AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
'Truva Operasyonu', ABD'nin Libya'ya saldırısı: Mossad nasıl savaş çıkarıyor?

Adı Victor Ostrowsky. 1982'den 1986'ya kadar dört yıl İsrail Gizli Servisi Mossad'da uzman olarak çalıştı. Ostrowsky, bugünlerde Irak işgali, El Kaide bombaları ve "terörle savaş" gibi operasyonlar hakkında çok önemli kıyaslamalara yol açacak bilgilerin sahibi.

Ostrowsky, son baskısı 1 Ocak 2002'de yapılan By Way of Deception adlı kitabında, ABD ve İngiltere'nin Mossad'ın kurduğu tuzak üzerine Libya'ya nasıl saldırdığına dair şok edici bilgiler sunuyor. Bugünlerde yeniden tartışılan bu itiraflar, İsrail Gizli Servisi'nden 1998 yılında emekli olan General Shlomo Brom'un, Cuma günü Washington Post gazetesinde yayınlanan iddialarıyla birleştirildiğinde, Irak işgalinden İstanbul saldırılarına kadar, 11 Eylül saldırılarından bu yana yaşanan ve "İslamcı terör" olarak dünyaya pazarlanan kampanya hakkında çok ciddi ipuçlarını ortaya çıkarıyor.

General Brom, ABD ve İngiltere'nin savaş öncesi hazırladıkları raporlardaki uydurma bilgilerin, İsrail istihbaratının Irak'ın nükleer silahları hakkında ürettiği bilgi ve resimlerden kaynaklandığını, ABD ve İngiltere'nin de, işgale gidiş sürecinde, İsrail'in rolünü gizlediklerini açıklarken Ostrowsky, Libya'yı Amerikan bombardımanına hedef yapan Mossad'ın gizli operasyonundan çarpıcı ayrıntılar aktarıyor.

Mossad'da saha uzmanı olarak çalışan Ostrowsky, Şubat 1984'te kendini 14 kişiyle birlikte hassas bir görevin içinde bulur. Adı "Truva Operasyonu." İstihbarat ve Özel Operasyonlar Enstitüsü Başkanı Aharon Sherf, operasyon için seçilen Mossad ekibine yeni bulunan "Truva" adlı bir iletişim aygıtını anlatır ve bu aygıtın ilk kez kullanılacağı Libya operasyonu hakkında bilgi verir. Ostrowsky de, operasyonu yürütecek elit birlik içindedir.

Deniz Kuvvetleri tarafından geliştirilen Truva aygıtı, düşman topraklarına yerleştirilmesinden, Mossad'ın dezenformasyon birimi tarafından haberleşme kanallarının yönlendirilmesinden ve bu dezenformasyonun ABD ve İngiltere'nin dinleme istasyonları tarafından ele geçirilmesinden oluşuyor. Öyle ki, Truva aygıtının bu istasyonlara gönderdiği bilgiler, tamamen düşman ülkelerin resmi haberleşmesi olarak algılanıyor. Aslında İsrail'in kurguladığı ve düşman ülkenin haberleşmesi olarak yayınladığı bilgiler, ABD ve İngiltere tarafından çözülünce, o ülke ile ilgili ciddi veriler olarak ortaya çıkıyor.

'Truva' Libya elçiliklerine terör talimatları gönderir...

17-18 Şubat 1984 gecesi, Ostrovsky ve operasyon ekibi Harpoon gibi füze sistemleriyle donatılmış bir İsrail hücumbotu ile Trablus açıklarına gelirler. Hücumbot, Libya kara sularının iki mil açıklarında demirler. Ardından her türlü silahlı donanıma sahip bot ve denizaltı ile komandolar sahile çıkabilecekleri noktaya getirilir. Sekiz komando sahile çıkar. İki kişinin taşıdığı koyu yeşil Truva silindiri de yanlarındadır. Sahilden çıkıp Tarblusgarp-Bingazi yoluna çıktıklarında kendilerini bekleyen tamirci arabası şekli verilmiş yeşil minibüse binerler. Şoför bir Mossad çalışanıdır. 4'ü hiç konuşmadan araca biner, diğer dördü de denize döner ve savunma pozisyonu alır. Bunlar olurken İsrail savaş uçakları da operasyon hazırlığı yapmaktadır.

Kente giren araç, El Cumhuriye mahallesinde, Kaddafi'nin karargah ve ev olarak kullandığı Bab-ul Azize çadırının birkaç blok ötesinde beş katlı bir apartmanın önünde durur. Araçtaki komandolar sivil kıyafetler giymiş, evin altı aylık kirası peşin ödenmiştir. İkisi araçta kalır, diğer ikisi Mossad ajanı ile birlikte beşinci kata çıkar. Truva aygıtı 'kuzey'e bakacak şekilde kurulur, anteni açılır. Artık "Truva atı" operasyona hazırdır. Aygıt, bir şüphe durumunda kendini imha edecek şekilde hazırlanmıştır.

Mart ayında Amerika, Truva aygıtı tarafından gönderilen sinyalleri çözmeye başlar: Libya Halk Bürosu, bütün dünyadaki elçiliklerine terör saldırıları talimatları vermektedir. Mossad hedefine ulaşmış, ABD, İngiltere'deki dinleme üsleri kanalıyla topladığı bu bilgileri deşifre etmiş, Libya'nın terörü beslediğine dair iddialarına ilişkin çok ciddi kanıtlar bulmuştur. Nisan 5'te Batı Berlin'deki La Bella diskoteğine saldırı gerçekleşir ve 1 Amerikalı ölür. Libya, içinde bulunduğu kaotik durumu bir türlü açıklayamaz, bu emirleri kendinin vermediğini kanıtlayamaz. Sadece Fransa ve İspanya, Mossad'ın bu tuzağına düşmez. Fransa, durumdan şüphelenir; ABD'nin kanıtlarıyla İsrail'in tezlerinin örtüşmesine dikkat kesilir. Bununla da kalmaz, Libya'yı bombalamaya giden ABD uçaklarına hava sahasını kapatır.

14 Nisan 1984'te 160 Amerikan ve İngiliz savaş uçağı Libya'yı bombardımana başlar ve bu ülkeye altmış ton bomba atar. Bab-ul Azize karargahı, Sidi Bilal Deniz üssü, Bingazi kenti ve Trablus havaalanı bombalanır. Kaddafi'nin evlatlığı da dahil, 40 Libyalı sivil ölür. Libya o zamandan beri terör devletidir ve uluslararası camiadan dışlanmıştır.

20 yıl sonra neden olmasın?

Ostrovsky ve elit time operasyon öncesi brifing veren Aharon Sherf, şunları söyler: "Bombardıman sonrası dostumuz Kadafi bir süre resmin dışında kalacak. Sıradaki hedef, Irak ve Saddam Hüseyin. Şimdi onu kötü adam yapmak için çalışıyoruz. Zaman alacak ama sonunda mutlaka gerçekleşecek.... Zaten Irak'ın nükleer tesislerini yok ettik. Şimdi onlara Güney Afrika üzerinden teknoloji ve malzeme satarak büyük paralar kazanıyoruz."

Bütün dünyayı aldatan "Truva operasyonu" 1984'te gerçekleşti. ABD ve İngiltere, tıpkı Irak'a saldırdıkları gibi uydurma gerekçelerle Libya'ya saldırdı. İsrail istihbaratında 25 yılını geçiren General Shlomo Brom'un Washington Post gazetesine yaptığı açıklama ise daha yeni. 1984'te bunu yapabilen ve yapan İsrail, 20 yıl sonra acaba daha neler yaptı?

Irak işgali, El Kaide paranoyası, "İslamcı terör" kampanyası, İstanbul saldırıları, İsrail istihbaratının en güçlü olduğu yer olan Kenya'da veya Endonezya'da patlayan bombalar....

Gelin hep birlikte bir kez daha düşünelim...

Not: Cumartesi günkü yazı ile ilgili olarak HSBC Bank avukatı imzasıyla gönderilen açıklamada, banka ve Banka Müdürü Piraye Antika ile ilgili iddialar kesin bir dille yalanlandı. Zaten ben de iddialara açıkça yer vermedim. Yazıdaki ifadeleri hep "iddia" olarak verdim ve hiçbir "yargı" belirtmedim...


9 Aralık 2003
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED