Geçenlerde GSGM Genel Müdürü Sn. Mehmet Atalay ile uzun bir toplantı yaptık. Basketbolumuzun geçmişini, bu gününü ve geleceğini tartıştık. Atalay basketbol milli takımımızın Eylül ayında İsveç'te yapılacak Avrupa Şampiyonası öncesinde, özellikle federasyonla ilgili yargıya ve TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonuna intikal eden konulara basında alet edilmemesini istiyor. Bu konuda da yerden göğe kadar haklı. Tek vücut olarak milli takıma her koşulda destek vermek hepimizin görevidir. Kişilerle milli takımımız birbirine karıştırılmamalı. Ancak yargıya havale edilenlerin de, 12 Dev Adamın ve iyi niyet gösteren GSGM'nin arkasına gizlenip, çok şey bilen medyayı kışkırtmaması gerekir.

Sayın Atalayíın önerisiyle Basketbol Federasyonunun dört üyesi geçenlerde basın toplantısı yaptılar. Her şey sözümona belgelerle açıklanacaktı. Hatta "Türk basketboluínun sıkıntılarını çözerken YÖNETMELİKLERİN DIŞINA ÇIKILDIĞI, fakat bunun GSGM'nin ONAYI ile yapıldığı" itirafının kamuoyuna duyurulması kararlaştırılmıştı.

Ve de bu itiraf alenen yapıldı.

Gelgelelim yönetmeliklerin dışına çıkılmasına izin veren eski GSGM Kemal Mutlu hakkında DANIŞTAY 2. Dairesi, 2003/657 Esas ve 2003/1682 Karar sayı ve 01.07.2003 tarihli oybirliği kararı ile, federasyon seçimleri dahil bir çok konuda yönetmeliğin dışına çıktığı, Bakan talimatına (22.06.2000 tarih ve B.02.1.GSM.0:00.MD/340) uymadığı ve basketbol vakfına usulsüz para aktardığı, Vakıflar müfettiş raporlarına (05.01.2000 tarih ve .02.1.VGM.0.12.00.02.171.34/671.4.913/ 11015) ve kendi müfettiş raporlarına (06.04.2001 tarih ve TK.00.F/45/7.69/7) aykırı geldiği gerekçesiyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açılmasının önünü açmıştır.

Peki tüm bu usulsüzlüklerden, hukuka aykırılıklardan basketbolumuz zarar görmüyor mu? Yapılan federasyon başkanlığı seçimlerinin, bu itiraftan ve delinen yönetmelikten sonra şaibeli olduğu sabit değil mi?

Bakın bu kısmı çok dikkatli okuyun, lütfen siz de Sayın Teftiş Kurulu Başkanı

Sn. Haluk Çetin Bey.

Federasyon seçim sürecinde iken, 13.10.2000 tarihinde Basketbol Vakfına TRT tarafından usulsüz aktartılan bir milyon Dolar karşılığı yayın parasının federasyonun şahıs avukatı ve üyesi tarafından mahkemeye YANLIŞLIKLA 200 milyar eksik yazıldığı, basın toplantısında iddia edildi. Ve sonra da kulüplerin hakkı olup, aslında eksik ödenen aşağı yukarı aynı miktar paranın bir sene sonra Eylül 2001'de yapılan Avrupa Şampiyonasında GSGM'den alınan onayla milli takım oyuncularına prim olarak dağıtıldığı mahkemeye 20.06.2003'de yazılı beyan ediliyor. Yani anlaşılan, 2000 yılının para değeri ile 200 milyar TL 2003 yılında sürçü kalem olmuş.

Peki, bu dava Zeytinburnu Cumhuriyet Başsavcılığında üç yıl önce açıldığında (2000/10118 Hz.), federasyonun şahıs avukatı Alim Akgün'ün 05.01.2001 tarihli yazılı açıklamalarında 200 milyar eksik gösterilen meblağ da, yanlışlıkla mı yazıldı. TRT havale dekontunun veya kulüplere yapılan havalelerin ortaya çıkmayacağı ve zamanla unutulacağı mı düşünüldü?

İnsana sormazlar mı, TRT Yayın Sözleşmesinde; "Hak eden kulüplere dağıtılan tutarın dışında bir bakiye kalacaktır ve bunu da vakıf bir sene işletir (ki o tarihlerde bir ara %3000 -üçbin-repo uygulanıyordu) ve bir sene sonra da milli takıma başarı pirimi olarak verir" diye bir madde var mı? Yok Beyler yok, böyle bir madde YOK. Buna da Kemal Mutlu onay veremez. Sonra bakiye niye kalsın? Onun için de hakkında, üç yıl gecikse de soruşturma açılıyor. Sorarım şimdi hangi yüzle TRT'den yayın parası isteniyor? Basketbola kim zarar veriyor, bilmem anlaşılıyor mu? Şampiyonalar hukuku durduramaz.. Spor camiası şimdi merak içinde; "Bakalım kim kimi yaktı"..

Aslında yanan Türk basketbolu...

MAHMUT KULEİN

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu