AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Guantanamo ve medya ahlakı

Geçen hafta, Afganistan'da yakalanıp Guantanamo'ya götürülen bir Türk vatandaşı nihayet suçsuzluğu anlaşılıp serbest bırakıldı. Türkiye'nin terörle, hem de Afganistan kaynaklı olduğu söylenen bir terörle sarsıldığı günlerde olayın canlı şahidi bir Türk vatandaşı evine dönmüştü.

Bu canlı şahidin yakalandığı günlerde hayvan muamelesi gören terörist Taliban üyelerinin Guantanamo'ya götürülmesi dünyanın terör mikrobundan dezenfekte edilmesi gibi algılanmıştı. Hatta, bu eylem ABD başkanı George W.Bush'un 6 Kasım 2003'de kullandığı ifadeyle "küresel demokrasi devrimi" yolunda atılmış bir adım olarak ayakta alkışlanmıştı.

Bu arada Guantanamo'da nelerin yaşandığı, yakalananların kimler ve hangi suçlardan orada tutulmakta olduğu gibi sorular akıllara gelmedi bile. Bu soruları sormayı akıl edenlerin bir çoğu da çoktan unuttular sorularını. Oysa dünyayı saran bu belanın faillerinin kimler olduğunu ve onların ne tür bir insanlık suçu işlediklerini, en azından geleceğimiz açısından bilmek hakkımızdı. Madem oraya kadar gidemiyoruz, ayağımıza kadar gelmiş içimizden birinin nasıl olup da oraya düştüğü, nasıl yakalandığı, dahası orada neler yaşadığı, neden 2 yıl orada tutulduğu gibi temel konularda bizlere ışık tutacağını bekliyorduk. Medya Türkiye'de "İslamcı terör" icad etmekle ve onun alanını olabildiğince genişletmekle meşgul olduğu için, Afganistan'a kadar gittiği halde terörist olamamış bir Türkle ilgilenmeyi ne "habercilik" ne de "demokratik devrim" açısından gerekli gördü.

Guantanamo'ya hoş geldiniz!

Geçtiğimiz hafta ünlü İngiliz gazetesi The Guardian tam bu olayların yaşandığı sırada bir "Guantanamo'ya Hoşgeldiniz" başlıklı bir özel ek yayınladı. Dosyayı hazırlayan James Meek, Guantarnamo'ya götürülen iki yıl gibi bir süre orada tutulan ve serbest bırakılan tutsak mı tutuklu mu zanlı mı olduklarına hala karar verilemeyen insanlarla görüşmüş. Meek, Guantanamo'ya götürülenlerin oraya götürülmeden önce ne yaptıkları, nasıl ve hangi şartlarda götürüldüklerini tek tek ele almış, aralarında ağzında dişi bile kalmamış 70'lik ihtiyardan, bedeni ve akli sağlığını yitirmiş onlarca insanla konuşmuş.

İngiltere gibi Amerika'nın en yakın müttefiki olan bir ülkenin en önemli gazetesinde çıkan bu dosya; Doğu-Batı kıskacına sıkıştırılmaya çalışılan ülkemizde, İngiltere gibi Batılı bir ülkede eleştirel entelektüel geleneğin ve medyada var olan etik kaygısının işleyişinden ders alınmasını engelliyor. Bir yanda 14 yaşında kız çocuklarının hiçbir hukuki gerekçe olmadan Suriye'de (veya başka yerde fark etmez), okullarından alınıp sorgulanmaları karşısında ses çıkarmayan hatta bu olayı betimlemek için "işte terör okulu" türünden bir manşet atan batılı değer savunucusu büyük medya, diğer yanda ABD'nin en yakın müttefiki İngiltere'nin en önemli gazetesinin medya, terör ve etik sınavındaki tavrı. Terörle mücadele adına sergilenen "medya terörü"nün, ahlaki açıdan masum insanların öldürülmesinden daha masum olduğunu kim iddia edebilir ki.

The Guardian'ın Guantanomo'ya götürenlerle en ufak bir ideolojik yakınlığı olmadığı gibi, o insanları kendi ülkesinin ulusal politikaları açısından düşman tarafta görüyor. Ancak onun savunduğu değerler, devraldığı entelektüel gelenek ve ahlaki sorumluluk Guantanamo'da yaşananları sorgulamasını gerektiriyor. Orada tutuklananların eylemlerini savunmasa hatta onları düşman saysa bile, Amerika'nın uyguladığı hukuksuzluğa savunduğu ilkeler adına karşı çıkıyor. Sonuçta ülkesinin ulusal politikalarını destekliyor olsa bile eleştirel mesafeyi koruma gayreti özellikle Avrupa'nın sahip olduğu önemli bir entelektüel değer sayılmalıdır.

Tutuklanıp bu ıssız adaya götürülenlerin yaşadıklarının insanlık dışılığı bir yana orada olanlara yönelik en büyük işkence hala hiç birinin ne ile suçlandıklarını, kendilerini neyin beklediğini bilememeleri, daha ne kadar orada kalacaklarına ilişkin en ufak fikirlerinin olmaması. Çünkü, diyor bir hukuk uzmanı; ceza evinde yatan insan ne kadar süreyle orada kalacağını bilir ve kendini ona göre hazırlar. Dış dünyada neler olup bittiği hakkında en küçük fikir edinmeleri bile engellenen bu insanların değil ne kadar orada bulunacaklarını bilmeleri, neyle suçlandıkları ve nasıl bir cezanın kendilerini beklediği hakkında bile fikirleri yok.

Toplam 16 sayfalık ekin tamamını Guantanamo'ya ayıran gazetenin amacı orada yaşanılanlarla ilgili bilgi verip, tutuklulara herkesin tahmin edebileceği uygulamalar karşısında bir tür insaf dilenciliği yapmak değil. The Guardian'ın savunduğu, bizdeki 'medya töröristleri'nin sahip olmadığı, hatta entelektüel kapasitelerinin kavramaktan mahrum olduğu "değer"lerin böylesi bir durumda nasıl tezahür ettiğine işaret etmek.

Küresel demokratik devrim

"Küresel demokratik devrim"den bahseden Bush'un söylemindeki iki yüzlülüğü açık eden ciddi bir analiz sunuyor gazete. En büyük çelişki, "teröre karşı savaş" ilan eden Amerika'nın Afganistan'dan topladığı bu insanlara savaş esiri uygulaması yapmaması. Eğer ortada bir savaş varsa savaşta esir alınanlar savaş esiridir ve uluslararası sözleşmelerde savaş esirlerine nasıl davranılacağı bellidir. Ancak, bu insanların ne kadar orada tutulacağı hakkında yapılan açıklama tümüyle ahlaki bir sorunla malul durumda. "Teröre sonsuza kadar savaş" açacaklarını açıklayan Amerikalıların söylemine bakılırsa Guantanamo'da tutulanlar hiçbir zaman serbest bırakılmayacak.

Amerikan toprağı sayılmayan bir üste tutulan insanlar savaş esiri sayılmıyor, ancak ABD yasalarına göre de yargılanmıyor. Sonuçta, The Guardian'ın tespit ettiğine göre büyük çoğunluğu hukukçulardan oluşmayan bir komisyon 1942 yılından kalma uygulamaları yasal olarak adapte edecek bir kılıf aramakla meşgul. Cenevre Konvansiyonuna taban taban zıt bu uygulama, uluslararası hukukun 62 yılda aldığı mesafeyi ve gelişmeleri hiçe sayan tam bir geri dönüşü temsil ediyor.

Bu uygulama küresel demokratik devrim söyleminin ne anlama geldiğini konusunda sanırım bir fikir verebilir.


9 Aralık 2003
Salı
 
AKİF EMRE


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED