Sanat yaşamının önemli bir kısmını geçirdiği ve Brooklyn Köprüsü başta olmak üzere büyük yapılarını fotoğrafladığı New York'un mavi duvarlarını tualine yansıtan Burhan Doğançay, bugünlerde yeni bir serginin heyecanını yaşıyor. Sanatçının 30 Ocak 2004'e kadar sürecek olan "New York'un Mavi Duvarları" adlı sergisi yarın Levent'teki İş Sanat Kibele Sanat Galerisi'nde açılıyor. Bugüne kadar 113 ülkenin duvarlarının fotoğraflarını çekip resimlerini yapan Doğançay, tüm ülkeleri gezmeye niyetleniyor. Bugüne dek dünyanın dört bir yanında sanatseverlerle buluşan Doğançay'ın eserleri halen dünyanın en büyük sanat galerilerinde saklı tutuluyor. Ressam olan babası Adil Doğançay'ın bile önceleri pek inanmadığı bu başarının sırrının azim kelimesinde saklı olduğunu düşünen sanatçı, Türk resmi üzerine konuşuyor: "Türk resmi şuan emekleme aşamasında. Çünkü hiç bir zaman rönesansı yaşamadı. Avrupa'da 15. yy'da gelişen koleksiyonculuk bizde 5 asırlık bir gecikme ile başladı. Birgün bir dahimiz çıkar ve o güne kadar bilinmeyen bir gezegeni keşfeder, bir şey icat eder. Ama bir memleketin sanatta bir yere gelmesi için çok zaman lazım. Bugün bile dünyada bir Türk'ten ciddi bir ressam çıkacağına inanılmaz. İşte ben en başta bununla mücadele ettim."

Dünyanın tüm duvarları

"Allah ömür verirse sınırları içinde duvar olan bütün ülkelerin duvarlarını resmetmek istiyorum." diyor Doğançay ama sonra bunun mümkün olamayacağını hatırlıyor ve ekliyor: "Dünyada 187 memleket var. Gerçi bunların bazısında duvar yok. Örneğin Pasifik'te Tanga Adaları var. Apartman yok, bina yok. Hava hep sıcak. İnsanlar sazlardan evler yapmışlar kendilerine. Zaten korunmaya ihtiyaçları da yok. Çünkü onlar vahşi değiller. Birbirlerini seviyor, haklarını çalmıyorlar. İşte buralarda afiş yok. Slogan yok. O nedenle dünyanın bütün ülkelerinin duvarlarını resmedemeyeceğim."

ÖMER ÇAKKAL

« Geri Dön