Mevlana şehri Konya'nın, 'Ne olursan ol gel' sözüne uyan ve herkesi kucaklayan bir havası var. Bu çağrıya kulak verip gelenleri kent merkezinde karşılıyor Mevlana Türbesi. Her yaştan her ırktan farklı farklı ziyaretçi, türbeyi, saygı, hayranlık ve merak karışımı bir ifadeyle geziyor. Ankaralılar için Konya "Git-gel Konya 6 saat" diye tarif edilecek kadar yakın, ama türbenin ziyaretçileri arasında uzak ötesi Japonya'dan gelen turistler bile bulunuyor. Gelelim Konyalı'nın sorunlarına, hükümetten beklentilerine... Konuştuğumuz bütün Konyalılar, AK Parti hükümetinin gidişatıyla ilgili söz birliği yapmış gibi, Başbakan Erdoğan'ın 10 aylık icraatını umut verici buluyor. Zeytincilik ile geçinen Muhsin Kaleli hükümetten umudunu "En azından gayretini hissediyoruz" sözüyle anlatırken, sorunların çözülmesi için hükümetin zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Sorunlar her yerde aynı

Konya'nın sorunları ülke sorunlarından pek de farklı değil doğrusu. En büyük dert işsizlik, yani ekonomik içerikli. Türkiye'nin dış borçlarının sürekli artmasına kızan emekli memur Gülsüme Özbaşı, "Kendi imkanlarıyla geçinmek yerine ha bire borçlanıyoruz. Kapatalım kapılarımızı memleketimizde ne varsa onu yiyelim. Ben köpek mamasının borcunu evlatlarıma miras bırakıyorum" diyerek tepkisini seslendiriyor. Esnaf Cafer Tayyar Şahin de sözü Dolar'a getiriyor ve "Dövizin inmesi ayrı bir dert, çıkması ayrı bir dert. Buna bir çözüm bulunsa, fiyat otursa 3-5 ay ya da 1 sene çok faydalı olur" mesajını yolluyor Ankara'ya. Tabii, Konya-Ankara arasında hızlı tren projesi, Mevlana Kültür Merkezi inşaatı, Konya Ovası Projesi gibi yerel sorunlar da dile getiriliyor. Avukat Hamide Kaya ise sigortasız işçi çalıştıranların fazlalığına dikkat çekerken, "Çalıştığı halde ücret alamayan çok kişi var. Sigortasız işçi çalıştırma yaygın Konya'da. Esnafımız bu konuda çok insafsız" diyor.

Ulaşıma ağırlık verilmeli

Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez ise işsizliğin Konya'nın da en büyük sorunu olduğunu belirterek "İşsizlik her geçen gün artıyor. İşsizliğe çare bulunması amacıyla özel sektörde istihdam ağırlıklı işlerin teşvik edilmesini istiyoruz. Ayrıca Konya Ovası Projesi ciddiyetle ele alınmalı. Bu proje hayata geçer ise, Konya Ovası sulanabilir hale geleceği için tarım ürünlerinin çeşitliliği de artacak. Tarım ve hayvancılık alanında, tohum ıslahı ve yerli hayvan ırkını geliştirme çalışmalarının yapılması gerekiyor. Konya'daki ticari yaşamın gelişmesi için de, özellikle havayolu-demiryolu ulaşımının sağlıklı hale getirilmesi önem taşıyor" diyor.

Konya da değişmiş

Hani bir söz vardır, "Değişmeyen tek şey değişim!" Alın size bir örnek. Uzun yıllar Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan'ın kalesi olan Konya da değişime ayak uydurmuş. Konyalı,yaşlı siyasetçi yerine, Tayyip Erdoğan'ı tercih etmiş. Görüştüğümüz hemen herkes Erdoğan'ı daha başarılı buluyor. Avukat Yıldız Varan'a göre "Boynuz kulağı aştı". Emekli Mehmet Civelek'in yorumu da ilginç, "Herşey eskimeye mahkum. Eskileri bırakıp yenilere itibar etmek lazım. Ben şimdi şu yaştan sonra ne kadar koşabilirim?" Konyalılar, Türkiye'nin genç nüfusuna genç bir Başbakan'ın hitap edebildiğini söylüyor. Halil Alkış, "Erbakan, artık kenardan Erdoğan'ı desteklemesi, 'Onu ben yetiştirdim' diye düşünmesi lazım" mesajını da gönderiyor.

Yeteri kadar kredi kullanamıyoruz

Konya Sanayii Odası Başkanı Ahmet Şekeroğlu: Konya KOBİ'lerin baş şehri. 25 bini aşkın KOBİ var. Bunla-rın tamamına yakını kendi ayakları üzerinde duruyor. Bu kadar krize rağmen bu yapı hâlâ değişmiş değil. Çok fazla kredi kullanımı yok Konya'da. Çünkü kendi ayakları üzerinde duran insanlar için ödeme şartları, vadesi, faiz oranları açılarından uygun kredi şartları geliştirilebilmiş değil. Kredi kaynaklarını kullanamadığı için bir türlü sıçramayı sağlayamıyor. Oysa öz kaynağı en güçlü il Konya. Bir de yetişmiş eleman problemi var. Teşvikler kuşa çevrildi. Küçük ve orta işletmeli sermayelerin önünü açabilecek yeni bir teşvik sisteminin gündeme getirilmesi gerekli. Girdi maliyetlerinin düşürülebilmesi, özellikle enerji girdi maliyetlerinin düşürülmesi şart.

REFERANDUMA GEREK YOK

Konya, hükümet ile Cumhurbaşkanı Sezer arasındaki veto trafiğini de yakından izliyor. Mehmet Civelek, veto trafiğiyle ilgili "Cumhurbaşkanı'nın engellemeleri olmazsa hükümet daha başarılı olacak" yorumunu yapıyor. Ağırlıklı görüş bazı orman arazilerinin satışını öngören '2B' yasasını Cumhurbaşkanı Sezer'in onaylamasının doğru olduğu yönünde. Konya, 2B yasasının ülkenin kaynak ihtiyacını karşılayacağına inanıyor. Avukat Hamide Kaya Cumhurbaşkanı'nın vetosunu taraflı bulduğunu belirtirken, "Cumhurbaşkanı yasayı onaylamalıydı. Hiçbir ideolojiye girmeden Türkiye'nin menfaatlerini gözönünde bulundurmalıyız" diyor. Referanduma gerek olmadığını savunanlar, satılacak arazilerin orman vasfını kaybettiğini dile getiriyor.

Irak'a Türk askeri gönderilsin

Ülke gündemini meşgul eden konular ile ilgili de görüşlerini alıyoruz Konya'nın. Irak'a Türk askeri gönderilmesi konusunda çoğunluk 'gönderilsin' diyor. Gönderilsin diyenler, "Türkiye'nin menfaatleri gereği Türk askeri Irak'a gitmeli" ortak noktasında buluşuyor. Emekli Halil Alkış, "Bir Hıristiyan gelmiş din kardeşlerimizi kırıp geçiriyor. Müslüman komşu ülke olarak orayı korumalıyız" diye konuşurken, ev hanımı Şükran Çetinkaya "Türkmenler'e belki de askerimiz gitsin diye bilerek baskı uygulanıyor. Ama oradaki halk bir an önce demokrasiye, huzura kavuşsun istiyorum. Türk askerine silah çekilmeyeceğini düşünüyorum" görüşünü savunuyor. Asker göndermeye karşı çıkan bakliyatçı Süleyman Çokyüksel, gerekçesini "Müslüman Müslüman'a silah sıkmaz. Türkmenler orada yaşayacak ise birtakım şeylere katlanmak zorunda. Eğer katlanmıyorsa bizim buradaki askerin hiçbir vebali yok. Ona kalırsa Filistin'deki Müslümanlar'ın da sorunu var" diye açıklıyor.

ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ KONYA'NIN OLMAZSA OLMAZI

Şehre hem ekonomik hem de sosyal açıdan canlılık katan üniversite gençliği Konya'nın olmazsa olmazı. Selçuk Üniversitesi'nin toplam 62 bin öğrencisinin bulunduğu gözönüne alınırsa, Konya'da ev kiralarının neden yüksek olduğu daha iyi anlaşılıyor.

Şurası bir gerçek, Konya'yı bir uçtan diğer bir uca gezen kişi 'dümdüz' bir şehirde dolaştığına emin oluyor. Zaten Konyalılar da yokuşu bulunmadığı için 'emekli' gözdesi olmaya aday bu şehrin avantajını iyi kullanıyor. Caddelerde belki de araba sürenden çok bisiklete binene rastlanıyor.