylık bir hazırlık çalışması sonrasında, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ve Mali Şube Müdürü Ayhan Mimaroğlu'nun da suçlandığı Örümcek Operasyonu davası Ankara DGM'de başladı. Bu davanın dayanağı şu anda Ankara'da, şifreli kasada saklanan, Yakupreisoğlu'nun ifadesiydi.
İşte Saygı Öztürk 11 Ocak 2002 tarihli makalesinde, o ifadeye dair bazı ipucları veriyor: "Politikacının kardeşine ait iki firma, sahte mali bilgi ve belgelere dayanarak ihracat yapmış gibi yüklü miktarda KDV iadesi almıştır. Bu işlemlerin çabuklaştırılması için Defterdarlık ve Vergi Dairesi'ndeki görevliler önceden ayarlanmışlardır. En ilginci (Bakan adı veriyor) bu zincirin içerisindedir. Özellikle sektörel dış ticaret firmalarını koruyan ve bunların yasadışı işlemlerini ortaya çıkartacak incelemeleri engelleyen tebligat yayınlanmıştır. Maliye ve Hazine tebliğleri incelenirse bunlar anlaşılır. Hayali ihracat yapıp haksız KDV aldığını bildiğim firmalar arasında .... isimli firmalar yer alıyorlar. (Bira, tekstil, boya ve dış ticaret alanlarında ünlü şirketlerin isimlerini açıklıyor) Bunların döviz alım belgeleri incelenirse gerçek ortaya çıkar. Basın sektöründe de (boya şirketinin adını belirtiyor) söz konusu firmanın gider faturalarını yükseltmek için hayali faturalar keserler. Yine bildiğim kadarıyla (ünlü iki yayın grubunun isimlerini açıklıyor) ortaklığı ile kurulan dağıtım şirketine bir bankadan (adını veriyor) Eximbank kredisi alınmıştır. Bu firma da, taahhüt kapatmak için alt firmalardan hayali faturalarla ihracat yapmış gibi taahhüdünü kapatmıştır." (11 Ocak 2002-Star- Saygı Öztürk)
Meclis araştırsın
Görüldüğü üzere, sanık olarak Balina Operasyonu'nda yargılanan Mali Müşavir Abdurrahman Yakupreisoğlu, bazı medya patronlarını, bazı siyasetçilerin kardeşlerini suçluyor. 5 sayfalık bu ifadesi Ankara'da şifreli kasada saklanıyor. Ankara DGM'sinde dava görülüyor. Yakupreisoğlu'nun suçladığı cenah harekete geçti ve bu kişiyi tutukyarak şifreli kasada saklanan ifadesini yalanlaması temin edildi. Milliyet gazetesi yazarı Tuncay Özkan, Yakupreisoğlu'nun 30 Nisan 2002'de, İstanbul Emniyeti'nde, polise verdiği ifadeye dayanıyor ve bu ifade ile Ankara'daki şifreli kasada saklanan belgeyi geçersiz ilân ediyor. Oysa Yakupreisoğlu, Saygı Öztürk ile irtibatta. İstanbul Emniyeti'nde baskı altında ve ölüm tehdidiyle o ifadeyi verdiğini açıklıyor. Üstelik işkence gördüğüne dair rapor da var.
Meclis bu olaya el koymalı. Ama önce suçlanan kişi Mesut Yılmaz, ona bağlı olarak çalışan İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen, İstanbul Emniyeti'nde görevli Adil Serdar Saçan ve Ayhan Mimaroğlu soruşturmanın selâmeti açısından geri plana çekilmeli; görevleri askıya alınmalı. En azından İçişleri Bakanlığı'na tarafsız bir kişi getirilmeli. Görüldüğü gibi komplo içinde başka komplolar var.
(1) : Balina operasyonu sırasında İzmir Emniyet Müdürü Hasan Yücesan'dı. Şerafettin Bural da, aynı tarihte İzmir'de Organize Suçlar Şube Müdürü'ydü. Hasan Yücesan ve Şerafettin Bural, Tantan'ın görevden ayrılmasından sonra, Ankara'ya atandılar. Örümcek Operasyonu'nun yürütülmesinde önemli bir rol üstlendiler.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |