AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Tazminatı bırak, neticeye bak

Avrupa Birliği'nin motive ettiği süreç, Türkiye'ye uluslar arası alanda kalıcı bir pozisyonun koordinatlarını da veriyor. Birlik ile Ankara arasında atılan her adım; korkuyla, endişeyle, içe kapanmayla ya da başını kuma gömerek sorunları sonsuza kadar ertelemenin imkansız olduğunu gösteriyor. İlişkiler geliştikçe hem içeride, hem de dışarıda askıya alınmış birçok önemli problem masaya getiriliyor ve çözüm için gerçekle yüzleşme süreci başlıyor.

Kıbrıslı Rum Titina Louizidu'nun Kuzey'de kalan evi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne açtığı davada hükmedilen tazminatın, uzun yıllar davaya direndikten sonra ödenmesi bu yüzleşmenin en cesur adımıdır.

Türkiye Hariciye'si bu kararla kendisini aşmış ve "masada yenilme kompleksi"ni darmadağın eden bir diplomatik başarıya imza atmıştır. Türkiye'nin aleyhine açılan ve aleyhine sonuçlanan bir davayı; AB hedefinin göbeğine oturtarak samimiyetini ispatlarken, bugüne kadar başaramadığı bir ortaklık kurarak "kendi ürettiği bir yöntem sonunda" Avrupa ile birlikte aynı karara el kaldırmıştır.

Ankara, istediğini Avrupa'ya yaptırmaya muvaffak olmuştur. Türkiye'nin bu tazminatı ödemesini Çeçenistan'daki problemleri nedeniyle hiç istemeyen Rusya'nın açık muhalefetine, Rum-Yunan ikilisinin zaman zaman hakaretlere varan agresif diplomasisine rağmen masadan galip ayrılmıştır.

Kararın asıl mesajı

Yine de mesele, bir diplomatik skorun epeyi ötesindedir. Hadiseyi bağnaz milliyetçilik gözlüğünden izlemeyi alışkanlık haline getirenlerin bu adım üzerine düşürdükleri gölge, Türkiye'nin tazminatı ödemekle aslında ne demek istediğini, daha doğrusu Avrupa'ya ne taahhüt ettiğini dikkatlerden kaçırmıştır.

1999 Helsinki Zirvesi'nde "aday adaylığı mukabili", Rum Kesimi'nin AB üyeliğine karşı rezervini kaldıran Türkiye, tazminatı öderken izlediği diplomasinin zımmında önemli bir söz vermiştir.

Ankara, "parayı ödüyorum ama bu kararı emsal kabul etmeyin" özetindeki tavrıyla, tamamı siyasi ünitelerden müteşekkil Kıbrıs sorununun 2004 sonuna kadar çözümü için inisiyatif taahhüt etmiştir. Yani, Helsinki'de kabul ettiği çözüm için yol haritasını hayata geçirme kararının altını kalınca çizmiştir. Bu tarihe kadar çözmeye yanaşmazsa; 40'ının incelemesi bitmiş, 300'e yakını mahkeme kapısında, binlercesi de mahkeme yolunda olan yeni Louizidu'lar hakkında verilecek kararları şimdiden kabul ettiğini dürüstçe ilan etmiştir. AİHM namusunu kurtarırken; bu dürüst yaklaşımı Ankara'ya, mülk sorunu nedeniyle daha baştan tıkanma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecek Kıbrıs Sorunu ve AB üyeliği yolunda bir uzun yıl kazandırmıştır.

2004 Aralık'ı AB ile 40 yıllık flörtünün kader anına tekabül eden Türkiye için bu niyet, bu tavır ve bu cesaret fevkalade önemlidir. Neredeyse bir uyum paketi mesabesinde değerlidir.

Esasen, ulusal ve uluslar arası gerçekler de zaten bunu emretmektedir. Anlaşma tahakkuk etmeyecek olursa, hükmedilecek tazminatların rakamı ve adeti, Türk ekonomisinin realitelerinin hepsine birden baş döndürtecek hacimde olacaktır. Olursa da zaten ikinci bir dava için zemin kalmayacaktır.

Ankara'nın kararı şartlı kabul ederek söylemek istediği de budur.

Ve sakınmadan, sözünü diplomasiye döktüğü için tamamen aleyhine gelişen bir davanın görüldüğü masadan galip ayrılmıştır.

Demek ki diplomasiyle de olabiliyor

Bu hadise de göstermektedir ki, kitabına uygun diplomasi yapıldığında netice alınmakta ve muhatapların art niyetlerinin sınırı ancak cesaretle atılan bir adıma kadar ulaşabilmektedir.

Demek ki herkes bizi diplomaside boğmak için-en azından her zaman-elbirliği yapmamaktadır. Demek ki, makul ve mantıklı argümanlar bulunup, çözmek için, sorunu ortadan kaldırmak için masaya oturulduğunda diplomasiyle sonuç alınabilmektedir.

Şimdi Türkiye'ye düşen kazanılan bu ekstra zamanın sunduğu imkanları, AB yolunda kapılar açacak bir anahtara dönüştürebilmektir.

Biraz daha enerji toparlamak ve biraz daha cesaret zamanıdır.


9 Aralık 2003
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED