|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
MEHTAP GÜR
29 Aralık 1907-15 Ekim 1958... İstanbulda açtığı gözlerini, 1958 sonbaharında bedeninden özgürleşirken yumarak, sonsuzluğa kanatlandı. Doğu ve Batı Kültürlerinin bir araya aktığı bir aile çevresinde yetiştiğinden iki kültürü sentezleyebilecek kadar yakından tanıma fırsatı buldu. On sekiz yaşına kadar gazel ve rubai gibi klasik şiirlerle meşgul olan Asaf Halet Çelebi, şiirindeki gerçek sesi ve kişilik yapısını1937'den sonra buldu. Somut varlıkları soyut imgelerle farklı bir boyuta taşıyarak sezgiye dayalı ve mistik bir yaklaşımla eserlerine yansıtan Son Osmanlı, masal ve tekerleme dilinden yararlanarak soyut şiir akımına öncülük eden şiirler yazdı. Eserleri: He, Lamelif ve Om Mani Padme Hum( Tüm Şiirleri)dur. Çelebi, seksen sayfalık bir şiir kitabıyla Türk Şiiri'nde hatırı sayılı bir yere sahiptir. Ne şiiri ne de düşüncesi asla damar tıkanıklığına yakalanmamıştır.Bir çırpıda tüketilemeyecek bir değer taşıdığındandır ki dün, onu bugüne omuzlamaya devam ediyor. Şimdi kuşkusuz, köklerinin uzandığı o hayat damarına doğru uzanmamız gerek. Bu sonsuz soluğun sırrına ermek için bile olsa... Asaf Halet Çelebi hem aydın, hem de entellektüel olmanın kesişim noktasında ortaya çıkıyordu. Ne yazık ki değerini fark edebilecek kimse yoktu. Galatasaray lisesi mezunu bir kütüphane memuru olarak ömrünü geçirmis ve yazar çizer çevresinin bohem hayatı onu bir türlü içine sindirememişti. Onlar da Oguz Atay benzerlerine yaptiklari gibi, O'nu da yok saymislardı . Biraz da olsa Özdemir Asaf bilmişti kiymetini. Bunun dışında ötekileştirilmesini bırakın adeta yalnız yaşamıştı. Gelenekselleşen ve değerlerimiz konusunda başımızı öne eğdiren aykırıtutumumuzun hüznünü ve tekbaşınalığını hissettirerek küs kaybettiğimiz değerlerimizden biriydi Son Osmanlı. Gömmeden ve üzerinden bunca yıl geçmeden varlığını ve eserlerini anımsayamadığımız bir değerdi. "Biz, maalesef çekilen kürekler, yorulan ve son nefesini veren kalemler, sanat adına atıp duran yürekler, sarf edilen çabalar, dökülen terler ve en önemlisi vakfedilen hayatların değerini bilmeyen duyarsız ve içderinliksiz bir toplum olduk" diye acıyla ünlerken, Hece Yayınlarının yakın geçmişimiz üzerinde tabakalanan bu kıkırdak yargıyı kırması bizi bu anlamda ümitvar kıldı. Düşünüyorum da, belki Asaf Halet Çelebi kendisine verilen bu sonsuz değeri hayattayken hissetseydi. Keşke, diye düşünüyorum ama şimdi O lacivert boyutun sonsuz derinliğinde zamanın, mekanın sınırlandırdığı anlaşılmazlıkların ve iç burkan dışlanmışlıkların ötesinde yaşıyor. Ve eserleriyle süreklileştiği için muhteşem soluğuyla hep aramızda dolaşacak.
"Gömenler, benim /gövdemi gömerler/ben başka yerdeyim" (A. H. Çelebi)
|
|
|
|
|
|
|