|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Irak'taki savaşa katılma konusunda çoktan kararını vermiş olan Başbakan Tayyip Erdoğan, Meclis'ten savaşa katılma kararını çıkarttıktan sonra, "Savaşa gitmiyoruz" demiş. İster inanının, ister inanmayın, bu sözleri bir temenni olarak kabul edin. Bu sözler oradaki gerçekliliği değiştirmiyor. Başbakan, "Biz oraya savaşa gitmiyoruz" dedi diye bizim gençlerimiz orada kendilerini savaş ortamı dışında mı bulacaklar? Ya da şöyle söyleyelim: Bir Amerikan konvoyu ile birlikte hareket eden Türk birlikleri, başbakan böyle söyledi diye olası bir saldırıdan kurtulabilecekler mi? Atılan roketler, döşenen mayınlar sadece ABD askerlerine mi yönelecek? Başbakan böyle söyledi diye, Türk askerleri kendilerine silah sıkmak zorunda kalacak olan direnişçilere çiçek mi sunacaklar? Yoksa ABD askerleri gibi yapıp, kendilerini korumak saiki ile varsayalım, üzerlerine ateş açılan bir evi, içindeki çoluk çocukla birlikte imha mı edecekler? Daha bunun gibi bir sürü olayın cereyan ettiği ve işgale en fazla direnişin gösterildiği Sünnilerin yaşadıkları bölgede, gönderilen gencecik çocuklar, başbakanları öyle dedi diye kendilerini tatilde mi sanacaklar? Başbakan, Türk çocuklarının Irak'a savaşa gitmediğini, yardım faaliyetleri ile iştigal edeceğini söyleyedursun, bakın Irak'taki ABD birliklerinin komutanı General Sanchez orada devam eden savaşla ilgili şunları söylüyor: "Her hafta 3-6 asker ölüyor, 40 kadarı yaralanıyor. Bu iş yıllar alacak." "Bu iş" dediği, ABD'nin Irak'taki işgalidir. ABD askerlerin ölmelerinin ve yaralanmalarının nedeni ise, Iraklı direnişçilerin ülkelerindeki işgal güçlerine karşı yürüttükleri savaştır. General Sanchez devam ediyor: "Her gün en az 15 saldırıya maruz kalıyoruz. Düşman (Iraklı direnişçileri kasdediyor) her gün biraz daha öldürücü, daha karmaşık ve hatta daha dirençli hale geliyor." Sanchez şu cümlesini ise doğrudan Başbakan Erdoğan'a gönderiyor gibidir: "Koalisyonun daha fazla kayıp vermeye hazır olması gerekir." "Irak'a tamamiyle hakim olabilmek için daha fazla kayba ihtiyaç var" demek istiyor ABD'li komutan. İşte o daha fazla 'kayıp'lar şimdi yola çıkmaya hazır… Başbakan Erdoğan ise, onların 'kayıp' olmaya değil, neredeyse tatile gittiklerini söylüyor. "Biz savaşa gitmiyoruz, varsın gittiğimiz yerde savaş olsun ne çıkar" diyor. Meclis grubuna da sanırım aynı şeyleri söyleyip onları ikna etmiş olmalı. Başka şeyler de söylemiş midir acaba? Mesela, asker gönderme kararı almazlarsa Türkiye'nin ekonomik sorunlarını aşamayacağını, bu nedenle AKP'nin uzun vadeli iktidar hesaplarının tehlikeye düşeceğini… AKP'nin iktidar olmasının temelinde bu ve buna benzer verilmiş sözlerin yattığını… Bunun gibi şeyler söylemiş olabilir mi?. Politika bu. Ama, "Irak'a savaşa gitmiyoruz" sözleri ne demek? Orada bir savaş var. Bunu herkes biliyor. Türk birliklerinin, –ister kabul edilsin ister edilmesin– komutası altına gireceği ABD'li komutan, "Savaş cehennemine hoş geldiniz" diyor. "Bizim de yeni kayıplara ihtiyacımız var. Koalisyon güçlerine sesleniyor. 'Onları siz tamamlayacaksınız.' " Bilgi için General'in sözlerini açıklık getirelim: Türkiye de, tezkere kararını Meclis'ten çıkartmakla koalisyon güçlerine dahil olmuş oldu. Buna rağmen Başbakan'ın sözlerine bakın. "Irak'a, insani yardım faaliyeti sağlamak ve Iraklı kardeşlerimize yardımcı olmak amacıyla gidiyor" muşuz… Türkiye artık koalisyonun ortağı oldu. Yani ülkesine yönelik işgal güçlerine karşı direnen bir Iraklı için Türkiye'nin silahlı birlikleri de hangi amaçla gelmişse gelmiş, başbakanı ne demişse demiş, farketmez. Bir işgal gücüdür… Türkiye Irak'a girdiği andan itibaren bir işgal gücü olacaktır. İşin bir de başka yanı var. Silahlı kuvvetler ve Irak'a asker göndermeyi Türkiye'nin güvenliği ile ilgili endişelere ve politikalara bağlayan güçlerin amaçları da söz konusu. Hatta, Irak'a asker gönderme meselesi Türkiye'nin derin devleti açısından doğrudan bu endişelere bağlanabilir. Bu endişeler Başbakan'ın iktidar endişeleri ile denk düşmüştür. Bunun dışında maalesef Başbakan'ı Irak'a asker göndermenin olası etkileri, sonuçları ilgilendirmiyor gibi görünüyor. Erdoğan, "Irak'a savaşa gitmiyoruz" derken ya savaşı kendi topraklarımızda bulursak ne olacak? Türkiye, Irak'ın ortalarında ABD'li Generalin bataklığına saplanırken, kuzeyde de Kürtlerle çatışırsa ne olacak? Çünkü Türkiye'yi yöneten derin güçlerin amacı bu… KADEK'i bulunduğu bölgeden çıkartmak. Kuzey Irak Kürtlerinin daha fazla özerk, hatta yarı-bağımsız olmalarını engellemek. Tezkere'nin satır aralarına başka hedefler de konmuş. Irak'ın yeniden yapılanmasında Kürtlere özerklik, muhtariyet gibi bir statü verilmemesi ve aman, illa da Türkiye'nin ki gibi merkezci ve despotik bir devlet yapısı kurulmasına yardımcı olmak gibi… Bunlar gerçekleşemez ve Türkiye düşündüklerinin hiçbirini alamaz da sadece bataklığa saplanmakla kalırsa ne olacak? Başbakan o zaman da muarızlarına ve bataklığa kurban edilen – dilerim kimsenin burnu kanamaz, diyeceğim ama, ABD'li general çok acı konuşuyor– gençlerin ailelerine dönüp ne diyecek? "Pardon, biz orada savaş olmadığını sanıyorduk" mu diyecek?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |