"Kışlaya, camiye ve okula siyaset girmemeli." ilkesi her münasebette tekrarlanır durur. Ama pek de kaale alan olmaz. Bu ilke çoğu kezde bizzat söyleyenler tarafından ihlal edilir.

Yeri gelir askerler siyasete müdahale ederler, yeri gelir camiler siyasete alet edilir yeri gelir okullarda siyaset yapılır.

Bu ilkenin işlemediğini evvelki gün rektörlerimiz bize bir kez daha ispat ettiler. Toptan Taksim anıtına giderek hükümeti protesto ettiler.

Protesto ettikleri konu hakikaten kendilerine yakışır bir konu olsaydı söyleyecek sözüm olmazdı. Ama protesto konusu bilimle, eşitlikle, insan haklarıyla uzaktan yakından ilgili değil, aksine bilime, eşitliğe ve insan haklarına aykırı bir içerikle protesto eylemi yaptılar.

Eylemlerinin gerekçesi, hükümetin meslek liselerinden mezun olan gençlerimizin üniversite sınavlarında puanlarının normal lise mezunlarıyla eşit olarak hesaplanmasıyla ilgili yasa tasarını meclise sevk etmiş olması.

Bu tasarıyla 5 yıldır mağdur edilen meslek lisesi mezunları haklarına kavuşacaklar. Onlara herhangi bir ayırım yapılmayacak. Adaletsizlik ortadan kalkacak. Aynı soruları cevapladığı halde normal lise mezunlarına göre eksik hesaplanan puanlar normal olarak hesaplanacak.

Bizim rektörlerimiz işte bunu protesto ediyorlar.

Oysa 5 sene öncesine kadar da böyleydi, yani hükümet yeni bir şey getirmiyor, meslek liselerine bir imtiyaz hakkı vermiyor, eskiden ne ise onu iade ediyor.

Rektörler 5 sene önce neden protesto etmemişlerdi?!

Ayrıca rektörlerimiz, bu protesto eyleminde bulunurken meslek liselerine karşı tavır aldıklarının farkında değiller mi? Bu tavır ayırımcı ve bölücü bir tavır değil mi? Böylesi bir tavır prof olmuş ilim adamlarına yakışır mı?

Tabii daha komik bir gerekçe var ki asıl işin siyasi ayağını o gerekçe oluşturuyor. Efendim bu kanun çıkarsa İmam Hatip mezunları da faydalanacakmış?

Peki ama İmam Hatip Liseleri Milli Eğitim sistemimizin dışında kalmış okullar mı? Değil. Pekala sistem içinde devletin resmi okulu olan bu okula karşı takınılan bu tavır bölücü bir tavır değil mi? Bu okulun mezunları terörist mi? Aynı milli eğitim müfredatını okumuyorlar mı?

Bu tavır niye?

Bu tavır AK Parti'nin daha doğrusu milli iradenin hazımsızlığından başka bir anlama geliyor mu?

AK Parti hükümeti ilgili yasa tasarını meclise sevk ederken de aslında çok fevkalade bir düzenleme yapmıyor. Aksine önceki dönemde hazırlanmış "2001-2005 Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı " nın gereğini yerine getiriyor

Bakınız VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın 691. maddesinde ne diyor: "örgün ve yaygın meslek eğitimine ağırlık verilecek, ortaöğretimde mesleki teknik eğitimin payı artırılacak, üniversitelere giriş sınavlarında normal liseler ile meslek ve teknik lise mezunları arasındaki farklı değerlendirmeler kaldırılarak, mesleki ve teknik eğitimin yaygınlaşması teşvik edilecek,…"

Evet bu madde 27.06.2000 tarihinde TBMM 119. Birleşimde DSP Grup Başkan Vekili, Emrehan Halıcı, MHP Grup Başkanvekili İsmail Köse, ANAP Grup Başkan Vekili Zeki Çakan, DYP Grup BaşkanVekili Saffet Arıkan Bedük'ün ortak teklifleriyle kabul edilmiş bir maddedir. Yani daha AK parti ortada yokken önceki dönemde Mecliste bulunan dört siyasi partinin ortak teklifi olarak kabul edilmiş ve beş yıllık plana derc edilmiştir.

5 yıllık planlar da anayasa (madde 166) gereği uygulanması gereken planlardır.

Şimdi AK Parti'nin yaptığı iş anayasa gereği uygulaması gereken bu planı uygulamaktan başka bir şey değildir. Dolayısıyla AK Parti hükümeti bu tasarıyı Meclis'e sevk ederek anayasanın "Kalkınma girişimleri bu plana göre gerçekleştirilir." (Madde 166), emri gereğince kalkınma planını uygulamakta, rektörler ise bunu protesto ederek anayasayı hiçe saymaktadırlar.

Pekala sayın rektörler 5 sene önce meslek lisesi mezunları normal lise mezunlarıyla eşit hakka sahipken neden protesto etmediler de şimdi sokağa döküldüler? 2000 yılında yukarda naklettiğim 691. madde mecliste görüşülürken neden protesto etmediler de şimdi ediyorlar?

Tek sebebi var o da siyasi. Eğer siyasi olmasaydı önceden de proteste etmeleri gerekirdi. Şimdi rektörler siyaset yaparak AK Parti'ye karşı muhalefet görevini üstlenmeye soyunmuşlardır.

Bu muhalefeti yaparken de maalesef anayasayı ihlal ettiklerinin farkında değiller.

Rektörlere yakışan üniversitelerinin başına dönüp bilimsel çalışmalarla iştiğal etmeleridir, bu şekilde kasaba politikasıyla muhalefet yaparak bir yerlere mesaj vermek ve toplumu germek değildir.

Siyaset okullara girmemeli!

Evet TBMM kalkınma planının 691 maddesini anayasa gereği yerine getirmeye kararlıdır. Ayrıca kalkınma planında yer almasa bile böylesi bir haksızlığı gidermek TBMM'nin asli görevlerinden biridir. TBMM üyelerini halk seçmiştir, halkın iradesini yasalara yansıtacaklardır.

TBMM üyeleri ne rektörlerin ne de başkalarının memurları değil halkın vekilleridirler ve halkın iradesini yasalara yansıtacaklardır.

RESUL TOSUN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

Abone Formu

Mesaj Formu