T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Eski yazı, yeni yüzler

ABD başkanı Bill Clinton'un kızı Chelsea'yi, arkadaşları, İstanbul'dayken ünlü bir kebapçıya götürmüşler... Gazeteler, haberi, "Chelsea kıymasız Ali Nazik kebabı yedi" biçiminde verdi. Meğer kızcağız etyemezlerdenmiş; kebapçı ne yapsın? Size ilgisiz gelebilir, ama bu haber bana başka bir şey çağrıştırmıştı: "Bakalım" diye düşünmüştüm, "Din ile irtibatsız ilâhiyat icat etme becerisini gösteren biri de çıkacak mı?"

Becerikli bir ilâhiyatçı ve onun 'muazzam projesi' ile karşı karşıyayız. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden bir profesör, Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi'ne bağlı olarak kurulmuş İlâhiyat Fakültesi'nin yeniden yapılanmasını istiyor. Yeniden yapılanma dediği de, "Dine dayalı akımlara, gruplara ve tarikatlara karşı gelebilecek" bir eğitim vermesi... Proje hayata geçirilirse, herhalde dünyada ilk defa, 'dine dayalı olmayan' bir ilâhiyat fakültemiz olacak...

Bir Rotaryen dostum var; yıllardır olağanüstü çaba göstermelerine rağmen, aralarına 'dinadamı' veya 'ilâhiyatçı' sıfatını taşıyan birini üye olarak alamadıklarından yakınır... Haftalık toplantılarına konuşmacı olarak katılanlar oluyormuş, ama dinadamları ve ilâhiyatçılar 'Rotary Kulüp üyesi' olmakta isteksiz davranıyorlarmış...

'Dine dayalı olmayan ilâhiyat' projesi sahibinin 'rotaryen' kimliğini vurguladığını görünce, o dostumun yıllardır içinde sakladığı özlemin nihayet gerçekleştiğini anladım. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Osman Zümrüt bir 'rotaryen'... Projenin ayrıntıları hakkında bilgiyi 'Uluslararası Rotary 2430. Bölge Guvernör Mektubu' adlı bültenin son (31 Aralık 1999) sayısından aldım.

Görevine yeni seçildiği anlaşılan guvernör Tevfik F. Sayek, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e hitap eden bir mektup kaleme alıp, bunu, yine 'rotaryen' olduğunu belirttiği Cumhurbaşkanlığı danışmanı Mehmet Ali Bayar aracılığıyla ulaştırmış... "Böyle bir konuda önce zâtı âlinizin fikrini almak ve tarafınızdan YÖK'e iletilmesinin doğruluğuna inandığım için arz etmekteyim" dediği projeyi şöyle özetliyor Tevfik Bey: "Samsun Rotary Kulübü üyesi bulunan Osman Zümrüt Hocam, Türkiye'de tercihen Antalya Üniversitesi'ne bağlı bir Uluslararası İlâhiyat Fakültesi'nin (..) açılmasını önermektedir..." Dekanlık kulisine, Rotary Guvernörü, "Hâmil-i kart yakinimdir" anlamı taşıyan bir üst yazıyla katılıyor; bu da benim için bir ilk...

Prof. Zümrüt, rotaryen kardeşlerinin, "Bizim ne ilgimiz var?" demelerinden çekinmiş olmalı ki, fikrini projelendirirken, "Türkiye Cumhuriyeti devleti ve insanımız söz konusu olduğunda 'Rotary ile ilgisi ne?' diyemezsiniz; AB'ye aday olduğumuz bir dönemde 'uluslararası dinadamları'na ihtiyacımız var" tespitini en başa yerleştirmiş...

Yayınlarına baktıkça ilâhiyat fakültelerinin iyi eğitim verdikleri kanaatim pekişiyor; geçen yıl bayağı yüksek puanlar gerekti girebilmek için... Oysa, 'rotaryen ilâhiyatçı' aynı görüşte değil; ilâhiyat eğitimini kıyasıya eleştiriyor. Şu satırlar Prof. Osman Zümrüt'e ait: "Mevcut İlâhiyat Fakülteleri Türkiye Cumhuriyetinin gelişmesi ve çağdaş uluslar düzeyinin üstüne çıkaracak çağdaşlık düzeyinde eğitim düzeyinden uzak bir eğitim yapmaktadır. Yeni görüş ve yorumlara açık değildir. Mevcut yapılaşma ve kadroları ile durağan durumdadır." Osman Zümrüt'ün satırları, Türkçe bakımından zayıf, zihni fazla berrak olmayan ilâhiyatçı öğretim üyelerinin varlığını ele veriyor...

Hocamız aslında 'sivillikten yana' bir insan; üyesi olduğu kulüp gibi 'sivil bir proje' onun projesi de... Şöyle açıklıyor projenin gerekliliğini: "İrticâî hareketlere karşı tepki gösterilmesi gerektiğinde, bunu duyarlı biçimde Türk Silâhlı Kuvvetlerimiz yapıyor. O olmasaydı halimiz içte ve dışta ne olurdu, düşünmek bile korkunç! Oysa hemen tepkisini ve duyarlılığını göstermesi gereken kuruluşlar: Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlâhiyat Fakülteleri en sonuna kalıyor; eğer böyle bir fakülte kurarsak bu ânında duyarlı olarak tepkisini gösterecektir."

Amaç "İrticaya karşı duyarlı tepki" olarak belirlenince, görev alanı da kendiliğinden ortaya çıkıyor: "Bölücü ve yıkıcı dine dayalı akımlara, gruplara ve tarikatlara karşı gelebilecek ve onların en azından düşünsel temellerini çürütecek bir eğitim vermek..." Prof. Zümrüt, yetiştirecekleri ilâhiyatçıların "Açıkça lâik, Atatürk ilke ve inkılâplarını aleni savunan, devletin güvenliğini ve milletin birliğini hedef alan cereyanlara, tarikat ve gruplara gerekli tepkiyi gösterecek elemanlar" olacağını da özellikle kaydediyor.

Bu fakülteye alınacak öğrenciler ÖSYM sınavıyla belirlenecek elbette, ama sistemi yeterli bulmuyor Zümrüt Hoca; "Şu an ÖSYM ile puan tutturan öğrencilerin bir kısmı çeşitli akım ve gruplara bağlı olarak İlâhiyat Fakültelerine giriyor. Bunu ayıklamak için ÖSYM'den sonra kurs ve ondan sonra seçim olmalıdır" diyor... Evet, doğru okudunuz, 'ayıklamak' fiilini kullanıyor 'rotaryen ilâhiyatçı'...

Prof. Osman Zümrüt Antalya'daki fakültenin dekanlığı kendisine verilirse 2000-2001 yılında projenin hayata geçirilebileceğini de bildirmiş... Demek, bundan böyle, dekan olmak için Rotary Kulüp destekli bu tür ilginç projeler gerekiyor: 'Dine dayalı olmayan ilâhiyat' veya 'kıymasız Ali Nazik'...
Âfiyet olsun.

19 Ocak 2000 "Kıymasız Ali Nazik" başlıklı yazı


14 Nisan 2002
Pazar
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED