|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bazı dönemlerde, ülkeler de, şirketler de ve hatta aileler bile, "Kriz Yönetimi"ne gereksinme duyar.. Şu anda Türkiye, şiddetle "Kriz Yönetimi" ihtiyacı içinde.. Kendilerini "istikrarın güvencesi" biçiminde sunan "3'lü Koalisyon", herşeyi karıştırmış ve dağıtmış durumda.. En temel konularda bile, aralarında uyum yok.. Sadece "Koltukta Sonuna Kadar Oturmak" konusunda birleşiyorlar.. Çünkü biliyorlar ki, bir seçimde mevcut yüzde 10'luk barajı geçmeleri mümkün değil.. Bir anlamda "Bu son fasıldır ey ömrüm-Nasıl geçersen geç" şarkısını mırıldanarak, siyaset yapıyorlar.. Ama hiçbir sorunu çözmüyor, hiçbir icraat yapmıyorlar.. Hastanelerde toplanıp, birbirleriyle çekişiyor ve bütün sorunları erteliyorlar. Sistemin kilit adamı Başbakan, gerçekten hasta.. 82 yaşındaki bitkin Papa bile, Bülent Ecevit'ten daha hareketli.. Dün Azerbaycan'daydı, sonra da Bulgaristan'a gideceği açıklandı.. Şu anda harıl harıl Avrupa başkentlerini dolaşması gereken Ecevit ise, hastaneden çıkıp evine gidince, düşüyor ve kaburgasını kırıyor. Önceki gün, "Hastane Zirvesi"ne ise, doktor eşliğinde gelirken, nasıl ayaklarını sürüdüğünü ve bitkin olduğunu bütün Türkiye gördü.. İstanbul Milletvekili Mehmet Ali İrtemçelik, bu durumu çok açık bir dille yorumlamış.. Şöyle diyor İrtemçelik: -Eğer Sayın Başbakan, açıklanan fiziksel rahatsızlıklarının yanısıra ciddi bir idrak sorunuyla da mâlûl değil ise, artık ağır görev ve sorumluluklarını taşıyabilecek durumda olmadığını anlayamaması mümkün değildir. Bu takdirde görevini bırakmamak hususunda gösterdiği direnç, Türkiye'ye saygısızlıktır, kabul edilemez.. -Eğer Sayın Başbakan herkesin gördüğünü göremiyor, artık görevlerini yerine getiremeyecek durumda olduğunu anlayamıyor ise, benmerkezli siyasi çıkar hesaplarıyla, kendisini bir paravan gibi hâlâ o makamda tutmak, Sayın Ecevit'e hiç hak etmediği bir eziyeti, saygısızca reva görmektir ve kabul edilemez.. İrtemçelik'in söylediklerini kim reddedebilir? Tabiî, sadece Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz, Hüsamettin Özkan ve bir de Rahşan Ecevit, kendi "dar çevreleri" ile, bu gerçekleri görmezden geliyorlar.. Çünkü bunlar, artık toplumdan kopuk.. Kimse de bunlara güvenmiyor.. Devlet Bahçeli engeli varken, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin bir hayal olduğunu herkes biliyor.. Mesut Yılmaz'ın ağzından çıkanlarla, yaptıkları arasındaki tutarsızlıklar, herkesin gözü önünde, uluorta sergileniyor.. DSP'nin içindeki "Halefiyet kavgası" ile "Yok olma sendromu", artık iyice gün ışığında.. Türkiye kendine özgü bir "Kriz Yönetimi" modelini demokratik geleneklere uygun biçimde oluşturamazsa, "Kriz", Türkiye'yi yerlerde sürükleyerek yönetecektir.
ŞAKA
Ayrılık yaman kelime...
Hüsamettin Özkan, "Hastane Zirvesi" başlamadan önce, Bülent Ecevit'le 10 dakika başbaşa kalmış..
ENERJİ DAĞITIMLARI DAĞITILDI
Medya patronları ihale alamazlar!..
Dün CNBC-e'de, Esra Yener'in bir haberi yayınlandı.. Enerji Bakanlığı'nın, 6 termik santral ile 9 dağıtım bölgesi ihalesini iptal ederek, bunları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na devretmesinin nedeni, meğer "eski" RTÜK Yasası'ymış.. Tekirdağ-İstanbul, Bursa-Yalova, Trabzon dağıtımlarına katılımlar, doğrudan RTÜK Yasası'nı ihlal ediyormuş.. Ne diyebiliriz ki bu duruma?.. Bir hükûmet düşünün.. O hükûmetin bakanları (veya bakanlıkları), bir yasanın "Medya patronları kamu ihalelerine katılamazlar" hükmünü doğru ve haklı buluyorlar.. Sonra, bunun tam tersi bir metni, tasarı olarak benimsiyor ve üstelik yasalaştırıyorlar. Ve hem Anayasa'yı, hem şeffaf devlet ve serbest rekabet ilkelerini çiğneyen bu Yasa'nın ayıbının temizlenmesini, Anayasa Mahkemesi'ne aktarırken, ihtiyaten "eski yasa"nın hükümlerini de uyguluyorlar.. Yani sadece Ecevit mi hasta?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |