T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

D Ü N Y A

İran ateş çemberinde

ABD-İngiltere ve İsrail, İran'a baskıyı artırırken, AB İran ve Irak'ın hedef alınmasından rahatsız. İsrail, Tahran'ın Hizbullah'a 8 bin füze verdiğini iddia etti. Tahran ise ABD'yi uyardı. Bölge savaşa sürükleniyor.

ABD'nin Irak ve Kuzey Kore ile birlikte "şeytan üçgeni" olarak tanımladığı yeni hedef listesine İran'ı da katması, Washington ile Tahran arasında şiddetli bir gerginliğe yol açtı. ABD-İngiltere ve İsrail'in İran ve Irak'a yönelik baskı politikaları artarken, AB ve ABD bloku arasındaki ilişkiler de gerginleşiyor. ABD Başkanı George Bush'un suçlamalarını "küstah ve hegemonyacı" suçlamalarıyla reddeden İran, Washington ve İsrail'in saldırılarını göğüslemeye çalışıyor.

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, İran'ı, Taliban ve el-Kaide üyelerinin Afganistan'dan kaçmasına izin vermekle suçladı. Rumsfeld, İran-Afganistan sınırının el-Kaide ve Taliban üyelerinin İran'a geçmeleri ve sığınak bulmalarında kullanıldığının "şüphesiz olduğunu" söyledi. İran'ın, Afgan gruplarını silahlandırdığna dair ellerinde bilgiler bulunduğunu belirten Rumsfeld, ABD'nin İran'ın bu tutumuna bir karşılık planlayıp planlamadığı yolundaki soruyu, "Yapacaklarımızı önceden açıklamayız" şeklinde cevapladı.

"Hizbullah'a 8 bin füze"

İsrail ise, İran'a yönelik suçlamalarına bir yenisini daha ekledi. Dışişleri Bakanı Şimon Peres, İran'ın Hizbullah gerillalarına İsrail kentlerini vurabilecek 8 bin füze temin ettiğini öne sürdü. Peres, International Herald Tribune gazetesine verdiği demeçte, "İran, Hizbullah'a menzili 20 ila 70 kilometre arasında değişen 8 bin Katyuşa füzesi verdi" dedi. Peres, Kuzey Kore'nin İran'a orta menzilli füze temin ettiğini ve iki ülkenin 10 bin kilometre menzilli kıtalararası füze geliştirdiğini iddia etti. İngiliz gazeteleri, ABD ve İsrail'in asıl hedefinin İran ve İran'ın nükleer çalışmaları olduğunu yazmış, İsrail savaş uçaklarının İran'a yönelik askeri harekat için Türkiye topraklarında eğitim gördüğünü açıklamıştı.

AB-ABD arasında İran gerginliği

ABD'nin İran'a yönelik ithamlarınnın arttığı bir dönemde, AB'nin Tahran ile ilişkilerini "ayakta tutmaya çalışması", ABD ile AB arasında gerginliğe neden oldu. AB Komisyonu sözcüsü Gunnard Wiegard, AB ile ABD arasındaki görüş ayrılıkları hakkında şunları söyledi: "Bizim bir İran politikamız var, bu politikayı sürdürüyoruz." Komisyon sözcüsü, Bush'un İran, Irak ve Kuzey Kore'yi işaret ederek, "şeytan üçgeni" nitelendirmesinde bulunması yaklaşımının, AB tarafından "paylaşılmadığını" belirtti. Dönem Başkanı İspanya'nın Dışişleri Bakanı Josep Pique, İran konusunda, "bağımsız hareket edeceklerini" söylemişti. AB kaynakları, Washington ile Brüksel arasında gerginliğin tırmandığını, ABD'nin baskıyı artırdığını belirtiyor.

Almanya Dışişleri Müsteşarı Ludger Vollmer da, Irak'a askeri harekata karşı çıktı ve "Terörizmle mücadele, eski hesapları kapatmak için yasal gerekçe olarak kullanılmamalı" dedi.

Tahran ABD'yi uyardı

İran ise, ABD iddialarını reddetti. Dışişleri Sözcüsü Hamid Rıza Asefi, "Amerikalıların telafisi mümkün olmayan bir yanlışı işlemeyeceklerinden eminim'' dedi. İran hükümeti de, Bush'un açıklamalarını "anti demokratik, kaba ve fundamentalist" olarak niteledi. Hükümet sözcüsü Abdullah Ramazanzade, "Bush'un sözleri antik Roma generallerinin savaş çığlıklarına benziyor" dedi. Bu arada Irak, AB ile ilişkileri geliştirmek için İspanya'ya heyet gönderme kararı aldı. Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan, "ABD böyle giderse 11 Eylül'den daha korkunç bir şeyle karşılaşacak" dedi.

 
Enver NOBEL'e aday
Malezya Başbakanı Mahathir'in hapse attığı eski yardımcısı Enver İbrahim, Norveç Uluslararası Barış Araştırmaları Kurumu tarafından 2002 Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi.
AYETULLAH HEKİM: TARAFSIZ KALIRIZ
Irak İslam Devrim Yüksek Konseyi Başkanı Ayetullah Muhammed Bagır El Hekim, ABD'nin Irak'a saldırması durumunda tarafsız kalacaklarını söyledi. Hekim, "Eğer ABD Irak'a saldırırsa Konsey ne Amerikalılarla ne de Saddam rejimi ile işbirliği yapacaktır" dedi. ABD'nin kendileriyle diyaloğa girmek istiyorsa bunun en iyi yolunun BM çerçevesinde olduğunu belirten Hekim, ABD'nin Irak halkını özgürlüğüne kavuşturmak ve Irak halkının ihtiyaçlarını karşılamak amacında olmaları durumunda bunun olumlu bir niyet olacağını belirtti. Hekim, "ancak sadece rejimi değiştirmek istemeleri durumunda biz ne Amerikalılarla ne de Irak rejimi ile işbirliği yapacağız" dedi. Hekim, İslam ülkeleri ve İslam Konferansı Örgütü'nden, ABD'nin Afganistan'daki gibi bir operasyonu sonucunda birçok masum Iraklı ölmeden iktidarı devretmesi için Irak rejimine baskı yapmalarını da istedi
LE FIGARO: ANKARA BEKLEYEN ADAY
Fransa'da yayınlanan Le Figaro gazetesinde çıkan bir haberde, "Türkiye'nin Avrupa'nın geleceğinin tartışılacağı Konvasiyon'a katılacak olmasının, diğer 12 aday ile ilk kez eşit bir biçimde değerlendirildiği anlamına geldiği" yorumu yapıldı. Haberde, Türkiye'nin Helsinki'de, 1959 yılından bu yana talep ettiği adaylık statüsüne resmen kavuştuğu hatırlatılarak, idam cezası, insan hakları ve Kıbrıs sorununun üyelik konusunda ciddi sorunlar yarattığı ifade edildi.
5 Şubat 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED