|
|
|
Woodstock'tan
Rock'n Coke'a
FERHAT ÜNLÜ
Rock festivalleri deyince akla Woodstock gelir. İlki 1969 yılında 400 bin rock dinleyicisinin önünde yapılan festival sadece gelmiş geçmiş en büyük rock festivali değil, aynı zamanda 69'ların hırçın çocuklarının çığlığı olarak da tarihe geçti. Newyork'un Rome kenti yakınlarında eski bir hava üssünde yapılan Woodstock, 1994 ve 1999'da yeniden düzenlendi. Yeni konserlerin 69 ruhunu yansıtmadığı ileri sürülse de Woodstock hâlâ dokusunu yitirmeyen efsane olarak gönüllerdeki yerini koruyor. Rock'un Woodstock'ta kristalleşmiş ruhu, 1960'lı yılların başından itibaren doğan dinamik yapının bir yansımasıydı. Pop rock ve rock'n roll tarihinin unutulmaz grubu The Beatles, hard rock ve metal türüne geçişte öncü rol oynayarak milyonları peşinden sürükleyen Led Zeppelin ve 24 Mart 1973'te dünyanın en çok satan albümünü çıkaran 'psychedelic rock'un öncüsü Pink Floyd ve diğerleri bu ruhun simgesi oldular. Pek çok rock grubu o yıllarda, deneysel müzik çizgisinde ve kimi zamanda savaş ve emperyalizm karşıtı şarkı sözlerinde ifadesini bulan politik duruşunu ortaya koydu. Rock artık, bireysel/sosyal/politik muhalefetin özgün müziği olmuştu. Günümüze gelindikçe türe önemli katkılarda bulunmuş gruplar teker teker dağıldı, ama rock varlığını devam ettirmek için değişik sound ve konsept arayışlarını sürdürdü. Rock, her dönemde en azından uluslararası dev müzik piyasasıyla olan bağını kopar(a)madı. Bu durum tehlikeli bir sermaye-sanat ilişkisine yol açıyordu, ancak rock grupları mimlenmiş yayılmacı sermayeye yaslanmamaya özen göstermişti. Prof. Dr. Ali Akay'a ve müzik yazarı Hasanali Yıldırım işte bu rock-sermaye ilişkisini sorguladı.
Prof. Dr. Ali Akay:
ROCK STRATEJİ ARAMALI
"Rock müziğin muhalif bir müzik olduğu doğru; ancak bu her zaman pop ile karışma tehlikesini içinde barındırmakta. Günümüzün bazı grupları rock olarak pop rock'un içinde bulmaktadırlar kendilerini. 'Rock and Coke Festivali'nin grupları da bu şekildedir; bunlar pop rock grupları olarak rock'un muhalif kesimlerini değil, daha kitlesel-pop kesimlerini ortaya çıkarır gözükmektedirler. Rock, punk, hard rock veya DJ kültürü, politikacı olmayan bir politik hareketi fişeklemektedir. Ancak bununla birlikte bugün sermayenin sponsorluğunu kullanmadan bir şey yapabilmek çok güç. Belki de uluslararası Sitüasyonistlerin 'saptırma' kavramı burada kuvvetli bir şekilde işleyebilmektedir hâlâ. Yani muhalefeti iktidarın içinden verebilmek... Bu, kuramsal anlamda Foucault'nun araştırmaları arasında duruyor. 'Saptırma', iktidara karşı dışarıdan muhalefetin diyalektik yaklaşımından çok, 'içerinin dışarısı' olarak anlaşılan bir direnme tarzıdır. Sermayenin stratejilerini değiştirmek bugünün sanatlarının yaklaşımını oluşturuyor. Önemli olan karşı çıkmak gibi gözükmüyor; tersine, stratejilerin değiştirilmesine önayak olmak öne çıkmaya başlıyor. Bugün yaratının kendisi direnme yapmaktan geçmekte. Bu yapıda karşı çıkmalar yerine yeni stratejiler üretmek gerekiyor. Mesela yukarıda açıkladığım 'içerinin dışarısı' tarzında bir direnme gibi... Rock da, bu stratejileri aramak zorunda."
MÜZİK YAZARI
HASANALİ YILDIRIM:
Müzik, sermaye ve siyasetten arınmalı
1960'a merdiven dayandığında doğan ve ancak 1960'ların sonuna gelinceye değinki zaman diliminde yaşayabilen, ardından da farklı alt türlere dönüşerek değişik biçimlerde (psychedelic, progressive, symphonic, hard rock/heavy metal, jazz-rock gibi) yaşarlığından söz edebileceğimiz; başta ABD ve İngiltere'de üretilen rock, kimi gruplarda siyaset sayılabilecek hafif tertip isyan havaları barındırsa da, her sahici sanat türü gibi temelde asla kendi dışında bir değerden pay devşirmeye yeltenmedi. Sanat; kendisini,kendisinden başka bir öğeye gereksinmeden ifade edebildiğinde 'sanat' adını alabilir. Eğlence sektörü ise en başından itibaren, güçlü sermayenin boyunduruğu altında semirmiş bir yapıdır. Dolayısıyla, çağdaş eğlence sektörünün, sinemanın ardından en büyük ayağı durumundaki müziğin de büyük sermayenin kanatları altında uçmasından daha doğal bir şey olamaz. Bağımsız yapım şirketleri, dev şirketlerin küçük bir yan kuruluşundan başka bir şey değil. Ülkemizdeyse adı "rakçı" diye geçenlerin uzaktan yakından rock'la ilgisi yok. Bu durumda tavır üreten bir atmosferden söz etmek zorlaşıyor."
|
|
Siyasiler Strasbourg'da
şairlere destek verdi
Strasbourg'da yapılan Uluslararası Şiir Şöleni'ne siyasilerden de destek geldi. Şölene katılan AK Parti Milletvekili M. Atilla Maraş, dünyada dostluk ve barışın hüküm sürmesi için şairlere büyük görev düştüğünü söyledi.
Andante bir yaşında
Ülkemizin ilk ve tek klasik müzik dergisi Andante, ekim-kasım sayısı ile bir yaşına bastı. Son sayıda ayın bestecisi olarak seçilen Sergey Prokofyev'in portresi çıkarılıyor. Ali Ergul, Seda Binbaşgil ve Oleg Marshev'in ünlü besteciyi yazdığı dergide Ali Yalıman, Rauf Denktaş'la klasik müzik üzerine bir söyleşi yapmış. Dergide İncila Bertuğ ve Ahmet Makal'ın yazıları bulunuyor.
Bilgi tel: 0216 325 27 13
Turuncu Ramazanlar
Aylık kadın dergisi Turuncu altıncı sayısı ile okurlarının karşısında. Zara ile türküler, ev yemekleri ve gelin olmak, Ümit Meriç, Hayrettin Karaman, Ahmet Turan Alkan ile Ramazan sohbetinin yapıldığı dergide Ali Bayramoğlu ile yapılan ilk Türk devrimi söyleşisi öne çıkıyor. Mehmet Şeker'le yapılan sıcak sohbet sayının önemli bölümleri arasında yer alıyor.
Bilgi tel: 0312 419 75 42
|
|
|
|