T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hiç yedeğin var mı dostum?

Necip Fazıl merhûm, bir defasında şeyhi Seyyid Abdülhakîm Arvasî'nin şöyle dediğini aktarır: "Velî, bir türlü mevzûunu bulamaz ki 'ben' desin!"

Bu sözden neler anlaşılabileceği, anlaşılması lâzım geldiği bir yana, hemen söylemeliyim ki mezkûr cümlede geçen 'velî' kelimesinin yerine -hem de hiç tereddüt etmeden- 'deli' kelimesini yerleştirebilirsiniz. Yani:

- Deli, bir türlü mevzûunu bulamaz ki 'ben' desin!

Böyledir; zira bilindik mânâsıyla deliler, kendisine işaret edebilecek bir ben'den yoksun olanlardır; bir türlü 'ben' ya da 'benim' diyemeyenlerdir. İşaret edebilecekleri, gösterebilecekleri, çeşitli vasıflarla tavsif edebilecekleri bir 'mevzû'ları yoktur ve olmadığı için de hiçbir şeyi/hiçbir şeylerini mevzûya hamledemezler!

"Ben kimim?" sorusu, 'ben' diye adlandırılan mevzûunun aranmasından ibaret olup, mevzûunun yokluğu ayniyet idrakinin yokluğu anlamına gelir; ayniyetin, yani özdeşliğin idraki... Bazıları buna "A=A" demeyi yeğliyorlar; bazıları da "A A'dır" demeyi... Biz yine de Ahmed Cevdet Paşamızın dediğini aktarmakla yetinelim:

- "Ulûm-i Müteârife birtakım bedihiyyât-ı mütedâhiledir ki yekdiğerini izah eyler ve cümlesi bir bedihiye-i esasiye'ye dayanır: Birşey hem var hem yok olamaz!"

Paşamız, bu "bedihiye-i esasiye"den şu beş "bedihiye-i umûmiye"nin ortaya çıktığını söylüyor:

- Birşey var ise vardır! (Var vardır!)

- Birşey yok ise yoktur! (Yok yoktur!)

- Birşey var ise yok olamaz! (Var yok olmaz!)

- Birşey yok ise var olamaz! (Yok var olmaz!)

- Birşey ya vardır, ya yoktur!

Bütün bilgilerimiz işbu aksiyomlara dayanır ve dolayısıyla varlık, bilgi, değer, vs. hakkında -akla istinaden- konuşabilmeyi mümkün kılan temel de en nihayet "Ben benim/Ben başkası değilim" demekten/diyebilmekten ibarettir. Oysa insanların 'deli' dedikleri kimseler "Ben benim/Ben başkası değilim" diyemeyenlerdir. Kabaca, onlar hem Napalyondur, hem Hitlerdir, hem Stalindir. Ehl-i Zâhir'in 'şizofreni' adını taktıkları, "kişilik bölünmesi/parçalanması" diye tanımladıkları durum, kısaca söylendikde ayniyet/özdeşlik yoksunluğudur. Ortada işaret edilebilecekleri, gösterilebilecekleri, izafette bulunabilecekleri bir 'mevzû' (konu=subjekt) bulamayanlar bir türlü 'ben' diyemedikleri, diyemeyecekleri için, akıllılar tarafından 'akılsız' (deli) olarak adlandırılırlar ve sırf bu nedenle cezâî ehliyeti de haiz olmazlar. Onlar 'ben' diyemedikleri için 'var' kabul edilmezler. (Modern tıb, niçin delileri 'yok' sayıyor dersiniz?)

Peki ya velîler?

Niçin velîler de -Seyyid Abdülhakîm Arvasî hazretleri tarafından- mevzûlarını bulamamakla ve dolayısıyla 'ben' diyememekle nitelendiriliyorlar?!

Asılında cevabı basit: Velîlerin aradıkları 'mevzû', delilerin bulamadıkları türden bir 'mevzû' değildir de ondan! Delinin aradığı 'mevzû' -ki onlara sıradan insanlar sahiptir- Velî'nin bilerek terkettiği mevzûdur. Daha açıkça söylemeyi deneyecek olursak, deli, şahsıyla mukayyed mevzûu kaybettiği için 'ben' diyemezken; velî, o mevzû'yu çoktan bile bile terketmiş olup MUTLAK BEN'e izafet makamında olandır. İlki gerçek anlamıyla kendisine 'ben' diye işaret edebileceği bir mevzû bulamaz; ikincisi ise, delinin yoksunu, avâmın sahibi bulunduğu o bildik mevzû'yu 'ben' diye işaret edilmeye lâyık görmez!

Hani Yunus'un "bir ben var, bir de benden içeru!" dediği gibi... Bakınız, Zekâî Dede de güzel söylemiş: "Ben ben değilem, ben dediğim sensin hep/Ruhum dediğim, sensin dediğim sensin hep!"

Hiçbirimizin yedeği olmadığına göre, burada işaret edilen 'ben'den gayrı bir 'sen' de olmamalı... Nitekim bir Batılı da şöyle diyor: "Yedeğin yok! Çaren yine senden başkası değil!" (Kein Ersatz, deine Droge bist du...)

Ne acı değil mi, böyle demekle hakkı söylüyorlar ve fakat bâtılı kastediyorlar! Biz ise 'ben' demeye (bile) lüzûm görmeyen ustalarımıza bir de utanmadan soruyoruz: "Sen de kimsin?"

Şayet lütfederler de "Ben senim!" derlerse; bu sefer 'deli' deyip geçiyoruz.


16 Şubat 2002
Cumartesi
 
DÜCANE CÜNDİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED