T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Başbakanlığa giden yolları kestiler, TCK. 159 değişikliği de yazı yazmayı kesti: Korkudan yazmak mümkün mü?!..

Başbakanlığa giden yolların, ta Milli Savunma Bakanlığının önünden kesilmesine, Başbakanlığın etrafının demir parmaklık ve çitlerle çevrilmesine rağmen; Hayat pahalılığını protesto eden vatandaşların seslerini duyurmak için Başbakanlık önündeki protestoları önlenemiyor.

En son, bir kaç gün önce bir (esnaf) vatandaş, protestosunu duyurmak için, Başbakanlık yakınındaki bir ağaca çıktı.

Yani (Balık kavağa çıkmadı) ama, (Esnaf ağaca çıktı).

Bunların verdiği ilhamla; Başbakanlık binasının etrafının demir parmaklık ve çitlerle çevrilmesini, Başbakanlığa giden yolların, ta Milli Savunma Bakanlığının önünden kesilmesini ele alarak, bana Berlin'de yıllar önce yıkılan UTANÇ DUVARINI çağrıştığını yazacaktım.

Ancak, korktum. Çünkü; (Demokratikleşme paketi) adı altında, birçok yazar ve hukukçunun belirttiği gibi; (antidemokratikleşmeyi) sağlayacak TCK.nun 159 ve 312. maddelerinde, özellikle TCK.nun 159. maddesinde yapılan değişikliklerden sonra, (Hiç aklımdan bile geçirmediğim halde) yetkili bir aklı evvel kişi "Başbakanlığı tahkir ve tezyif ettin." derse, ne yapacağım? diye korktum.

Gerçi; yazıyı yazdığım esnada, bu değişiklikler yayınlanarak kanunlaşmış değil.

Ancak; (Gazetede yayınlanıncaya kadar, yayınlanıp kanunlaşırsa?!...), diye; aslında çok güzel olan o yazıyı şimdilik yayınlamaktan vazgeçtim.

Fakat; Ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın?!.. Batı standardında tam demokratik günler, nasıl olsa gelecek. Güncellikle alakası olmayıp, esasa ilişkin bir yazı olduğundan, o zaman yayınlarım.

Yerine, bu değişikliklerle ilgili fecaati, adeta yıllar önce görüp, dörtlüklerinde belirten Neyzen Tevfik ve Arif Nihat Asya'nın bu dörtlükleri aktarıyorum.

İstibdattan sonraki kısıtlamaların, İstibdattan bile fazla olduğunu yaşayan Neyzen Tevfik, kendisine has küfürlü tarzı ile ve küfürlü olarak aşağıdaki dörtlüğü yazıyor. Ancak (sk.) sözcüğü nedeniyle hepsine yer vermem mümkün değil. Arif olan anlar.
İşte Neyzen Tevfik'in dörtlüğü: "Devri istibdatta söz söylemek memnu idi,
Ağzını açsan, Hükümet ağlatırdı, ananı,
Devr-i hürriyetteyiz şimdi; değişti kaide,
Evvela söyletirler, sonra.......... ananı!"
Şimdi de Arif Nihat Asya'nın sanki tamamen bu günler için yazılmış dörtlüğü:
"Sessizce düşünsek; duyacaklar, bir gün
Olmazları; oldu sayacaklar, bir gün
Rüyalara; sansür koyacaklar, bir gün"
Herhalde, o gün maalesef bugün!...


16 Şubat 2002
Cumartesi
 
OSMAN MÜFTÜOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED