T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Savaşan İsrail mi, yok canım...

Türkiye tank yenilenmesini İsrail'e bağışladı, ama Batı Şeria'daki Filistin kentlerine saldıran İsrail tanklarında Amerikan motorları kullanılıyor. Filistin kentleri üzerinde uçan Apache, Blackhawk helikopterleri, sivil hedeflere füze yağdıran F-16 uçakları da Amerikan yapımı; bugün elinde en kalabalık F-16 filosu bulunan (200 adet) ikinci ülke İsrail. Arafat'ın karargâhını döven lazer güdümlü Hellfire füzeleri Amerika'nın Orlando kentinde imal ediliyor. Filistin'i yerle bir eden, korunmasız halkını katliâma uğratan silâhları, füzeleri, uçak, helikopter ve tankları, İsrail, ABD'nin yardımıyla sağlıyor.

Şunu kafamıza sokalım: Filistin'de mâsum insanlara ölüm yağdıran İsrail ordusu, ona 'katliâm' emrini veren Ariel Şaron olsa bile, İsrail, bu harekâtı, Amerika'nın sağladığı muazzam mâlî destekle yürütüyor. ABD başkanı George W. Bush, suskun tanığı olarak cinayeti seyretmekle yetindiği için değil yalnızca, Amerikan yasalarına aykırı bir kullanıma göz yumduğu için de, Filistin'de olup-bitenlerden birinci derecede sorumlu.

Amerika'nın mâlî yardım bütçesinin yarıya yakını İsrail'e yönlendiriliyor. 1949-2001 yılları arasında, Amerika'nın İsrail'e yaptığı yardımların toplamı 95 milyar doları buldu; bu miktarın neredeyse yüzde 99'u, en geniş Arap topraklarını işgal ettiği 1967 yılı sonrasında İsrail'e verildi. Altı milyon nüfuslu İsrail, bir milyardan fazla insanın yaşadığı bütün Afrika (Mısır hariç), Latin Amerika (Kolombiya hariç) ve Karayipler'in toplamından çok Amerikan yardımından yararlanıyor. Az nüfuslu, küçük bir ülke olan İsrail, dünyanın en güçlü üçüncü veya dördüncü ordusuna, yılda ortalama beş milyar doları bulan doğrudan veya dolaylı Amerikan yardımı sayesinde sahip olabildi.

Aslına bakılırsa, İsrail'e gözü kapalı yardım yağdıran Amerikan yönetimleri, kendi yasalarına aykırı davranmış oluyorlar. Geçtiğimiz dönemlerde, her yıl Türkiye'nin karşısına engel olarak çıkartılan ABD'nin dış yardımlar yasası (Foreign Assistance Act), İsrail'in Filistinliler'e davrandığı türden insan hakları ihlâli yapan ülkelere yardımı yasaklıyor. ABD'de nükleer silâhsızlanma anlaşmasına (Nuclear Non-Proliferation Treaty) imza koymaktan kaçınan ve tesislerini uluslararası denetime açmayan ülkelere askerî yardımı men eden bir yasa (Proxmire Amendment) da var; İsrail anlaşmaya imza atmadığı gibi nükleer tesislerini denetime de kapalı tutuyor.

Bu duruma Amerika içinden sivil toplum kuruluşları ile barış yanlısı örgütlerden ciddi itirazlar geldiğini biliyoruz. Şu yakınlarda siyasiler de seslerini yükseltmeye başlamışlardı. Demokrat Partili Temsilciler Meclisi üyesi John Conyers, İsrail'in Amerikan yapımı F-16 uçakları kullanımını yasalar yönünden incelemesini Başkan Bush'tan talep etmiş, ünlü Senatör Robert Byrd de, "Yapılan maddi yardımlar kanın durması şartına bağlanmalı" demişti.

Bush yönetimi bu cılız itiraz seslerini duymazdan geldi. Şimdi de, Amerikan yapımı uçak ve helikopterler ile motoru Amerika'da üretilen tankları Filistinli hedeflere karşı kullanan, Amerikan füzeleriyle Filistinliler üzerine ölüm kusan İsrail'in giriştiği katliâmı seyretmekle yetiniyor. Ariel Şaron'un iktidara gelir gelmez planlayıp bakanlar kurulundan geçirdiği 'haklı intikam operasyonu'nu amacına ulaştırmak için biraz daha zamana ihtiyacı var; Başkan Bush, bir öyle bir böyle konuşarak, Şaron'a ihtiyacı olan zamanı hediye ediyor.

Amerika, ne yazık, kaderini İsrail'e bağlamış görüntüsü veriyor. Geçen eylül başında, Güney Afrika'da BM'nin gözetimi altında yapılan 'Irkçılığa karşı uluslararası konferans', İsrail'in Filistin halkı aleyhindeki uygulamalarını kınayıp bu konuda sert bir karar almaya kalkınca, toplantıyı İsrail ile birlikte ABD de terk etmişti. Şimdi de, ABD, İsrail'in kanlı politikalarının suskun tanığı rolünü oynuyor.

Hiçbir zaman 'âdil' olma ihtiyacı duymamış, her zaman kendi çıkarlarını ön planda tutmuş bir ülkeydi ABD; ancak, ilk kez, dünyanın bütünüyle taban tabana zıt bir konuma düştü. 11 Eylül'le ele geçirdiği moral üstünlüğü de, İsrail'e sağladığı destek yüzünden, hızla kaybediyor.

İsrail'in Filistin'de döktüğü kan Amerika'yı tutacak.


10 Nisan 2002
Çarşamba
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED