|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Başbakan Bülent Ecevit'in sağlık sorunları bulunduğuna hiç kuşku yok. Ülke işlerini görmekte zorlanıyor, partisiyle yeterince ilgilenemiyor. Doğru olan, sağlık sorunları bulunan onun yaşındaki birinin kenara çekilmesidir. Bu, bildiğimiz bir gerçek. Ancak, yakın geçmişte bizi de "Ecevit çekilmeli" noktasına kadar götüren bu gerçek bir başka gerçeği gözlerden saklayamıyor: Ecevit'in sağlığı kötüye kullanıldı... Hüsamettin Özkan ve arkadaşlarının DSP'den istifasına kadar varan 'güven bunalımı'nı hatırlayınız. 11 yıl boyunca liderinin hemen arkasında hiç ağzını açmadan durmuş Özkan, Ecevit'in kendisine 'vefasızlık' gösterdiğini söyledi, onunla beraber hareket edenler de "Biz vefasız bir liderin yanında yer almayız" diye tepki koydular. O gün başlayan süreçte, DSP, grubunun yarıdan fazlasını kaybetti, içinde yer aldığı hükümet de azınlığa düştü. Sürecin nasıl başladığını hatırladığımıza göre mukadder soruları sorabiliriz: Bülent Ecevit grubunun çoğunluğunu kaybetmeyi de göze alarak neden Hüsamettin Özkan'a 'vefasız' davrandı? Özkan'ın, "Bana vefasız davrandı" diyerek ayrıldığı o 'tarihî' görüşmede, başbakan, yardımcısını neyle suçladı acaba? Her istediklerinde başbakanla görüşme imkânına sahip meslektaşlar, şu sırada onu ekranlarına çıkaran televizyoncular merak edip sormadıkları için "Neden?" sorusunun ilk elden bir cevabı bilinmiyor. Ancak, Başbakan Ecevit'in o gün bugündür sürdürdüğü davranışları yeterince cevap teşkil ediyor... Son iki haftadır, 'farklı bir Ecevit' var karşımızda. İki ayı doktor nezaretinde veya evinde kat'i istirahatla geçiren ve tam teşekküllü hastane raporuyla emekli edilmesine ramak kalmış biri gibi davranmıyor başbakan. Sağlığı yine iyi değil, bazen dili dolaşıyor, merdiven çıkmakta hâlâ zorlanıyor; ancak 'iki ayağı birden çukurda' görüntüsü de vermiyor. Hem de hekim gözetimi altında bulunmayı kabul etmediği halde... Konuyu buraya taşımamızın da sebebi zaten bu nokta: Siyasi yakını bildiği kişilerin yönlendirdiği hastane hekimlerinin gözetimi altındayken kıpırdaması bile tavsiye edilmeyen bir hasta, tedaviyi reddettiği son iki haftadır, hiç de öyle aylardır yansıtıldığı kadar hasta görünmüyor... Ecevit'in bir siyasi komploya mâruz kaldığına inandığı söyleniyor; o inancın altında hastalığıyla ilgili haberlerin abartıldığı kanaati yatıyormuş... Başbakanın son iki hafta içinde sergilediği davranış biçimi, 'kendisine karşı komplo yapıldığı' kanaatinde olduğuna dair söylentiyi doğruluyor... Bu durumda, yukarıda sorduğumuz ancak ilk elden cevabı alınamadığı için ortada kalmış sorulara yenilerini ekleyebiliriz: Komploya mâruz kaldığına inanan başbakan Ecevit, bundan, en yakınında bulunduğu için mutlak sadakat beklediği Hüsamettin Özkan'ı mı sorumlu tutuyor? Hükümetin '2 numaralı' koltuğunda oturan kişi, başbakan tarafından, 'komplocu' görüldüğü için mi istifaya zorlandı? İstifaları başlatan olay, aslında bir 'vefasızlık' değil de bir 'sadakatsizlik' olayı mıydı? Bu sorulara âcilen cevap bulunması gerekiyor. İşin âciliyeti, eğer başbakana atfettiğimiz kuşku doğruysa, hükümetteki konumunu 'komplo' için kullanmaktan çekinmeyen bir kişi ile siyasi yol arkadaşlarının başlangıç noktalarının 'şâibeli' oluşundan kaynaklanıyor. Hasta ve güçsüz bir kişinin bu durumundan yararlanmaya kalkışanlara ülke yönetiminde nasıl güvenilebilir? Başbakana bunu yapmaya cür'et edenler, yarın ellerine imkân geçerse, başkalarına kimbilir neler yapmazlar? Uzun yıllardır siyasetin içinde bulunan, hükümette sorumluluklar üstlenmiş kişilere 'komplocu' sıfatı gerçekten hiç yakışmıyor. Başbakanın son iki haftalık performansı ve bunun akla düşürdüğü bir dizi soru, ne kadar zihnimizden çıkarmaya çalışırsak çalışalım, bizleri de rahat bırakmıyor. Doğru olan, tarafların, bu konuda ikna edici açıklamalar yapmalarıdır. Görüştükleri gazeteciler sormuyor, bâri ben buradan açıkça sorayım: Yeni oluşumun kökeninde, Hüsamettin Özkan ve yol arkadaşlarının ileri sürdüğü gibi Bülent Ecevit'in 'vefasızlığı' mı yatıyor, yoksa Bülent Ecevit'in lisan-ı hâl ile ilân ettiği Hüsamettin Özkan'ın 'sadakatsizliği' mi? Hangisi?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |