LEFKOŞA (Kıbrıs)- Türkiye başında binbir dert olan bir ülke; ancak başındaki dertlerin en karmaşığı ve âcili Kıbrıs... Sorunun çözümü sadece Türkiye'yi rahatlatıp Avrupa Birliği (AB) yolunda önemli bir merhale kat etmesine yaramayacak, Kıbrıs Türkü'nü de kendi topraklarında 'yabancı' gibi yaşamaktan kurtaracak... Gelecek pazar günü sandık başına gidecek Kıbrıs halkı, büyük ihtimalle, Türkiye'de 3 Kasım'da yaşananı tekrarlayacak...

Bir güne kaç siyaset adamıyla görüşme sığabilir? UBP lideri ve başbakan Derviş Eroğlu, CTP lideri M. Ali Talat, BDH genel başkanı Mustafa Akıncı, ÇAP lideri Ali Erel... Politize bir topluma sahip Kıbrıs'ta halkla da görüşme fırsatı buldum. Bir günlük Kıbrıs izlenimimin özeti şu: Kıbrıslılar, Ak Parti'nin Türkiye'de iktidar olmasından aldıkları cesaretle, adadaki kökleşmiş görünen yerleşik yapıyı sarsmaya niyetli...

Garip, ama gerçek: Ankara, bu defa da muhalefeti başarısız kılmak için seferber... Uğradığımız her durakta onlarca müdahale öyküsü dinledik; halkı ikna etmek için imamları bile kullanıyormuş yerleşik düzen... Son hafta içerisinde, bu seçimin 'âdil ve dürüst' yapılması sözünü vermiş olan Ak Parti'nin adı da iktidarla birlikte anılmaya başlamış... Ne kadar tezat görünürse görünsün, Ak Parti'nin Türkiye'deki başarısının Kıbrıs'ta tetiklediği artçı sarsıntı, -yapmaz ya- Ak Parti son hafta ağırlığını UBP'den yana koysa dahi, engellenebileceğe benzemiyor...

Kıbrıs'ın Türkiye için Rauf Denktaş adıyla özdeşleşmiş ayrı bir anlamı var; ancak Kıbrıs'ta yaşayanlar için Rauf Denktaş 'statüko' demek ve 'statüko' da burada bir dizi olumsuzluğu akıllara düşürüyor... İktidardaki koalisyon partileri ikili bir seçim taktiği uygulayıp Türkiye'ye karşı Denktaş'ı öne sürüyor, içeride de 'Annan Planı' konusunu işliyor... Denklemin Türkiye'ye dönük yüzü kısmen de olsa etkili; ancak 'Annan Planı' üzerine tartışmalar, kendisi henüz farkına varmamış olsa bile, Derviş Eroğlu hükümetinin lehine değil aleyhine çalışıyor...

Derviş Eroğlu, Glafkos Klerides'in Rum basınına yaptığı, "Biz yıllarca dünyayı oyaladık, ama Türk tarafını 'uzlaşmaz' göstermeyi de başardık" açıklamasını kendi politikalarının haklılığı için tekrarlıyor. Oysa, o söz, Türk tarafının politikalarının yanlışlığını ve o politikaları savunanların başarısızlığını ilân ediyor. Müzakereleri yürüten Denktaş, asıl 'uzlaşmaz' taraf Rum kesimi olduğu halde, tuzağa düşerek, Kıbrıs Türkü'nü dünya âleme 'uzlaşmaz' gösterecek biçimde davranmış... Aynı yanlışlık, şimdi de, 'Annan Planı' konusunda sürdürülmek isteniyor.

BM genel sekreterinin adını taşıyan plan bir müzakere metni ve genellikle Rum tarafının bugüne kadar konuşmaya bile yanaşmadığı bir çok alanda Türk tarafının çıkarlarından yana maddeler içeriyor; açık olmadığı için tashihe muhtaç bazı yönleri bulunsa bile... Ustaca bir taktikle Rumları 'uzlaşmaz' gösterebilecek iken, Kıbrıs'taki yerleşik düzen, bu defa da, sadece Kıbrıslıları değil Türkiye'yi de köşeye sıkıştırmayı becerdi. Buradan bir adım ötesi, Türkiye'nin AB üyeliği rüyasının sonu ve Kıbrıs'taki Türk varlığının zorlamalara mâruz kalması demek...

Türkiye'ye Kıbrıs'tan bakıldığında, Ankara'nın tavrındaki çelişkileri fark etmemek imkânsız. Kıbrıs'tan bakıldığında, Ankara'da sanki birden fazla karar merkezi varmış gibi görünüyor. Böyle görünmesi, belki de, Kıbrıslı seçmeni daha rahat hareket etmeye sevk edecek... Bir Kıbrıslı, "Biz, yalnızca kendimizi değil, Türkiye'yi ve Ak Parti iktidarını da rahatlatacağız" dedi bana...

Seçim yerleşik düzenin yenilgisiyle sonuçlanabilir mi? Sonuçlanırsa, Kıbrıs'taki bu gelişme, Türkiye'yi ve bölgedeki dengeleri nasıl etkiler? Kıbrıs'ta direnen, bazılarının iddia ettiği gibi gerçekten 'derin devlet' ise, Kıbrıs'taki iktidar değişimi, sivilleşmesini getirerek Türkiye'nin başındaki dertleri de azaltır mı? Kıbrıslıların zihnini meşgul eden bir soru daha var: Yerleşik düzen, kaybedeceğini anlarsa, seçim sonuçlarını tartışmalı hale getirecek yöntemlere başvurabilir mi? Bu soru bana, kaçınılmaz olarak, en son Gürcistan'da yaşanan 'kadife devrimi' hatırlattı...

Bu soruların cevaplarını almak için yalnızca bir hafta daha beklememiz gerekiyor...

FEHMİ KORU

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu