|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Irak'a asker gönderme meselesiyle ilgili olaylar hızlandı. ABD yetkilileri meseleyi görüşmek için Ankara'ya geldiler. Tam da bu sırada, bu ziyaretten bir gün önce KADEK, 5 yıldır kendisinin ve Türkiye'de yaşayan bazı Kürtler'in dışında kimsenin farkında değilmiş gibi davrandığı 'ateşkes'e son verdiğini açıkladı. Kimse bunun ne anlama geldiğinin farkında bile olmadı. Hatta hükümet, bu ateşkes nedir, hangi ülkeye ait hangi örgüt niçin bu ateşkes ilanından vazgeçmiş bihaber görünüyor. AKP Hükümeti bazı konularda geçmiş Ecevit hükümetlerinden bile daha kattı. Söylemi, 'Gizli Yönetmelik'le birlikte iyice deşifre olan 'Derin Devlet'in söyleminden farklı değil. "Devlet herşeye kadirdir", "Devletimiz herşeyi bilir" ve "Devlet büyüktür" gibisinden basmakalıp laflar AKP'li bakanların ağzından düşmüyor. Kürt meselesine bakış tarzları da böyle. 'Kürt meselesi'ne dedik ama, hükümet böyle bir meseleyi şimdiye kadar telaffuz etmiş dahi değil. Hükümet programına koymuş değil, sözcüleri aracılığı söze konu etmiş değil. Velhasıl, böyle bir konuyu yok saymaya devam ediyor. Hatta kendi içinde, Kürt kökenli milletvekilleri bulunduğu halde AKP liderliği, Kürt lafını ağzına dahi almamaya gayret sarfediyor. Oysa ABD ile Kuzey Irak ve Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi ile ilgili konuşmalar, geliş gidişler oldukça hızlı. Biz Kuzey Irak'tan bahsedilmesini tabii hep Kürt meselesi olarak okuyoruz. Hatta Irak'a asker gönderme konusundan bahsetmenin de Kürt meselesiyle bağlantısı olduğunu biliyoruz. Adeta Türkiye'nin Irak'la ilgisi Kürt meselesine endekslenmiş gibi görünüyor. Kürt meselesi derken de, Kuzey Irak'ın kuzeyinde, Türkiye sınırı yakınlarında üslenmiş ve 5 yıldır ateşkes ilan etmiş bulunan KADEK (Eski adı PKK) adlı Türkiye kökenli Kürt örgütü akla geliyor. Hükümet, arada sırada askeri yöneticileri taklit edercesine KADEK tehlikesinden, Kuzey Irak'taki KADEK varlığının Türkiye için bir tehdit oluşturduğundan ve Türkiye'nin bu nedenle Kuzey Irak'a ve hatta Irak'a asker göndermesi gerektiğinden söz ediyor. Ayrıntılara girmiyor. Bunun Türkiye açısından neden bir zorunluluk olduğuna değinmiyor. Şimdi de Irak'a asker gönderme meselesiyle ilgili görüşmeler yapmak üzere memleketimize gelen ABD yetkilileri ile bu konuyu konuşuyor. Daha önce, 'Devletin zirvesi' denilen platformda oluşan karar çerçevesinde, "Siz lütfen şu KADEK'i Kuzey Irak'tan atar mısınız?" diyor. Kuzey Irak'ın ve hatta yarımyamalak da olsa Irak'ın geriye kalan bölgelerinin de hakimi olan ABD ise, "bakalım" diyor. "Performansınızı görelim." Basına yapılan açıklamalarda ABD'nin, Kuzey Irak'taki Kürt yönetimleri dışında kalan silahlı güçlere karşı olduğu ve bu çerçevede KADEK'ten de silahlarını bırakmasını istediği biliniyor. Buna rağmen ABD'nin, Orta ve Güney Irak'taki işgal güçlerine karşı yürütülen direnişe bakarak Kuzey Irak'a bir sorun çıkmasını istemediği de biliniyor. ABD, KADEK konusunda acele etmeye niyetli değil. Üstelik de bu konunun, Türkiye'nin yaklaşımı ile çözülmesini istediği de malum. ABD'nin işi ağırdan almasının şimdi bir nedeni daha var. Türkiye'nin Irak'a, askeri olarak başının belaya girdiği bölgelere asker göndermesini istiyor. Türkiye'nin bu konuda nasıl bir performans göstereceğine bakmak istiyor. Tam da bu sırada KADEK ateşkesin sona erdiğini açıklıyor. Batı medyasına bakılırsa, bu karar ABD'nin, Ankara'nın Irak'a asker göndermesi için yaptığı çabaları olumsuz etkileyebilecek. Çünkü Türkiye de, merkezi Irak'a asker gönderme bahanesi ile Kuzey'deki Kürt yönetimlerini ve hatta KADEK'i baskı altında tutabilmenin hayalini kuruyor. Ateşkesin sona ermesi, AKP hükümeti anlamaz görünüyor ama, çatışmaların yeniden başlaması anlamını taşıyor. Nitekim son günlerde, medyaya pek yansımasa bile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun bazı yörelerinden çatışma haberleri gelmeye başladı bile... Oysa bölgede çatışmaların başlamasının kimsenin işine gelmemesi lazım. ABD, bölgede istikrar istiyor. Türkiye'nin ekonomik durumunu düze çıkartabilmesi için huzur ve istikrara ihtiyacı var. Öyleyse şu sırada iki şeyden kaçınmak lazım. Birincisi hükümet, Kürt meselesini yok sayan tavrından sürate sıyrılmak zorunda. KADEK'in sadece bir terör örgütü olmadığını Kürt sorunu ile yakından ilgili bulunduğunu anlamak durumunda... İkincisi de, Irak'a asker gönderme meselesini, askerlerin ve 'Devletin Zirvesi' denilen yapının bakış açısına göre ayarlamaktan vazgeçmeli. KADEK meselesini halletmesi için ABD'ye yaranmak uğruna maceraya atılmamalı. Sorunları çözmenin yolu, o sorunları kabul etmekten geçer...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |