|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türkiye'de neredeyse herkes Avrupa Birliği'nden (AB) yana. Kamuoyu yoklamaları halkın büyük çoğunluğunun Türkiye'yi AB üyesi görmek istediğine işaret ediyor; her konuda ahkâm kesenler de, yazı ve yorumlarında, eğilimlerinin AB'den yana olduğu izlenimini vermeye dikkat ediyorlar. Genelkurmay başkanı Org. Hilmi Özkök, bir Yunan gazetesine, "Türkiye'nin AB üyesi olması Türk-Yunan sorunlarını da çözer" diyecek kadar AB'den umutlu. Hükümet ise, en inatçı 'niyet okuyuculara' bile, "Aslında AB'ye taraftar değiller" dedirtmeyecek bir kararlılık sergiliyor. Sevinmemiz gerekir, değil mi? En kritik konularda uyum yasaları çıkartabilmiş bir ülkenin bu yoğun aşkına AB'nin de aynı tutkuyla cevap vermesi beklenmez mi? Ancak, AB üyeliği yolunda yüze yüze kuyruğa geldiğimiz şu günlerde, herkesin ama herkesin, iki yüzlülüğü ve içten pazarlıklılığı bir tarafa bırakarak, bir muhasebe yapması gerekiyor... AB üyeliği sadece hükümetlere ek görevler yüklemiyor, devletin bütün kurumlarını belli bir standarda tâbi kıldığı gibi toplumun da kendisini baştan ayağa elden geçirmesini zorunlu tutuyor. Ekonomide, sosyal hayatta, siyasetin niteliğinde, hatta kişiden kişiye ilişkilerde kendimizi yeniden yapılandırmamız gerekiyor... Buna hazır mıyız gerçekten? İktidar partisi kongresini şu yakınlarda yapmasa, anamuhalefet kurultayına hazırlanıyor olmasa, YÖK tartışmaları vesilesiyle imam hatip okulları gündeme gelmese, eski DEP milletvekilleri cezaevine geri gönderilmese, bu soruyu sorma ihtiyacı duymayabilirdik... Ancak, kısa bir süreye sığan bütün bu gelişmelerde, Türkiye, AB üyesi bir ülke gibi davranmaktan çok uzak kaldı. Bizi AB'ye götürmesi beklenen siyasetçilerin iyi bir performans sergiledikleri söylenemez... Ak Parti kongresine egemen olan disiplin havası, genel başkanın hazırladığı listede yer alanların parti yönetimine seçilmelerine kadar vardı. Biz, 'parti içi demokrasi' ve 'kolektif akıl' üzerine oturan bir siyasî çizgi izlemeye söz vermiş AKP'deki bu 'tekçi' tavrı eleştirirken, önümüzdeki hafta toplanacak CHP kurultayında, Deniz Baykal'ın da 'tek seçici' rolü oynamaya hazırlandığı ortaya çıktı. Siyaset hayatına rengini veren bu 'tekçi' görüntünün benzerine herhangi bir AB üyesi ülkede rastlamak mümkün olabilir mi? YÖK tartışması da Avrupa'dan bakanlar için akıl karıştırıcı. Kendilerinin de vaktiyle "Değişmeli" dedikleri yasaya hız kazandıran hükümetin hazırlığını akamete uğratmak için rektörlerin bir kuvvet komutanının kapısına gitmelerini AB'nin anlamasını beklememeli. Ya da, Genelkurmay 2. başkanının aynı konuda açıklama yapmasını... Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde eğitim sisteminin yarıdan fazlası kilise okullarınca karşılanırken, bizdeki "İmam hatipler kapatılsın" kampanyası Türkiye'ye "Gel" demesi beklenen AB üyesi ülkeleri muhakkak rahatsız ediyor. "Başörtüsü dinle ilgisiz" diyecek dinadamı avına çıkan yasakçılar, üniversite kapısından döndürdükleri gençkızların çeşitli Avrupa ülkelerinde eğitim gördüklerinin farkında değiller; ancak o ülkeleri yönetenler bizdeki bu garipliğin fena halde farkında... Türkiye'nin önünü tıkayan Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu maddeleri değişti; on yıla yakın süredir cezaevinde tutulan DEP milletvekilleri bu sebeple yeniden yargılanıyorlar. Ancak, eski milletvekillerinin, onlar için gerçekleştirilen yeni düzenlemeden yararlanmaları çeşitli gerekçelerle engelleniyor. Tıpkı, Meclis'ten çıkan Kürtçe tv ve eğitimle ilgili yasanın gereğinin, akıl almaz bahanelerle bir türlü hayata geçirilmemesi gibi... Çok kısa bir süre içerisinde ardı ardına yaşanan bu gelişmeler üzerinde derin düşüncelere dalmalı ve artık kendi kendimizi aldatma noktasına varmış durumumuzu yeniden gözden geçirmeliyiz. Hükümeti ve muhalefetiyle siyaset sınıfı gerçekten demokrasi istiyor mu? Askerî kesim ulusal savunma konuları dışında görüş açıklayıp tavır almaktan vazgeçmeye hazır mı? Eğitim hayatımızın demokratikleşmesine, insanlarımızın hak ve özgürlüklerini bütünüyle kullanmasına râzı mıyız? Anadille eğitim ve iletişim haklarını insanlarımıza çok görmekten vazgeçebilecek miyiz? Düşününüz; cevabınız "Evet" ise Türkiye AB üyesi olacak diye şimdiden sevinmeye başlayabilirsiniz...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |