|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) genel sekreterliğinin 21 yıldır 'gizli' tutulan yönetmeliği, Türkiye'de varlığı epeydir bilinen 'devlet içinde devlet' yapılanmasının gerçek adresini herkese gösterdi. Yetkileri seçilmişleri de kapsayan bir yapılanma bu. Devletin korunmaya değer bir 'varlık' olduğu, milletin ise her zaman 'yanıltılabileceği' inancı üzerine oturan bu yapılanma, devleti milletten koruma amaçlı oluşturulmuş... Bunun için de, ancak savaşlarda ve düşmana karşı kullanılabilecek yöntemleri, barışta ve kendi toplumuna karşı kullanmaya izin veriyor. Konunun özeti kabaca bu. Yönetmelik üzerindeki 'gizlilik' perdesini kaldırma onurunun sahibi Radikal gazetesi dört gün üstüste önemli soruları gündeme taşıdı. En önemli soru, Radikal yayın yönetmeni İsmet Berkan'ın sütununda yer alıyordu. 'Komplo teorileri'ne inanmadığını, 'uçuk' değerlendirmelere prim vermediğini özellikle belirten Berkan, şu soruyu ortaya atmaktan kendini alamadı: "Acaba Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı ve hatta Necip Hablemitoğlu cinayetleri de birer 'psikolojik harekât' mıydı?" 'Psikolojik harekât', MGK genel sekreterliğine 'gizli yönetmelik' ile verilen bir imtiyaz. Devleti 'kırmızı kitapçıklar' ile çerçevesi çizilmiş 'ilkeler' istikametinde yönlendirme görevinin sahibi olan genel sekreterlik, bunu sağlamada zorlandığında, 'gizli yönetmelik' gereği 'psikolojik harekât' yapma yetkisine sahip. Devletin askerî olmayan birimleri içinde de yuvalanıyor MGK genel sekreterliği elemanları; sendikalar, dernekler, TRT ve AA gibi 'yarı-resmi' kuruluşlar yanında özel sektöre ait medya organlarını da 'psikolojik harekât' aracı olarak kullanabiliyor. Toplumu yoğrulmaya müsait bir kütle, yığın veya sürü olarak gören bir anlayışın ürünü 'psikolojik harekât'; yaygın kullandığı yöntemlerden biri de 'beyin yıkama' faaliyeti. Bizde doğrudan 'beyin yıkama' yöntemi kullanılıp kullanılmadığını bilmiyoruz; ancak dolaylı yollardan benzer sonuçlar alınmış olması mümkün. Kamuoyunun çatışmaya hazır olduğu gergin ortamlarda gerilimi tetikleyecek eylemler sözgelimi... Radikal yayın yönetmeninin "Acaba bunlar da mı?" diye gündeme taşıdığı siyasî cinayetler, tarihin çeşitli dönemlerinde dünyanın bir yerlerinde boy gösteren baskıcı rejimlerin sıkça başvurdukları bir 'psikolojik harekât' yöntemidir... Bu bakımdan, ne kadar 'uçuk' görünürse görünsün bu tür soruların sorulması ve 'uçuk' olduğuna bakılmaksızın cevapların aranması şarttır... Demokratik ülkeler, vatandaşların zihnini bozacak 'aykırılıklar'ın üzerine kararlılıkla giderler. İşte görüyoruz: İngiltere'de, savunma bakanlığına mensup bir danışmanın bileği kesilmiş halde bulunması, "Öldü mü, öldürüldü mü?" sorusunu gündeme getirdi; ölümüne yol açan gelişmelerde siyasî kabahatli olup olmadığını tespit için soruşturma da açıldı. İktidar, "Savaş içindeyiz" gerekçesi ardına sığınmaya kalkışmadığı gibi, soruşturmayı yürüten Lord Hutton da başbakanı huzuruna çağırmaktan çekinmedi. "Dr. David Kelly olayı taze, üzerine gidilebilir; bizdeki kuşkulu olaylar eski" itirazının da geçerliliği yok. Yine İngiltere'de, 1997 yılında hayatını kaybeden Lady Diana'nın Paris'te uğradığı trafik kazasıyla ilgili soruşturma dosyası, aradan bunca zaman geçtikten sonra yeniden açılıyor. Surrey adli yetkilileri, "Başka bir ülke toprağında oldu, o ülke tarafından soruşturulup dosyası kapatıldı" demeden, 'zaman aşımı' kavramına da yüz vermeden, 'Lady Diana Dosyası'nı açmaya karar verebildi. Hatırlayacaksınız: şimdilerde bir partinin genel başkanı sıfatını taşıyan polis kökenli bir politikacı, Uğur Mumcu cinayetinden az sonra, önemli bir bakanlık koltuğunda otururken, kuşkularını dile getiren merhum Mumcu'nun eşine, "Konunun üzerine fazla gitmeyin, duvar yıkılırsa devlet altında kalır" demişti. İsmet Berkan'ı "Acaba?" kuşkuculuğuna sürüklemeye yetecek benzer epey anekdot bulunabilir. Radikal merak ediyor, bizler de o meraka iştirak ediyoruz... İsmet Berkan'ın adlarını andığı kurbanların yakınları bizlerin kuşkularını paylaşmazlar mı? Ak Parti iktidarının sorumluları, TBMM üyeleri, merakımızı gidermek, kuşkuları ortadan kaldırmak üzere harekete geçmeyi düşünmezler mi? Görüyorsunuz: Gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi bir özelliği var...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |