AYŞE OLGUN
Son kuşak Osmanlı hanımefendilerinden Semiha Ayverdi'nin kurmuş olduğu ilk kadın derneklerimizden biri olan Türk Kadınları Kültür Derneği yaptığı örnek çalışmalarla dikkat çekiyor. Derneğin İstanbul Şube Başkanı olan Cemalnur Sargut, toplumun inşasında kadının rolünün önemli olduğunu hatırlatarak yaptıkları faaliyetlerde kadını fikri, mana ve kültürel anlamda kuşatmayı hedeflediklerini belirtiyor. Dernek üyesi kadınlar bir yandan kendilerini geliştirirken diğer yandan da yoksul ailelerin ihtiyaçlarını gidermek için ortak çalışma yürütüyorlar. Dernek başkanı Cemalnur Sargut ise, haftada bir gün Erenköy'de Kazım Karabekir Kültür Merkezi'nde kadınlara tasavvuf üzerine sohbet düzenliyor. Tıklım tıklım salonu dolduran kadınlar bu haftaki sohbette mana âleminde umre yolculuğuna çıktılar. Sargut, aynı zamanda yurt dışında 'Mevlana ve Tasavvuf' konusunda konferanslar veriyor.

Özellikle ABD'de Mevlana'ya karşı büyük bir sevgi var. Kitapları en çok satılan yazarlar arasında onun adı geçiyor. Siz de 'Mevlana ve Tasavvuf' üzerine konferanslar vermek için sık sık davet ediliyorsunuz? Bu ilginin sebebini nasıl açıklıyorsunuz?

Ben bunu Allah'ın bir lütfu olarak görüyorum. ABD'de öyle büyük bir ilgi var ki. Üç yıldır Hazreti Mevlana Festivalleri düzenleniyor. Gittiğimde insanların İslam'a ne kadar aç olduklarını görüyorum. Ama işin acı tarafı onların kalplerini teskin edecek ellerinde hiçbir kaynak, bir mürşid bir öğretmen yok. Mesnevi ellerinde var ama Mesnevi, şerh olmadan anlaşılamıyor. Şimdi tüm şerhleri İngilizce'ye çevirerek onların eline ulaştırmaya çalışıyorum.

Mevlana'ya gösterilen ilgi aynı zamanda İslam'a gösterilen bir ilgi mi?

Mevlana'ya gösterilen ilgiyi ben İslam'a gösterilen bir ilgi olarak yorumluyorum. Çünkü Mevlana, Peygamber Efendimiz'in (sav) o devirdeki halidir. Batı'da olmayan şey tevhid inancıdır ve Mevlana'da bunu hem eserlerinde hem de yaşamında öne çıkaran bir isim. Herşeyde Allah'ın varlığını ve birliği görmek onları cezbediyor. Kendilerinin 'tolerans' dedikleri ve çok zorla yerine getirdikleri hoşgörüyü İslam'ın özünde görünce şaşırıyorlar. Mevlana'yı diğer felsefecilerden ayıran şey ise inanç ve aşktır. Söylediklerini yaşantısıyla ortaya koymayı başarmıştır. Bu da Mevlana'yı popüler yapıyor.

Mevlana kadına nasıl bakıyor?

Mevlana'ya göre kadına ancak 'kamil erkek' değer verir. Hayvanî erkek ise kadına kötü davranır. Kadın koruyucu ve doğurucu olma özelliğinden dolayı Allah'a en yakın mahlukattır. Çünkü rahim taşır ve taşıdığı bu rahimle Allah'ın koruyuculuğunu evrende en iyi şekilde ifade edebilen kişidir. Yine Mevlana'ya göre her beşer insan değildir. İnsan olmak için kişinin Hz. Peygamber (sav) gibi Sitre-i Münteha'ya ulaşması lazım.

'MERYEM TASVİRİNDEN BÜYÜLENDİLER'

Aldığı bir davet üzerine Almanya'da kilisede toplanan Hristiyanlar'a Kur'an-ı Kerim'de tasvir edildiği şekilde Hz. Meryem'i anlattığını söyleyen Cemalnur Sargut aldığı olumlu tepkileri şu cümlelerle aktarıyor: "Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de tasvir ettiği Hz. Meryem'i dinleyince adeta büyülendiler. Anlattığım Hz. Meryem'in Kur'an'da böyle tasvir edidiğini öğrendiklerinde ise şok oldular ve Hz. Meryem'i onlardan daha iyi tanıdığımızı itiraf ettiler. Biliyorsunuz Kur'an-ı Kerim'de Hz. Meryem kadınların en yücesi olarak tarif edilir. Dolayısıyla o yüce bir makamdır ki peygamberler arasında bile adı geçen tek kadındır." Aldığı tepkilerden birisinin de bir Müslüman'ın nasıl oluyor da bütün dinlerin peygamberlerini bu kadar sevdiği yönünde olduğunu belirten Sargut, "Bu sorunun cevabını 'Ben âlem binasının son tuğlasıyım' hadis-i şerifiyle cevapladım. Şimdi ben son tuğlayı sevmem için tüm binayı sevmem lazım dedim. Eğer gerçek manada insan-ı kamili yakalarsak Allah'ın manasını taşıyan bu insanlarla Batı'ya örnek olabiliriz" diye konuştu.