T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Büyük sıkıntıları gelecekte çekeceğiz

İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı "Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşu"nun hiç de "en büyük" olmadığı, giderek "küçüldüğü" ortaya çıktı. Yani "IMF'ye teslim olan ve IMF'nin emirlerinden dışarı çıkmayan" bu hükümet yüzünden Türkiye sanayisi çökmüş durumda.

Durumu iyi olan, ihracat yapabildikleri için "henüz çökmeyen" şirketlerimiz dimdik ayakta duruyorlar ama onların da "ne kadar dayanacakları", hele hele "kritik noktaya" gelmiş olan Avrupa Birliği üyeliğinin "askıya" alınmasıyla ne hallere dönüşecekleri de şimdiden kestirilemiyor. Ama gelecek de vaadetmiyorlar. Çünkü "IMF boyunduruğu" hâlâ devam ediyor. IMF boyunduruğunu yemiş bir ülkenin de şimdiye kadar "iflah" olduğu pek görülmemiş.

"Başbakanlık'tan gitmem" diyen Ecevit'in ülke yönetiminde bulunduğu hiçbir yıl Türkiye ekonomisi rahat bir soluk alamadı. Bu gelenek hâlâ devam ediyor. Ne garip tesadüftür ki, Türkiye'de "Ecevit yönetimi", Amerika'da da Cumhuriyetçiler iktidara geldiğinde her iki ülke de "ekonomik dar boğazlar" yaşıyor ve krizlerle uğraşıyor. Amerika'da "Enron skandalı" ile başlayan süreçte, 107 milyar dolar aktif büyüklüğü ve 41 milyar dolarlık borcu olan dünyanın en büyük telekomünikasyon şirketlerinden biri olan WorldCom'un çöküşü bu savı doğruluyor.

Amerika'da Cumhuriyetçiler, Türkiye'de "Ecevitçiler" iktidar olunca, iki ülke ekonomisine de darbe üstüne darbe geliyor. Bize gelen darbeleri İstanbul Sanayi Odası'nın bazı tespitleriyle burada yazmak istiyorum.

Kasım 2000 ve Şubat 2001'de yaşanan krizlerin neden olduğu durgunluğun da etkisiyle 2001 yılında ekonomi yüzde 9.4 oranında küçülmüş, II. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde en yüksek oranlı küçülme yaşanmıştır.

2001'de yaşanan ağır ekonomik kriz, üretim ve verim artışı yerine, borçlanmaya ağırlık veren ekonomi politikalarının artık sürdürülemeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Sanayi işletmelerimiz açısından 2001 yılının şimdiye kadar yaşanan en olumsuz dönem olduğu ortaya çıkmıştır.

2001 yılında yaşanan olumsuz gelişmeler, sanayimizi çok ciddi şekilde etkilemiş; hızla yükselen döviz kurları ve faiz kıskacı kuruluşlarımızı çok ağır bedellerle karşı karşıya bırakmıştır.

Bu süreçte sanayi kuruluşlarımız öz kaynaklarının büyük bir kısmını yitirmiş, borçları çok yüksek düzeylere çıkmış, fabrikalar üretime ara vermiş ve çalışanların önemli bir bölümü de işsiz kalmıştır.

Kurlardaki artış ve faizlerin inanılmaz boyutlara ulaşmasıyla finansman giderlerinin çok yüksek düzeylere çıkması, firmaların mali bünyelerini zayıflatmış, kârlılık oranlarını azaltmıştır.

Siyasi yönetimler açısında Amerika'da Cumhuriyetçiler'i, Türkiye'de Ecevitçiler'i örnek göstermiş, "beceriksizliklerinin" eş zamanlı olduğunu yazmıştım. İSO da bizim 500 büyükleri ABD'nin Fortune 500 kuruluşlarıyla karşılaştırıyor. İSO 500'de toplam satışlarda ilk sırada olan TÜPRAŞ, Fortune 500'de ancak 334'üncü sıraya girebiliyor. Bizde ikinci sıradaki Petrol Ofisi 456, üçüncü sıradaki TEAŞ ise 525'inci sırada yer alabiliyor.

Türkiye'nin 500 büyük firmasının toplam satışları, Fortune 500'de birinci sırada yer alan Wal-Mart Stores'un ancak yüzde 26.6'sına denk geliyor. Yani bizdeki "500 büyükler" ancak "çeyrek Wal-Mart" edebiliyor. Yani bizim bütün büyükler Amerika'nın tek bir şirketinin dörtte biri kadar olabiliyor. Hal böyleyken biz hâlâ "piyasaları daraltan, talepleri kısan, ekonominin üst üste küçülmesine yol açan IMF reçetelerinden" medet ummaya çalışıyoruz. "IMF'nin has adamı" Kemal Derviş'in yaratacağı "mucizeleri" bekliyoruz. Bu kafada gidersek daha çok bekleriz.

Rauf Tamer dostumuz "Kemal Derviş "aranılan adam" değil, "kullanılan adam" tipine uyuyor" diyor. Güzel bir tespit. Başta Amerika ve IMF olmak üzere herkes Kemal Derviş'i kullanmaya kalkıyor. Kemal Derviş de ne yapacağını şaşırmış durumda. Kemal Derviş'le geçen bir yıl sanayimizi bitirdi. Şimdi "AB Treni" de kaçmak üzere. Bir de o kaçarsa, ne sanayimiz ayakta kalabilir ne de tarımımız, ne halkımız mutlu olabilir ne de çocuklarımız geleceğe "güvenle" bakabilir. İşte o zaman bu günleri de çok ararız.


25 Temmuz 2002
Perşembe
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED