Tek tek kişiler gibi, toplum ve devletler de bilmediklerine düşmandır. Avrupalılar'la birlikte Amerikalılar da Müslümanların ekonomik ve kültürel tarihini öğrenmemek için büyük gayret gösteriyor. Çünkü, hiçbir ülke çok yakından tanıdığı bir ülkeye, istese bile, baskı ve şiddet uygulayamaz. Açık kültürlerde belirleyici olan güç değil, adalettir. Kapalı toplumlar savaşla, açık toplumlar ise barışla dönüşür.

Afganistan'dan Libya'ya İslam dünyası kapalı toplum yapısını kıramadığı için, dayatmacı yönetimlerden, demokratik yönetimlere geçemedi. Bunun için, İslam dünyasında yönetimler seçimlerle değil, darbelerle değişiyor. İslam dünyası demokratik mekanızmayı işletemediği için, toplum mekanızmasını da işletemiyor. İslam dünyasının en gelişmiş ülkesi Türkiye'dir. Türkiye de, yüzyıllarca süren gayrete rağmen şeffaf bir toplum olamadı.

New York'a yapılan intihar saldırısı, açık bir toplum olan Amerika'yı kapalı bir topluma çevirdi. Amerikan yönetimi dayatmacı bir yapıya büründü. Amerika İsrail gibi, Orta Doğu'da her taşın altında bir "düşman" görüyor. Karşılaştığı her sorunu da güçle çözmek istiyor. Çünkü Amerika'nın elinde güçlü bir ordu var. Bu yüzden, kendisine tehdit olarak gördüğü her hareketi bombalanacak bir hedef olarak düşünüyor.

Amerikalılar Irak'taki dayatmacı yönetimi seçimle değil, silahla değiştirmeye kalkıştı. Artık hiçbir yönetimi silahla değiştirmek mümkün değil. Silahla değişen yönetim silahla ayakta durur. Silahla varlığını koruyan yönetimler, hem kendileri hem de dünya için tehdit olur. Amerika, Irak'ta sancısız bir dönüşüm için, İslam ve Osmanlı tarihini çok iyi bilmek zorunda. Çünkü Orta Doğu'daki barışın dinamikleri Osmanlı tarihinde gizlidir.

Her karşılaşmamızda Dr. Şahin Alpay'a gazetede yerli ve yabancı aydınlarla yaptığı konuşmalarını ne zaman kitaplaştıracağını sorardım. Alpay'ın değişik alanlardaki akademisyen ve politikacılarla yaptığı konuşmaların "Türkiye'nin Tanıkları" adı altında Timaş yayınları arasında kitaplaştığını görünce mutlu oldum. Sabri Ülgener, Şerif Mardin, Kemal Karpat, Şükrü Hanioğlu ve Nur Yalman Alpay'ın sorularını cevaplarken, Osmanlı tarihine ilişkin önemli değerlendirmeler yapıyor.

Osmanlı tarihinin Avrupa'nın içlerinden Asya'nın içlerine kadar uzanan Avrasya ekseninde kilit bir yeri ve işlevi vardır. Yalman'ın konuşmasında vurguladığı gibi "Osmanlı Devleti, adaleti her şeyin üzerinde tuttu. Adaleti şöyle sağladı: Her türlü grubun ve kültürün kimliğini tanıdı ve onlara saygı gösterdi. Bunu yapabildiği sürece ayakta durmuş ve dünyaya uygarlık simgesi olmuştur. Dünyadaki bütün tarihçiler bunu kabul eder."

Avrupalılar Osmanlı sonrasında Orta Doğu'ya özgürlük ve barış götürmek için değil yağmalamak ve petrollerine el koymak için gittiler. Bu yüzden de, hiçbir Avrupalı ülke İslam coğrafyasında uzun süre kalamadı. Aynı şekilde Amerika Irak'a demokrasi, özgürlük ve barış götürmede başarılı olamazsa, Vietnam'da uğradığı başarısızlıktan çok daha büyük bir başarısızlığa uğrar.

Amerika ve Avrupa Orta Doğu'ya barış götürmek istiyorsa, İslam'la birlikte Osmanlı'yı da çok iyi bilmelidir.

Amerika adil olmadığı için Filistin'de savaşı durduramadı.

Barış için Batı'yla birlikte Türkiye'nin Osmanlı'yı derinden kavraması gerekir.

NAZİF GÜRDOĞAN

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu