|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
YENİ DELHİ- Kuşkular yersiz değil: Türkiye, 28 Şubat'ın en netameli günlerinde bile esnemeyen bir ilişki tarzı sürdürüyor İsrail'le; önümüzdeki hafta başbakanı ülkemizi ziyaret edecek olan Hindistan ise, uzun yıllar 'gizliden' sürdürdüğü İsrail ilişkisini Ariel Şaron'un olaylı gezisiyle aleniyete döktü. Bu hızlı trafiğe bakanların, "ABD gözetiminde, İsrail-Türkiye-Hindistan ekseni mi kuruluyor?" diye düşünmeleri haksız ve yersiz değil... Hindistan açısından olayın netameli pek çok boyutu bulunuyor. Anayasasına göre, 'demokratik' ve 'lâik' olduğu kadar 'sosyalist' bir ülke Hindistan; yıllar boyu mazlumların dâvâlarının yanında görünmüş, ezene karşı ezilenin yanında yer almış bir ülke burası... Filistin Dâvâsı'nı sürdürenler, zaman zaman Pakistan'ı gücendirmeyi de göze alarak, Hindistan'la ilişkileri samimi bir düzlemde yürütmeye hep önem verdiler... Ariel Şaron'un Filistin'de en sert çatışmaların yaşandığı bir dönemde Delhi'ye gelişi, bu yüzden, iki taraftan da tepki çekti... Şaron ilân edildiğinden bir gün geç geldi Hindistan'a, önceden ilân edilmiş programın son gününe kalmayıp erkenden ülkesine döndü... Gecikmesinde de erken gitmesinde de İsrail ve Filistin'de yaşanan 'kanlı' olaylar etken oldu. Hindistan'dan döner dönmez ayağının tozuyla katıldığı bakanlar kurulu toplantısından, Hindistan'ı 'en yakın dostu' bilen Yaser Arafat'ın derdest edilerek derhal sürgüne gönderilmesi kararını çıkarttı Ariel Şaron... İsrail başbakanı terk ettiği gün ülkeye ayak basan bir yabancı gazeteci için en ilginç gözlem, Hindistan'da her düzeyde duyulduğu fark edilen mahçubiyet oluyor. Normal program uygulansa beş günü kaplayacak bir ziyaretin ardından beklenecek memnuniyetten iz görülmüyor ortalıkta. Zaten, Şaron'un buradaki varlığı, yalnızca sayıları 200 milyonun üzerindeki Hint Müslümanları'ndan değil, ülkenin her kesiminden tepki aldı. Hindistan hükümetinin, "Yeni bir eksen mi kuruluyor?" sorusuna çok keskin ifadelerle "Hayır" cevabını vermesine bu yüzden şaşırmamak gerekiyor. Konunun Hindistan açısından 'hassasiyet' teşkil edişinde, ülke dış politikasının hiç gözardı edemediği Pakistan'la ilgili mülâhazalar da önemli bir rol oynuyor. Hindistan, Keşmir ihtilâfı yüzünden çok sık boğaz boğaza geliyor Pakistan'la; her iki ülke de bütün adımlarını birbirlerini hep göz hizasında tutarak atıyorlar... Hindistan bir nükleer güçtü; Pakistan da kendini bir 'nükleer güç' yapana kadar bütün varlığını harcadı... İsrail ile bir 'pakt' içinde buluşmak, Hindistan'ı, bu yönden de ciddi biçimde zorlayacak bir gelişme. Giderek yeni ülkelerle genişleyen bir 'pakt' arayışını ABD ve İsrail elbette arzu eder. Türkiye, bu iki ülkeye çok geniş bir coğrafyaya açılım fırsatı sağlıyor; Hindistan ise yanızca Alt-Kıta ülkesi olmasından değil, kalabalık nüfusu, yetişkin beyin gücü yanında tarihsel bağları ve temsil ettiği 'ideolojik' boyut açısından da önemli bir ülke. Afganistan, Irak ve Filistin'de savaşla yakalamaya çalıştıkları üstünlüğü, Türkiye ve Hindistan'la diplomatik yoldan elde etmeyi ister ABD ve İsrail... Delhi, ısrarla, "Yeni bir eksen kurulmuyor" dediğine, Türkiye de iddiayı yalanladığına göre, bu iki ülkeye düşen, ABD ve İsrail irtibatlarını, temsil ettikleri varsayılan değerler dünyası adına kullanmaktır. Hindistan'dan yıllardan beri ilk kez başbakan düzeyinde bir ziyaretçi kabul edecek Türkiye konuk ülkeyle 'dost' Pakistan arasında varolan ihtilâfın adaletli biçimde çözülmesine katkıda bulunabilir. 'Pakt' arayışına yüz vermediklerini bildiren Türkiye ve Hindistan'ın, İsrail'in iyi ilişki sürdürme arzusuna, Filistin'deki Şaron şiddet politikalarının değişmesi şartıyla mukabele etmeleri neden düşünülmesin? "İsrail, Türkiye ve Hindistan arasında ABD gözetiminde yeni bir eksen kuruluyor" beklentisi ABD ve İsrail'in bilinen politikaları yüzünden tepki çekiyor. Washington'da ipleri ellerinde tutanlar ile İsrail arasında varolan yakınlık da tedirginliği büyütüyor. Hindistan ve Türkiye'de çok taraflı ilişkileri sürdürmekten yana olanlar bile yaşıyor bu tedirginliği. Bu da, kurulmak istenen yakınlığı veya varolan yakınlıkları samimileştirmeyi zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Hindistan başbakanı Atal Bihari Vajpayee'nin iki gün sonra başlayacak Türkiye ziyareti bu konuların görüşülmesine imkân sağlaması açısından da önemli.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |