AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
PKK-KADEK

Kuzey Irak'taki 4-5 bin kişilik PKK-KADEK varlığı... Uyuma halinden aktif sorun niteliğine yeniden bürünme sürecinde...

Türkiye açısından orada bir sorun yumağı durup duruyor.

Türkiye o sorunun hallini istiyor; çünkü o odaklaşmayı tehdit olarak algılıyor.

Kendi topraklarında olsaydı, sorunun çözüm yükümlülüğü kendisine ait olurdu. Ama odak Irak topraklarında ve şu an Irak'a Amerika'nın işgal güçleri hakim.

İşin ilginç yanı, Kuzey Irak'a fiili anlamda "Kürt vatanı" hüviyeti verip, üzerine özel bir koruma zırhı örten Amerika, Türkiye'ye " o işi bana bırak, Kuzey Irak'ta fazla dolaşma" dedi. Hatta fazla dolaşma ihtimalini yoketmek için Türk askerlerinin başına çuval bile geçrdi.

Bunun üzerine Türkiye, Dışişleri Bakanı'nın dillendirdiği denklemi ortaya koydu:

"Amerika PKK-KADEK'i terör örgütü olarak görüyor. Ayrıca Irak'ta BM'nin tanıdığı tek otorite ABD. Öyleyse ABD'nin bu terör örgütü ile mücadele etmesi gerekiyor."

Uluslararası terörle mücadeleye bu kadar vurgu yapan ABD de bu çıplak mantığın farkında. Onun için her ABD'li yetkili Türk yetkililerle münasebetinde "PKK-KADEK'in Türkiye'ye karşı terör üssü olmayacağı" sözünü veriyor.

Eve Dönüş Yasası Türkiye'nin PKK-KADEK'i çözmek için ABD ile istişare halinde çıkardığı bir düzenleme idi. Öcalan dışındaki liderler için özel bir sürgün projesi planlanmış, geriye kalan militanlar ise kimi tamamen afla, kimi küçük cezalarla "topluma kazandırılması" öngörülmüştü.

Ancak, yasaya "dağdan" ilgi az oldu. Dolayısıyla şu anda "dağdaki tehdit odağı" sorun niteliğini koruyor.

Üstelik, PKK-KADEK adına şaşırtıcı bir açıklama yapıldı. Örgüt, Eve Dönüş Yasası'nı bir "savaş ilanı" olarak kabul ettiğini belirterek, Öcalan'ın yakalanmasıyla devreye soktuğu ateş-kes'i kaldırdığını ilan etti.

Ne demekti bu? Nedendi? ABD'nin kontrol ettiği bir alanda açıklanan savaş ilanı, ABD'den nasıl bir tavır beklentisini içeriyordu?

Acaba "Eve Dönüş Yasası" genelde kabul edildiği gibi örgüte hiç ulaşmamış, dolayısıyla militanları hiç etkilememiş miydi?

Yoksa, her militan örgütte dedikodulara-çözülmelere yol açacak olan uzun eylemsiz bekleme sürecinin üzerine gelen Eve Dönüş Yasası, bir biçimde kamplara ulaşmış ve çözülme emareleri başlamıştı da, yönetici kadro, dağılmayı önlemek için militanları sıcak eylemlere sevketmeye mi karar vermişti?

ABD'nin PKK-KADEK'e arka çıkması beklenemezdi. Bu, ABD'nin "terörle mücadele" gibi en ayağı yere basan söyleminin berhava edilmesi demekti. Artı bu, ABD için, Ortadoğu'da bütün yumurtaları "Kürt sepeti"ne koymak anlamına geliyor, yani Türkiye'nin dışlanması demek oluyordu. ABD'nin Irak'ta Kürtler'e "en fazla müsaadeye mazhar toplum" muamelesi yaptığı açıktı. Ama bunun Irak'ta her şeyi çözmediği de açıktı. Amerika Irak'taki asayiş problemine Türkiye'nin askeri katkısını istiyordu. Türkiye ise askeri katkı için, bir çok sorun yanında, PKK-KADEK sorununun da çözülmesini gerekli görüyordu. PKK-KADEK yönetimi, böyle bir pazarlığı gözardı mı etmiş olmaktaydı?

Yoksa bu ateş-kes'i kaldırma ilanı, kuru sıkı bir tavrın yansıması mıydı?

Yani PKK-KADEK, yolun sonuna gelmiş olmayı içine sindiremiyor, çok kötü bir liderlik örneği sergileyerek militanları ateşin içine sürüklemeyi mi tercih ediyordu?

Yoksa daha seyredilecek oyunlar mı vardı?

ABD'nin Türkiye'nin önüne koyacağı ve PKK – KADEK'e "siyasi misyon tanıma"yı amaçlayan yeni pazarlıklara mı tanık olacaktık?

Şöyle iki bacaklı bir soru var ortada:

-Şayet ABD, PKK-KADEK'i terör örgütü olarak görüyor ve artık miadının dolduğuna inanıyorsa, PKK-KADEK'in yolun sonuna geldiği kesindir.

-Ve şayet ABD, bir başka formül içinde koruma zırhının PKK-KADEK'i de içine aldığı bir stratejik yaklaşım içinde ise, bu da ABD ile Türkiye'nin ilişkilerinin tedavisi imkansız bir yara alacağı anlamına gelir.

Şu an her şey net görünmüyor.

Hatta daha ağırlıklı görüntü, "asker talebi"ndeki büyük arzu sebebiyle, ABD'nin eğilimlerinin Türkiye'den yana olduğu intibaını veriyor. Ama burada da ABD'nin Irak'ta Türkiye'yi "görmek istediği yerde görmek" gibi bir şartının olduğu var sayılabilir.

Stratejik bir oyun içindeyiz. Bu oyunda en az şansın PKK-KADEK'te olduğunu görmek ve militanlarına yumuşak iniş yapma fırsatını vermek, PKK-KADEK liderliğinin haysiyet sınavı gibi görünüyor. Amerika Türkiye'yi satarsa, bu da Ortadoğu için en akla gelmeyecek bir ihtimal olacaktır. Ve o Amerika'nın aklını peynir ekmekle yemediğini ispat etmesi için çok uğraşması gerekecektir.

Ben PKK-KADEK liderliğine derim ki, kıymayın Kürt çocuklarına...


4 Eylül 2003
Perşembe
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED