AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Meslek liseleri meselesi

Demokrasi halkın kendini yönettiği sistemdir. Ülkemizde de halkımız bu hakkını seçtiği vekiller vasıtasıyla kullanmaktadır.

Halkımız vekillerini 5 yılda bir yapılan seçimlerle belirlemekte ve onlara kendini yönetme yetkisi vermektedir.

Bu yetkiyi verirken de siyasi partiler arasında bir tercihte bulunmaktadır.

Halkımız 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde bir tercih yaptı. DSP, MHP, FP, DYP ve ANAP'ı parlamentoya gönderdi. O parlamentonun çıkardığı DSP-MHP-ANAP hükümetinin icraatlarını beğenmemiş olacak ki 3 Kasım'da başka bir tercih yaptı.

Bu kez geçen dönemde mecliste olan partilerin hiçbirine vize vermedi. Sadece AK Parti ve CHP'yi meclise gönderdi.

AK Parti'yi ise ezici bir çoğunlukla iktidara taşıdı. Bunun demokratik anlamı AK Parti'nin seçim öncesinde gerek parti programı, gerek seçim beyannamesi gerekse seçim çalışmalarındaki vaatlerini doğru bularak AK Parti'yi iktidara taşımış olmasıdır.

Yani halkımız demokratik hakkını kullanarak AK Parti'den programını uygulamasını istedi.

AK Parti de 58 ve 59. hükümetlerde programlarını teker teker uygulamaya koydu.

AB politikaları takdirle karşılandı.

Faizlerin ve enflasyonun düşmesi, paramızın değerlenmesi, piyasalara istikrar gelmesi, esnafa, çiftçiye nefes aldıracak uygulamalar yapılması, ulaşımda dev adımların atılması, tarımda sağlıkta devrim niteliğinde icraatlar yapılması, ücretsiz kitap dağıtımından yoksullara kömür verilmesine kadar toplumun takdirle yad ettiği bir yığın icraatlar yapıldı.

AK parti programını uyguluyordu verdiği sözleri bir bir yerine getiriyordu.

AK Parti'nin verdiği sözlerden biri de meslek liselerinin üniversitelere girişteki adaletsizliğin kaldırılmasıydı.

AK Parti bu vaadini yerine getirmek istediğini her beyan edişte maalesef kimi çevreler hemen ayağa kalkarak tepki koymaya başladı.

Onlar bu tavırlarıyla aslında halkın kararına itiraz etmektedirler. Bu tavırlarıyla halkın demokratik iradesine ipotek uygulama gayreti içine girmektedirler.

Onlar, halkın programını uygulaması için seçtiği siyasi partiye karşı tahammülsüzlük göstererek bizzat halkın iradesine karşı hazımsızlık sergilemektedirler Bu durum onların demokratik ahlaktan da yoksun olduklarını göstermektedir.

Bu tavır halkın kararına saygısızlıktır, halka saygısızlıktır.

Asli görevleri konusunda bile sorumluluğu siyasi iradeye yıkarken, üzerine vazife olmayan konularda siyasi iradeyi tehdit edercesine beyanat vererek toplumu gerenlerin henüz demokratik düşünce ve ahlak açısından yeterli olgunluğa kavuşmadıkları görülmektedir.

Milli iradenin tecelligahı olan TBMM komisyonlarının davetini fakslarla reddederek meclisi tanımadıklarını ilan edenlerin demokrasi kültürünün sıfırın altında olduğu görülmektedir.

AK Parti seçimden önce de sonra da, meslek liselerinin üniversiteye girişte maruz kaldıkları adaletsizliğin giderileceğini açık açık ilan etmiş ve halktan destek istemişti.

Halk da AK Parti'nin istediği desteği fazlasıyla verdi. Şimdi sıra diğer bütün vaatlerini yerine getirdiği gibi meslek liseleri konusunda da vaadini tutmaya geldi.

Bütün Türkiye özellikle 900 bin civarındaki meslek liseli bu düzeltmeyi bekliyor.

Hükümet YÖK yasasının gecikmesi üzerine puan katsayılarında adaleti tesis edecek tek maddelik bir tasarıyı meclise sevk edince yine kızılca kıyamet koparıldı. Bazıları kantarın topuzunu iyice kaçırınca başbakan bile sonunda patladı ve bilinen o sert çıkışını yaptı.

Lafı uzatmayalım. AK Parti meslek liseleri konusunda da verdiği sözü tutacaktır/tutmak zorundadır..

Bu sözü tutmanın iki yolu vardır.

Ya tasarısını getirecek ve tüm tepkilere sırtını dönerek bu tasarıyı yasalaştıracaktır.

Ya da toplumu germeden uzlaşma kültürü içinde sabırla ve sükunetle meslek liselerine haklarını iade edecektir.

AK Parti'nin ikinci yolu tercih ettiği görülmektedir. Gerginliğe mahal bırakmadan uzlaşma kültürü içinde adaleti tesis etmeyi yeğlediği anlaşılmaktadır. Doğru olanı yapmaktadır. Geçmişte bir kitap fırlatmanın nelere mal olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz..

Bu tespitten hareketle, eğer bu tasarı alt komisyona havale edildiyse bunu AK Parti'nin vaadinden geri döndüğü şeklinde yorumlamak ve bunu bir geri adım olarak değerlendirmek isabetli olmaz.

Bu yol, toplumu germek isteyenlere fırsat vermeden sorunun çözümünü zamana yayma yoludur ki aklın yolu da budur.

AK Parti bu sorunu çözmek zorundadır.

Çözmeyenlerin akıbetini 3 Kasım'da gördük.

Meslek liselerinin bu tabii hakkını sırf İmam Hatip liselerine duyulan muhabbet(!) sebebiyle inkar edenlerin din eğitimi iddialarına ve İHL'lerin fazlasının kapatılmasıyla ilgili konuya bir sonraki yazıda temas edeceğim.

Evet ben de İHL'lerin fazlasının kapatılmasına evet derim ama şartım var.


18 Ekim 2003
Cumartesi
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED