AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Alaturka bir âdet: 'Üniversite-Asker zirvesi' (!)

YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün bazı rektörlerle birlikte Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Arman'ı ziyaretine dair bilgiler birkaç gündür gazetelerde...

Bu ziyaretin kimin isteğiyle gerçekleştiği de basını meşgul etti. Radikal'den Hakkı Devrim'in kısa bir dökümünü çıkardığı gibi, kimi gazeteye göre ziyaret Yalman'ın daveti üzerine gerçekleşmişken, kimine göre inisiyatif YÖK Başkanı'ndaydı...

Her neyse de; öyle ya da böyle YÖK Başkanı'nın başkanlığında bazı rektörlerden oluşan bir heyet Kara Kuvvetleri Komutanı'nı ziyaret ederek "taslak"tan şikayetçi oldular...

Aslında dikkat ederseniz, ziyaretin nasıl gerçekleştiği bir yana, ziyaretin amacı bile tek başına insanı derin düşüncelere sevkeden cinsten...

Bir kere, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın YÖK ile "taslak" ile ne ilgisi var? "Kara Kuvvetleri Komutanı", adı üzerinde Kara Kuvvetleri Komutanı değil mi? YÖK ya da "taslak" gibi, hatta "Üniversite" gibi üzerinde kimlerin düşünüp çalışacağı belli olan bir konu üzerine Kara Kuvvetleri Komutanı ne diyecek ki?

Hadi diyelim ki Kara Kuvvetleri Komutanı bir gazetede belirtildiği gibi "Geçmişte Kara Harp Akademisi Öğretim Başkanlığı görevinde bulunduğu" ve dolayısıyla "üniversite sorunlarını yakından bildiği" için, (ya da bir başka gazetede belirtildiği gibi, "Taslağı satır satır okuduğu belli" olduğu için) bu işe "amatörce" bir ilgi duyuyor ve konuyu tartışmak istiyor.

Peki ya YÖK Başkanı ve yanındaki rektörlere ne demeli; onların bu ziyaretten beklentileri ne?

Tamam "beklenti"nın ne olduğu üç aşağı beş yukarı malum ama böyle uygunsuz bir bilgilendirme ziyareti, heyette yer alanları -birer üniversite hocası olmak bakımından- hiç mi rahatsız etmiyor?

Hürriyet gazetesi söz konusu ziyaretin / görüşmenin "perde arkası"nı açıklamış. "Perde arkası" lafı sizi yanıltmasın, orada burada ne yazıyorsa aynısı... Ama bu yayınla bir kez daha anlıyoruz ki, ziyaret sırasında YÖK Başkanı ve bazı rektörler "taslak"tan şikayet ettikçe, Kara Kuvvetleri Komutanı da kendilerine destek vermiş. Hatta öyle ki, komutan şu sözlerle heyetin gönlünü bile almış: "Siz, Türkiye Cumhuriyet'inin vazgeçilmez ilkelerine sahip çıkan üniversitelerin rektörleriniz. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel felsefesinden taviz vermeyin."

Bitmedi; komutan heyeti şu sözlerle uğurlamayı da ihmal etmemiş: "Gelişmeleri izleyeceğim. Görüşelim hocalarım."

Ne acı; ülkedeki akademik hayat bu tür bilgilendirme ziyaretleri ve uğurlamalarla mı olgunlaşacak... "Sivilliğin", yani özgürlüğün kalesi olmak durumunda olan üniversitelerin yönetiminde olanlar doğru yolda olup olmadıklarını bir kuvvet komutanının iltifatına mazhar olup olmamakta mı sınayacaklar...

Gazetelerde yer alan haberlere göre, Org. Yalman meseleyi MGK'ya götüreceğini söylemiş.

Doğrusu bu da insanı derin düşüncelere sevkeden bir bilgi...

Peki mesele MGK'ya niçin götürülecek? "Niçin"in cevabı da malum; ama dikkat edin bu "niçin"e "medeni bir ülke"de cevap verebilmek mümkün değil.. "Üniversite" meselesiyle "askerler"in bu derece yakından ilgilendiği hangi "medeni ülkede" görülmüş? Prof. Burhan Şenatalar'ın (tanımayanlar için hatırlatalım, kendisi YÖK Genel Kurul üyesi) geçenlerde bir röportajda söylediği gibi, demokrasilerde askerlerin YÖK gibi kurumlarla ilgilendiği nerede görülmüş?

Ne diyelim; yoksa Radikal'den Türker Alkan'ın yazdığı gibi "MGK, aynı zamanda, askerlerle sivil politikacıların (askerisi varmış gibi!) arasında en yüksek düzeyde diyaloğun kurulabildiği ve atılabilecek yanlış adımların zamanında önlendiği bir platform oldu" diyerek işin içinden sıyrılalım mı?!

Benim önerim, Org. Yalman'ın YÖK'e ilişkin "taslak"ı "masaya yatıracağı" MGK toplantısına Alkan'ın da bir biçimde katılmasının sağlanmasıdır! İyi olur, kendisi de bir öğretim üyesi olduğu için YÖK konusunda da "yanlış adımların zamanında önlenmesi" açısından bayağı katkısı olabilir...

Hürriyet'in sözünü ettiğimiz ziyarete ilişkin haberinin başlığı şöyleydi:

"Üniversite asker zirvesinde ne konuşuldu"(!)

Bize ne konuşulduğundan; siz asıl "zirve"nin adına bakın! Hemen herşeyi tek başına anlatmıyor mu?

Ve siz şu işe bakın ki, tam da 12 Eylül tarihli bir gazetede...


14 Eylül 2003
Pazar
 
KÜRŞAT BUMİN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED