|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Cahit Zarifoğlu'nun ölümünün 15. yılında dostları, arkadaşları, onun şahsını ve şiirini ve sevenler bir araya gelerek bir 'Cahit Zarifoğlu Şiir Ödülü' kurdular. Böyle bir şiir ödülünün kurulması için, başta Asım Gültekin olmak üzere, sabırsızlananlar vardı. Ama olaya teenni ile bakanlar, başta Mustafa Ruhi Şirin olmak üzere, bu işin aceleye getirilmesinin doğru olmayacağını düşünüyordu. Sonunda sabırsızlananların da, teenni içinde olanların da amacı gerçekleşti ve adı geçen şiir ödülü kurulmuş oldu. Girişime öncülük eden Mustafa Ruhi Şirin, Erdem Bayazıt'ın ve Cahit'in oğlu Ahmet Zarifoğlu'nun ve yaklaşık yetmiş kadar aydın, sanatçı ve akademisyenin katılımıyla toplantılar düzenledi. Girişime katılanların arasında Prof.Dr. Nazif Gürdoğan'ın, Prof.Dr. Nabi Avcı'nın, Doç.Dr. İlhan Kutluer'in, Mustafa Çelik'in, Ahmet Kot'un, Ali Kemal Temizer'in, Kamil Eşfak Berki'nin ve bu satırların yazarının adları geçiyor. Mustafa Ruhi Şirin, girişimin, ayrıca sözcüğünü de üstlenmiş bulunuyor. Yayınlanan basın bülteninde, ödülün parasal karşılığının, ilk kezinde, 3 milyar TL. olacağı, ayrıca 1 milyar TL. de jüri özel ödülü verilebileceği bildiriliyor. Basın bülteninde ayrıca 'Yeni Algı Kapılarını Aralayan Şiir' başlığı ile bir de, bu ödülün manifestosu zımnında bir bildiri yer alıyor. 'Özgünlüğün, biricikliğin ağır bir tehdit altında olduğu bir dünyada yaşıyoruz' diye başlayan bildiride, Cahit Zarifoğlu'nun şiiri de şöyle dile getiriliyor: 'Edebiyat ve sanat ortamı, hakiki bir yetenek kumaşının zeka, cesaret, ve yaratıcılıkla dilde ne tür şekiller alabileceğini onunla bir kez daha görmüştür. Onun şiirler toplamına, soy şiirin, şiirsel karşısındaki büyüklüğü ontolojik sahiciliği açısından da bakmak gerekir. Zarifoğlu, dilimiz ve medeniyetimizin bilinçdışı dünyasından yeni bir şiir damarı olarak doğmuş, kendisiyle birlikte gün ışığına çıkan bu yeni cevher sanat alanının uçsuz bucaksız bir keşif ve ibda alanı olduğunu da göstermiştir.' Gene aynı bültende, Cahit Zarifoğlu'nun bir yazısına da yer veriliyor. O yazının bir yerinde Cahit, muhatap aldığı meçhul şaire hitap ederek şu görüşü dile getiriyor: 'Onlara ilk hamlede, bildikleri kelimeleri, şimdiye kadar aşinası olmadıkları şekilde kullanmayı öğret.' Bu sözler, aslında tam da Cahit'in şiiriyle örtüşen bir fikri ifade ediyor. Bültene alınmış olan Toprak başlıklı şiirden gelişigüzel aldığım şu örneğe bakın lütfen: 'babam canımı çökertiyor / hep aynı tarlanın önünde / aynı topraktan kalkıp / türbesini yontuyor içime'. Şimdi bu mısralarda kullanılan kelimelerden hangisinin asal anlamında, hangisinin mecaz olarak kullanıldığını kestirebilmek mümkün müdür? Çünkü her kelime, her ikisini de ikame edebilmektedir. Ben, kendi payıma bu ödülün tertiplenmesinde emeği geçenlere, kadim dostumun anılmasına süreklilik kazandırdıkları için teşekkürlerimi sunuyorum. Ödülün başarılara vesile olmasını diliyorum. Ödül için irtibat, tlf: (0212) 240 23 83 -240 41 96. E-posta: zarifoglugirisimi@hotmail.com
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |