Saldırılardan bir hafta önce Star hariç büyük kanallardan ve Star, Türkiye, Cumhuriyet haricinde büyük gazetelerden 28 gazeteci özel bir toplantı için ABD Büyükelçiliği'nde toplandı mı? Bu toplantıda gazetecilere önümüzdeki döneme dair neler söylendi?

Büyükelçilik siyasi müsteşarı İstanbul saldırılarından sonra ... hangi kanaat önderlerini ziyaret etti? Bu ziyaretler esnasında saldırıların arkasında ordunun parmağı olabileceği yolunda dezenformatif değerlendirmeler neden yapıldı?

Dışişleri Bakanlığı'na 15 Temmuz tarihinde; üzerinde "The terror of the red will be as red as the red flag" (Kırmızının terörü kırmızı bayrağın kırmızısı kadar kanlı olacak) cümlesi ve yanında "21 / 11 / 2003" tarihi (Bu tarih Kadir gecesine ve İstanbul saldırılarından bir gün sonra Cuma'ya denk geliyor) yazılı "THEM" imzalı bir faks geldi mi?

Bu saldırıda ve benzer saldırılarda kullanılan kadrolara terör eğitimi veren yerler arasında Manyas gölü cıvarında bazı kurumlara ait tesisler var mı? Bu uluslararası kurumlara ait Malatya-Kayseri yolu üzerinde Darende civarlarındaki tesislerde İstanbul saldırılarını geliştirebilecek "beyin gücü" bulunuyor mu?

"İslami terörü" güvenlik konseptinin merkezine oturtan NATO, İstanbul saldırılarından hemen sonra NATO Konseyini topladı. NATO; zamanında bu örgütlerle işbirliği yaptı mı; tesislerinde bunları eğitti mi?

12 maddenin içinde, HSBC Bank'ın çalışmaları, Genel Müdürü Piraye Antika'nın ilişkileri ve saldırılardan iki gün önce bankanın arşivleriyle ilgili çalışmalara ilişkin cesur iddialar var.

İstanbul saldırılarının hizmet ettiği hedefler olarak tartışılan ihtimallere cevap verilen dosyada, Mossad'ın ABD saldırıları öncesi Libya'ya yönelik operasyonuna, Süleymaniye'deki "çuval olayı"na ve ABD Büyükelçisi Eric Edelman'ın göreve başlamasından sonra düzenlendiği iddia edilen medya üzerinde özel seanslar'a dikkat çekiliyor. Dosyada, "Bu seanslardan ilk birkaç ay önce gerçekleştirilmiş ve Büyükelçiliğe çağrılan bir grup gazeteciye 'Yeni Osmanlıcılık' brifingi verilmiştir. Bu brifing ve çalışma yaklaşık bir hafta sürmüştür" deniliyor. Yine dosyada, "Bu seanslardan bir benzeri İstanbul saldırılarından bir hafta önce yine ABD Büyükelçiliği'nde gerçekleştirilmiş ve çalışma seansına davet edilen 28 gazeteci ile önümüzdeki dönemde gerçekleşmesi olası terör dalgasının nasıl karşılanması gerektiği yolunda görüş alışverişinde bulunulmuştur" ifadesine yer veriliyor.

"Harp Akademisi'nde 2 bin kişilik NATO tatbikatı..."

Saldırıların hedefi olarak öne çıkan tezlerin ve El Kaide üslenmesine ilişkin şüphelerin tartışıldığı dosyada, saldırılar "Asenkron güçlerle senkron güçler arasındaki savaş" olarak niteleniyor ve savaşın ilk kurbanı olarak Türkiye'de Süleymaniye'de başına çuval geçirilen askerler, İngiltere'de ise Dr. David Kelly gösteriliyor.

Dosya'da, "İstanbul saldırıları eski dünya düzeninin yerleşik yapıları ile yeni dünya düzeninin oluşan yapıları arasında savaşın uzantısı" olarak gösteriliyor, El Kaide paranoyasını ABD'nin beslediğine dikkat çekiliyor ve bu süreçte medyanın nasıl kullanıldığına işaret ediliyor. El Kaide ve zamanlamadan hareketle şu tespitlerde bulunuluyor:

"Sinagog saldırılarının gerçekleştirildiği gün Levent'teki Harp Akademileri bünyesinde toplam 2 bin NATO mensubunun katıldığı ve NATO'nun "İslami terör" konseptine uygun olarak yeniden yapılandırdığı Mukabele Gücü'nün test edildiği devasa bir tatbikat gerçekleştirilmektedir. Bu tür saldırıları gerçekleştirebilecek istihbarata sahip odakların, saldırıyı planladıkları sürede İstanbul'da bu çapta bir toplantı gerçekleştirildiğinden haberdar olmamaları mümkün değildir.

Bir an için .... HSBC önünde patlatılan "ölüm arabası"nın 500 metre daha gidip Harp Akademileri önünde patlatıldığını düşünün. ........ Batı'ya, "Haçlı orduları"na ve "bunların ajanı" olan Türkiye'ye çok daha net mesaj verilebilirdi ve .... Afganistan'da el Kaide'nin hareket alanına ciddi darbe vuran ve "İslami terör"ü tehdit olarak benimseyen NATO doğrudan hedef alınmış olurdu. Fakat bu yapılmamıştır."

Metinde, hedefin Türkiye'nin dış politikası ve güvenlik alt yapısı olduğu, Türkiye'nin küresel plan içinde yeniden şekillendirilmesini amaçladığı belirtilen metinde, "Filler savaşırken arada daha çok çim ezilecektir" ifadesi kullanılıyor.

Her iddianın sorgulandığı bugünlerde SESAR adlı kuruluş da bu iddiaları içeren bir rapor hazırlayıp medya organlarına göndermiş. Ne kadar ciddiye alınır, bilmiyorum...